Tavşancık traduction Espagnol
318 traduction parallèle
Tavşancık. "
Palm Beach. Bunny. "
Tavşancık domuzun teki, doğru değil mi?
¿ No es Bunny un sinvergüenza?
Tavşancık kraker ister mi?
¿ Quiere una galleta el conejito?
Zavallı tavşancık.Ölmüş.
Tenia cuatro patas de conejo y no le han servido de nada.
Bu küçük tavşancık tüm dünyaya bir tanık için bu kentin sokaklarında yürümenin güvenli olmadığını bildirmek üzere.
Este pequeño conejito está a punto de informar a todo el mundo que no es seguro para los testigos caminar por las calles de esta ciudad.
Zavallı tavşancık.
Pobre "conejito".
- Tavşancık neşeli! Tavşancık neşeli.
- Conejita graciosita.
Tatlı neşeli tavşancık.
Bien por la conejita. Conejita melosa.
Tavşancık başladı ağlamaya ve amaçsız, kararsız yürümeye.
La Liebre, llorando, se preguntó a dónde le llevarían ahora sus pies.
Sadece zararsız bir tavşancık, öyle mi?
¿ Es sölo un conejito indefenso, gno?
Haydi, gel buraya tavşancık! Benden saklanmaya çalışma.
Vamos conejita, no te escondas de mi.
Siz aptal tavşancık!
¡ Conejos tontos!
Çimenlikte iki tavşancık geziniyor. Yeşil yeşil çimenleri kemiriyor.
Sentadas, dos liebres, comían la verde, verde hierba...
Ne olur benimle konuş tavşancık.
Por favor, háblame, pequeña.
Mavi renk düğmeden gözleriyle bana dik dik bakan bu iki pofuduk tavşancık yüzünden ayaklarım terlemeye başlamıştı.
Los pies me empezaron a sudar mientras aquellos conejitos de ojos de botón me miraban estúpidamente.
Bay Tavşancık da resimde çıkmalı.
El Sr. Conejito tiene que salir en la foto.
- Üzerinde tavşancık olanlar.
-... con conejitos...
Bir grup tüylü tavşancık çetesiyle karşılaştı.
Se encontró con unos conejitos peludos. Tal vez podrían ayudarlo.
İlk tavşancık, "Aşk böylesi çirkin bir adamın semtine uğramaz" dedi.
"El amor no se acercaría a criatura tan horrible," dijo el primer conejito peludo.
Toz tavşancıkları normalde görünmez. Ama arada aydınlık bir yerden karanlık bir yere girince görünebilirler.
Cuando entras de repente, de un lugar iluminado a uno oscuro, y estás cegada entonces los duendes del polvo salen.
Demek öyle. Toz tavşancıkları dışarı çıkın!
Ya veo... ¡ duendes del polvo!
- Dışarı çıkın toz tavşancıkları. - Dışarı çıkın toz tavşancıkları.
¡ DUENDES DEL POLVO, SALGAN!
Küçük tavşancık mı?
¿ El conejito? ¿ Qué conejito?
O da nedir? Bir zamanlar bir küçük tavşancık varmış. Çok yalnızmış.
Había una vez un conejito que estaba muy solo.
- Ne olmuş? Bir süre sonra çitin arkasındaki bir sürü küçük tavşancık " Ben de seninle oynayabilir miyim? diye onu izlemeye başlamış.
Pronto un montón de conejitos se asomaron a la verja diciendo :
Kim bu Abu? - Evet, küçük tavşancık gibi.
- Como el conejito.
9 ay sonra Fluffy 14 güzel tavşancık doğurdu.
Nueve meses después, Fluffy dio a luz a catorce conejitos hermosos.
- Tavşancık. - Charles. - Merhaba Lyd.
Charles.
- Gary, bu senden bana. - Teşekkürler tavşancık.
Gracias, conejita.
Efendim, tavşancık?
¿ Dime, conejito?
Bu kıvırcık tüylü tavşancık.
Éste es Conejito Peludo.
Hey, tavşancık.
Hola, conejo.
Gel tavşancık, gel tavşancık.
Ven aquí, conejito. Ven aquí.
Evet, dostum ama bu bir tavşancık.
Sí, pero eso es un conejo.
- Hey, tavşancık.
- Hola conejito.
Tavşancık.
¿ Conejito?
Tavşancık zıpladı.
El conejito saltó aquí.
Tavşancık hopladı.
El conejito saltó allí.
"Tavşancık ormanda çiçek topladı."
"El conejito sálto alto la cima de la plaza."
Tavşancık Sendromu.
Síndrome Pre Conejo.
Bu gerçek mi, tavşancık sendromu?
¿ El Síndrome Pre Conejo existe de verdad?
Buraya kadar çocukları sakinleştirip onları "Susun yoksa tavşancık ölür" tekniğiyle susturmuş olmalısınız.
En este momento ya debe haber calmado a los niños usando la técnica "o mato al conejito".
Tavşancık?
¿ Conejito?
Burada... tavşancık, tavşancık, tavşancık, tavşancık, tavşancık, tavşancık, tavşancık?
Aquí, conejito, conejito.
Buraya gel, tavşancık.
Ven aquí, conejito.
O - küçük tavşancık - senin kafanı parçalayabilirdi.
Ese pequeñín te habría arrancado la cabeza.
- Nasılmış tavşancık?
- ¿ Y cómo está la conejita?
- Tavşancık mı?
- ¿ Conejo? ¿ Qué pasa aquí?
Kızlar için! Baksana. Minik tavşancığın Peter Rabbit'e benzeyen bir yüzü var.
Y miren, la liebre tiene la cara de Peter Rabbit.
Hepiniz susun yoksa küçük, şirin tavşancık ölür!
¡ Cállense o mato al lindo conejito!
Sizin gibi küçük, kırılgan bir tavşancığın böyle bir gecede dışarıda işi ne?
¿ Que hace una mujer tan frágil como usted, en una noche como esta?