Teslimat traduction Espagnol
3,185 traduction parallèle
Teslimatını bekliyormuş.
Que esperaba su mercancía.
O zaman teslimatı beklet.
Entonces retén la mercancía.
Bu mesele hallolana kadar teslimat deposunda çalışacaksın.
Trabajarás en el patio de entregas hasta que se resuelva el tema.
Hâlâ teslimat bölümünde çalışıyor. Saklanıyor demek.
- Sigue trabajando en el patio de entregas.
Teslimatı nasıl yapacağınızla ilgili detayları sabaha veririm.
Los contactaré en la mañana con instrucciones para la entrega.
Teslimatımı alınca.
Cuando recoja mi cargamento.
Teslimat zamanı geldi!
¡ Hora de la entrega!
Özel teslimat.
Encomienda Especial.
Oh, salyangoz teslimat servisi, Salyangoz Maili.
Ah, mi servicio de caracoles a domicilio, "Correo Caracol".
Başka bir teslimat için sana ihtiyacım var.
Necesito que hagas otra entrega.
June Colburn için özel teslimat!
¡ Entrega especial para June Colburn!
Gelin çiçeğinin teslimatı için geldim ; park mührünü basar mısınız?
Ya entregué el bouquet. ¿ Podría validar mi pase de estacionamiento?
Çalışma yapan, teslimat yapan ya da bölgeyi kolaçan eden herhangi birisini?
¿ Un obrero, un repartidor, alguien que estuviese estudiando el edificio?
Teslimatı yapınca 1 milyon dolar verecek bir müşterim var.
Tengo un cliente que contra entrega, pagará $ 1 millón.
Bayan-- - için bir teslimatım var.
Tengo una entrega para...
Kızı, denizaşırı bir yere götürüyorlar, özel teslimat.
Se la van a llevar al mar, una entrega especial.
Ne teslimatı?
¿ Qué entregas?
Teslimat ne zaman olacak?
¿ Cuándo puedo esperar la entrega?
En az 10 kelime. 50 sent, özel teslimat istemiyorsanız tabii ki.
Diez palabras mínimo. Son 50 ¢, a menos que quiera entrega inmediata.
Özel teslimat o halde.
Será por entrega inmediata.
Zoey, bir teslimatınız geldi.
Tiene una entrega.
Teslimat durumunda, toplam kârın ( varsa ) on dörtte birine varan ve bu oranı aşmayan meblağ nakden ödenecektir. "
Pago contra entrega hasta, pero sin exceder 1 / 14 del total de las ganancias, si las hay ".
Teslimat yaparım.
Entregar algunas cosas.
- Standart teslimat prosedürü mü bu?
¿ Este es un procedimiento estándar para la entrega?
Teslimat?
¿ Entrega?
Siz varana kadar Bainbridge teslimat için pazarlık edecek.
El capitán del Bainbridge negociará hasta su llegada.
Bu haftaki dördüncü propan teslimatı.
Ese es su cuarto propano la entrega de esta semana.
Özel teslimat geliyor!
- ¡ Que ardan, Ollie! - ¡ Envío especial!
Bir restoranda ekipten biriyle buluşup göze çarpmadan bir teslimat yapıyordu.
Se encontraba con un miembro del personal y hacía una entrega sutil en un restaurante.
Kliniğini teslimat yeri olarak kullanabiliriz belki.
Tal vez podemos utilizar tu clínica para entregas.
Bu akşam teslimat var.
Alistar el transporte para esta noche.
Dostum sen en kötüsün, yani teslimat yapan en kötü kargo kamyonusun!
Debes ser el peor, en serio, el peor camión repartidor que haya entregado una entrega.
Ona bir teslimatım var.
Tengo una oferta para él.
Tedarikçiyle konuştum. Teslimat yapılmış.
He oído que ha sido entregado.
Merkezi Londra'da önceden kararlaştırılan bir teslimat noktasında lain Overton'la buluştu.
En un lugar ya arreglado en el centro de Londres, Julian se encontró con lain Overton.
Yarın teslimat var.
Tengo una carga de mañana.
Teslimat.
Repartidor.
Bugün benim için bir teslimat yapacaksın.
Vas a hacer una entrega para mí hoy.
Walt House'a teslimat için buradayım, pislik.
Uh, yo estoy aquí para hacer una entrega a Walt House, el culo.
Bu teslimatı yapamayacağıma emin misiniz? Gerçekten hızlıca.
¿ Estás seguro de que no puedo hacer esa entrega?
Tanrı'nın Görevindeki Meleğe teslimatımız var.
Tengo una entrega para la misión Ángel del Señor.
Ayrıca, teslimat için bir paket sipariş etmek istiyorum.
Y también quiero pedir comida para entregar.
18 ayda üç teslimat üç nakliyat yapıldı.
En 18 meses, tres entregas y tres retiradas.
Ve son olarak, teslimatını yapacağınız muhteşem avizeyi farketmişsinizdir.
Y finalmente, estoy seguro de que todos han notado el fabuloso candelabro que estarán entregando.
Teslimatı yapalım o zaman.
Hagamos la entrega.
Teslimat otomatikman yapıldı.
Entrega autocompletada.
Burası bir teslimat şirketi.
Esta es una compañía de entregas.
Aman tanrım, o zaman bu teslimatı siz yapamazsınız.
Por Dios, no podéis hacer esta entrega.
Bender demiryolu kampında boş boş otururken demiryolu kampına dinamit teslimatını ben yapıyorum.
Entonces mientras el bobo de Bender está en algún campo de ferrocarriles, tengo que entregar dinamita yo solo en el campo de ferrocarriles.
Herhangi bir teslimat yok.
No llega ningún transporte.
Bir çocuğu kurtardım ama teslimatımı yerine getiremedim
Salvé a un niño, pero no logré hacer mi entrega.