Temas traduction Espagnol
11,250 traduction parallèle
Şişe başka bir şeyle temas etmiş olmalı.
La botella debe haber estado en contacto con algo.
Yani, korkmuyorum.
Así que, no temas.
Göz temasını kaybetme.
Sostén su mirada.
Görsel teması kaybedeceğiz.
¡ Vamos a perder la visual!
Sonrasında Profesör Stein ile fiziksel temas kurabilirsin.
Luego podrá hacer contacto físico con el profesor Stein, y...
Ama bazı sağlık sorunlarıyla uğraşıyorum.
Pero estoy tratando con algunos... temas de salud.
Korkma.
Soy un jefe, no temas.
Haritadaki her şehrin kolluk kuvvetleriyle temas halindeyiz.
Estamos en contacto con las fuerzas del orden de todas las ciudades del mapa.
Her şeye bu basmakalıp boş sözlerinle cevap vererek kendini sorumluluktan kurtarıyorsun. Kabul et.
Así puedes absolverte de toda responsabilidad y responder a todo con temas vacíos.
"Siyasi ve ekonomik konulara yaklaşımda bulunmayın." - Bu kadarı yeter.
Evitar tratar temas políticos y económicos- -
Ama bir temas bekliyorum dediğinde babamı kastettiğini bilmiyordum.
Pero cuando dijiste que estabas esperando a un contacto... no creía que te refirieras a mi padre.
Sonra yemek vaktinde ırktan konuşurduk. Provokatif, ilginç muhabbetlerimiz olurdu. Irk konusunda karşılıklı fikir paylaşımı yapardık ve bu hikâyeyi anlattım.
Y a veces discutíamos temas raciales entre los guionistas blancos y los negros.
Çalınan kamyonla temas halindeyiz.
Han visto el camión robado.
Onlarla yakın temasım oldu.
He estado en contacto cercano con ellos.
Göz teması kurmak yok.
Y sin contacto ocular.
Doğru bir kampanya teması ile.
Con el tema de campaña correcto.
Teması "Kek Yiyelim" di
El tema fue "Déjales comer tarta,"
Araya girmekten nefret ediyorum, Abbs, ama Kasırga Gibbs karayla temas etmek üzere. Neler buldun?
Odio interrumpir, Abbs, pero el huracán Gibbs está a punto de tocar tierra. ¿ Qué tienes?
Peki, sonraki konuğumuz sıcak konuları manşetlere taşıyan, gündüz Duke üniversitesinde öğrenci, gece ise porno star.
Nuestra siguiente invitada salió en titulares de temas ardientes por estudiar en la Universidad Duke de día y ser estrella porno de noche.
Bu çok utanç verici. Abraham Lincoln bile seninle göz temasında bulunmuyor.
Es tan vergonzoso que ni siquiera Abe Lincoln quiere dar la cara.
Sonra bu sabah, temas kurdular sıradaki ödemeyi istediler 10 saat içinde, nakit olarak Meksika Çölü'nün kuzeybatısındaki koordinatlara teslim edilecek şekilde.
Luego esta mañana, se contactaron y pidieron otro pago, en 10 horas, en efectivo, entregado en coordenadas del desierto de México del Noroeste.
Pekâlâ millet, Cadılar Bayramı ruhuna uygun olarak değişik temalar söyleyeceğim, dansçılar da buna göre dans edecek.
Bueno, todo el mundo, acorde con el espíritu de Noche de Brujas, voy a decir diferentes temas de Noche de Brujas, y, los bailarines tendrán que improvisar.
Peki kuleyle nasıl temas kuracaktı?
Y, ¿ cómo iba a comunicarse con la torre?
Hiç çekinme, çünkü onları ben gönderdim.
No temas, porque yo los he enviado.
Ya da ulusal güvenlik konularında Başkan'a brifing verme yetkisi olan herhangi bir ekibin bir üyesi mi?
¿ O un miembro de cualquier equipo que tiene algo que ver con dar información al presidente en temas de seguridad nacional?
Kısacası her türlü cilt cilde temas yasak.
Resumiendo, queda prohibido todo tipo de contacto corporal.
Görsel temas sağladık.
Los tenemos a la vista.
- Değişikasyon. - Peki ama neden temas ettiği her şeyi mahveden bir silah yapmak istesin ki?
- ¿ Por qué hacer un arma con algo que arruina todo lo que toca?
Çünkü temas ettiği her şeyi mahvediyor.
Porque arruina todo lo que toca.
Neden korkuyorsun? Sana soracağım şey yüzünden hemen ağırlık mı hissettin?
Un individuo casual fue víctima y responsable y cuando la verdad estaba a punto de ser revelada, nuevos temas cubrieron la historia.
Gözle temas sağlandı efendim. Doğuya doğru bakın.
Debería estar apareciendo justo ahora, señor, al este.
Kongre üyesinin yanında rahatsız oluyor ve göz teması kurmuyor.
Bueno, está claro que no está cómodo con el congresista y evita establecer contacto visual.
Düşman teması, saat üç yönünde.
Contacto enemigo, a las tres.
Korkmayın.
No temas.
Ajan Gaad'ın hiç de mutlu olmadığını bilsem de, kendi açımdan bakınca bunun, oradaki insanlarla ikinci temasın olduğunu görüyorum.
Sé que el agente Gaad no está contento, pero desde mi postura, son dos veces las que usted se ha acercado a esta gente.
Kabile için çok iş yaptı.
Luchó por muchos temas tribales.
Görsel temasımız yok. Arkamızda kal.
Quédate atrás.
♪ HADİ, BEBEĞİM ♪ ♪ ORAKÇIDAN * KORKMA... ♪
~? Vamos, nena ~ No temas a la muerte
♪ BEBEĞİM, ELİMİ TUT ♪ ♪ ORAKÇIDAN KORKMA... ♪
~? bebé, toma mi mano ~ No temas a la muerte
ORAKÇIDAN KORKMA... ♪
No temas a la muerte...?
Anlamak istediğim şey şu, dokunulmaz anılarla nasıl fiziksel temas kurabildiğin ve bilgisayarların devrelerini yakmayı başardığın.
Lo que usted debe ser capaz de entender es como pudiste hacer contacto fisico con un objeto de memoria intangible y por que se puso las bragas nuestros ordenadores'en un giro.
Toplum için bir çok şey yapıyorlar, ama ana konu aile içi şiddet.
Hacen muchas cosas para la comunidad, aunque la violencia doméstica es por supuesto uno de los temas.
Göz temasını bozmadığın sürece konuşmaya devam edecek.
Él va a seguir hablando todos el tiempo mientras mantengas el contacto visual.
Fakat konuşmamız gereken konular var.
Pero hay algunos temas que tenemos que hablar.
Bak, Roma Yunan mitolojisiyle yüz yüze burada iki set eser var eğer temas ederlerse madde ve antimadde gibi davranırlar.
Verán, los romanos copiaron la mitología griega y cambiaron todos los nombres, así que hay dos juegos de artefactos. Y si entran en contacto, es como la materia y la antimateria.
Kesinlikle küçük heykelciklerle göz teması kurma.
Y absolutamente no haga contacto visual con las gárgolas.
Siz bombası işinin dışındayım dostlar.
- Se me acabaron las bombas de humo. No temas, Shen.
"Önümüzdeki ay, muhteşem fırsatlar getirecek yeni şeyler denemekten çekinme."
"El mes trae por delante oportunidades emocionantes. No le temas a probar nuevas cosas."
"Müslüman ahlâkına uygun örtülü olmalı." "Erkekler ve kadınlar arasında temas olmamalı." " Anlam giydirmekten kaçının.
Respeto al pañuelo islámico sin contacto entre hombres y mujeres evitar el realismo sórdido evitar la violencia evitar el uso de corbata para los buenos evitar el uso de nombres iraníes para los buenos usar en su lugar los nombres sagrados de los santos islámicos.
Ama o, iniş izni için kulenizle temas kurana kadar patlama oldu.
Intentaron dominarme, forzando a mi piloto a aterrizar de emergencia, pero antes de que pudiera comunicarse con su torre para pedir permiso...
Korkma.
No temas.