Tepede traduction Espagnol
985 traduction parallèle
Bulunca annesiyle babasını Bir de doğunca güneş tepede, Uçar sevinçinden küçük keçi, bütün kalbiyle
Cuando encuentra a su madre y su padre... y el sol sale sobre la colina... la pequeña cabra es mucho más feliz.
Biliyor musun, eski su değirmeni tepede çalışmağa başladı?
¿ Recuerda la tubería que empieza en la colina?
Düşman 2728 no'lu tepede.
El enemigo ha tomado la colina 2728.
Tepede koruma sağlayan adamlar kim.
Quiénes son los jefes que compran protección.
Kaçan şahıs tanımlandı Sapık onaltıncı tepede görüldü.
Hombre que responde a la descripción del loco fugitivo en la 16 y Hill.
Boynu kırık deli Ygor'un olduğu ve... gölgelerin dolaştığı o lanetli tepede yaşıyoruz.
Vivimos a la oscura sombra de esa casa maldita de la colina... que sólo ese loco de Ygor con su cuello roto se atreve a habitar.
Bu tepede seninle duruyorum.
De pie en esta colina, contigo.
Tepede... Uğultulu Tepeler'in ilerisinde.
En la colina más allá de Cumbres Borrascosas.
Ovada yaşayan üşütükler tepede yaşayanları hor görür.
Es raro que la gente del valle mire por encima del hombro a los de la montaña.
Tepede duruyor.
Está subido allí arriba.
Tepede çok oda var, birader.
Hay espacio arriba.
Postane tepede olsun istedi, Catriona ise aşağıda.
Correos la quería en lo alto de la colina, Catriona abajo.
Tepede duruyordu ve tuzağa bir kuzu... yani bir şahin gibi yaklaştı.
Estaba en Warim, y acudió al reclamo como un corderito.
- Tepede parti var.
- Navidad en una colina.
Tepede harabe bir çiftlik var, orada buluşuruz. - Orayı nasıl bulacağım?
Hay un viejo rancho, en las rocas, ve allí.
Tepede erzak aracının yanında kalacaksın, güvende.
Quédese en las rocas. A salvo... con los carromatos.
Tepede mevzilendik efendim.
Nos hemos atrincherado en la cumbre.
Ama o, diğer yolu seçti. Sen tepede olandın.
Sólo que era Vd. Quien estaba solo en la colina.
Bir tepede, tüm piyadeler çadırlarını kurup, içinde kıvrılıp yattılar.
Éramos un montón de infantes cansados en las tiendas... que dormimos agradecidos dentro de ellas.
Dün gece yaptığımız turu hatırlıyor musun Kaplan? Hani tepede gömülü olan şu para için.
¿ Recuerdas el paseo de anoche?
Tepede biraz var, ama tutmak isterdim.
Un poco ralo, pero me gustaría conservarlo.
- Tepede, şu dağın altında.
- Está por ahí dentro, en la montaña.
- Evinizin arka tarafındaki tepede ne var?
¿ Qué hay en la colina detrás de su casa?
Gösterge tepede.
Llegô al máximo.
Tepede bir hastayı ziyaret ediyor.
Colina arriba, fué a visitar un enfermo.
Gördünüz mü, sadece burada değil, aynı anda bütün tepede.
Por toda la colina al mismo tiempo. El humo aumenta en toda la zona.
Savaş esnasında karanlığa, tepede hareket eden şeylere, mevzilere, üniformalara, düşmana ateş ediyorsun.
Allí disparas en la oscuridad contra algo que se mueve a lo lejos. Contra un uniforme enemigo.
Orda tepede iyi avlanma yeri vardı.
Allí, sobre la colina, había una buena mata.
Tepede üç at gördüm!
He visto tres caballos en la colina.
Bu tepede yirmi tane var.
En esta colina.20 enemigos.
En tepede, tüm ışıklar sana dönük.
Te enseñaría a caminar en la soga. En las alturas, con todas las luces sobre ti.
Tepede kim ikamet ediyor?
¿ Quién vive en la colina?
Yoksa, tepede kız kuruları olarak yaşlanacağız, sen ve ben.
Oh. O terminamos siendo las solteronas de la colina, tu y yo.
17 saat marştan sonra, kol Foxton'a bakan bir tepede durdu.
17 horas de marcha, y ya estábamos en las afueras de Foxton.
Tepede yalnız kalmışsın!
Entonces este otro...
Ama o gün, güneş tepede ve annesi yoktu.
Pero aquel día, el sol ya estaba alto y su madre no regresaba.
Yarım saat sonra, tepede sevgilim.
Dentro de media hora en la colina, cariño.
En tepede duran Komutan ise kampın işleyişine bakıyor.
En la cúspide, el Comandante, que preside y otorga un aire ceremonial al campo.
Bir süre tepede durup, gelir diye bekledim ama gelmedi, Yüzbaşım.
Lo esperé en la cresta de la colina, pero nunca apareció.
Bir kez toplu intihar etmişti koca sürü tepede toplanıp sonra hep birlikte uçuruma atlamış.
Las manadas salieron en estampida en medio de una ventisca en el 61.
Öğleye kadar tepede olabilirdik.
A mediodía podremos estar arriba.
Berlin'de bir radyo kulesi dikmişler, en tepede de bir Kafe varmış. Oradan bangır bangır müzik yayını yapıyorlarmış.
En Berlín, han construido una emisora con una cafetería arriba y desde ahí emiten música.
Bir düşünün, Grönland'da buzdan bir tepede oturuyorsunuz ve aldığınız altı sayfalık mektupta ertesi yıl kadınların göğüs dekoltelerinin yükseleceğinden söz ediliyor.
Recibí docenas de cartas, pero... imagíneme sentado en un casquete polar en Groenlandia... leyendo una carta de seis páginas que me dice... que el escote en la ropa de mujer subiría el año siguiente.
- Tepede, tepede
- En una colina, una colina
- Serin tepede, serin tepede
- Un escalofrío, un escalofrío
- Tepede, tepede
- En una colina, en una colina
Tabi, hanımefendi. Tepede size bir çardak hazırlarım.. .. gerekirse hızla mağaraya dönebilirsiniz.
Le prepararé el cobertizo en la colina... para que pueda usarlo si lo necesita.
Mezarı, yerleşkenin uzak ucundaki bir tepede. Babama kuyu mu kazıyor diye sorduğumu zar zor hatırlıyorum.
Me acuerdo que pregunté a mi padre si cavaba un pozo.
Huw... Bu gece erkekler tepede toplantı yapacak, değil mi?
Huw, los hombres van a reunirse esta noche en la colina, ¿ verdad?
O gün tepede, at sırtında avlanıyordum.
¡ Hermano mayor Zhang!
- O tepede. - Hayır gidemezsin.
- En la cima de la colina.