Taro traduction Espagnol
207 traduction parallèle
Taro'nun babası bu gece film gösterecek.
Esta noche el padre de Taro proyectarán películas.
Taro'nun babasının önünde kendini niye bu kadar küçük düşürüyorsun?
¿ Porqué debes agachar la cabeza ante el padre de Taro?
Çünkü Taro'nun babası müdür.
Porque él, es el Director de la Compañía
Maaşımı Taro'nun babası veriyor.
El padre de Taro me paga el sueldo.
Niye Taro'nun babası müdür oluyor da, benim babam olamıyor?
¿ Porqué el padre de Taro es Director y tu no?
Ben Taro'dan daha kuvvetliyim, üstelik okulda ondan daha akıllıyım.
Soy más fuerte que Taro y en la escuela tengo mejores notas.
Taro'nun hizmetçisi olacaksam artık okula da gitmem.
Si tendré que ser su empleado, no iré más a la escuela.
Taro, bunu sen yap.
- Taro, hazlo tú. - ¡ Perdón!
Adalet bakanı elçisi geliyor, Taro ise kaybolmayı tercih ediyor!
Menudo follón. Todo sea por nuestros invitados, son muy importantes.
Taro nerede?
¿ Dónde está Taro?
Sahip Taro!
¡ Sr. Taro!
Sahip Taro, bakanın gönderdiği elçi gelmek üzeredir.
- ¿ Qué? - Llegará el ministro Kuranosuke.
Size oğlum Taro'yu takdim edeyim.
Os presento a mi hijo Taro.
Sahip Taro, sizden özel bir iyilik isteyeceğim.
Sr. Taro, necesito pediros un favor más.
Sahip Taro babanızın evinden hangi amaçla ayrıldınız?
Señor. ¿ Acaso, como sacerdote, no creéis en la libertad?
Bayan Taro, Dr No'nun dosyalarını getirin.
Señorita Taro, tráigame los expedientes del Dr. No.
- Tamam Bayan Taro. Buraya bırakın.
- Señorita Taro, déjelos ahí.
Tamam Bayan Taro. Tamam.
Está bien, señorita Taro.
Bu şarkıyı sizinle beraber Taro dağına çıkarken söylerdik.
Solía cantar esa canción contigo cuando subíamos juntos el monte Taro.
Pekala o zaman..... eğer senin gerçek adın Ichimatsu ise, sana Matsu no Ichi ( Tanrı olan Ichi ) derler... ( Matsu = Tanrı ) .. eğer adın Ichitaro olsa, sana Taro no Ichi ( Büyük Ichi ) derler.
Bien, entonces si tu verdadero nombre es Ichimatsu, te llaman Matsu-no-Ichi y si es Ichitaro, te llaman Taro-no-Ichi.
"Sâde-eski Ichi" dürüstlüğüne göre durum böyle.
¿ Estoy lejos de lograr el estilo perceptivo de Taro-no-Ichi?
Taro'nun hastalığı nasıl?
¿ Cómo está Taro?
Taro! Taro!
¡ Taro!
Toriko, Taro'nun çok fazla su içmesine izin vermemelisin.
¡ Gracias a los dioses! Toriko, no le des mucha agua a Taro.
Ağlama artık, Taro.
Deja de llorar, Taro.
- TARO BONTEN
- TARO BONTEN
SHINICHIRO HAYASHI, AKIRA OHIZUMI TARO BONTEN
SHINICHIRO HAYASHI, AKIRA OHIZuMI TARO BONTEN
Taro, al bakalım.
- Taro, aquí tienes.
Hey, Anko, Taro.
- Eh, Ankle, Taro.
- Taro. - Tamam.
- A Taro.
Taro'nun bir fotoğrafını çekelim, çabuk.
- Vamos a tomar una foto de Taro, venga, rápido.
Gel, Taro.
- Ven, Taro.
Kuma ve Taro'yu öne koy.
- Y poned a Furen y a Taro delante.
Taro.
- Taro.
Taro ve Jiro'yu serbest bırakalım.
- Deberíamos soltar a Taro y a Jiro.
Taro ve Jiro yolu bulamasalardı şimdiye kadar kaybolmuştuk zaten.
- Que Taro y Jiro no pudiesen encontrar el camino... -... querría decir que hemos estado perdidos demasiado tiempo.
Taro, aferin.
- Taro, buen chico.
Taro ve Jiro daha enikken Antarktika'ya getirildi.
Taro y Jiro llegaron a la Antártida cuando eran cachorros.
Taro, Jiro.
- ¡ Taro! ¡ Jiro!
Taro...
- Taro...
Taro, Anko.
- ¡ Taro! ¡ Ankle!
Taro, hey.
- ¡ Taro! ¡ Eh!
Taro, son dakikada bile bana sorun çıkarmaya devam ediyorsun.
- ¡ Taro! - ¿ Vas a estar dando problemas hasta el final?
Taro ve Jiro kardeşler hep birlikte kaldılar.
Los hermanos, Taro y Jiro, siempre habían estado juntos.
Taro ve Kuma arkadaşlarının izlerini takip ettiler.
Taro y Oguma siguieron el rastro de los otros.
Jiro geri döndü çünkü kardeşi Taro'dan ayrılmak istemiyordu.
Había regresado a por su hermano Taro.
( Taro )
Taro.
Riki ve Kuma'nın liderliğinde... Taro ve Jiro nasıl fok avlanacağını öğrendi.
Bajo supervisión de Ricky y Oguma Furen, Taro y Jiro aprendieron a cazar focas.
O sıralarda hayatta kalanlar, Riki, Taro, Jiro ve Anko idi.
Por entonces sólo quedaban Ricky, Taro, Jiro y Ankle.
Riki, Taro ve Jiro'yu korudu.
Ricky protegió con valentía a Taro y Jiro.
Taro'nun ailesi zengin.
Porque es rico.