The observer traduction Espagnol
57 traduction parallèle
Evet, "The Observer" gazetesinde olduğunuzu söylediniz ama işi söylemediniz.
Sí, me dijo que tenía un puesto en el Observer, pero no me dijo cuál.
... bana "The Observer" i uzatırsa, mesele yok.
Si me daban el Observer, la cosa iba bien.
Herif bana "The Observer" i uzatırsa, "The Post" hesabına yumrukluyordum "The Post" u uzatırsa, "The Observer" hesabına yumrukluyordum.
Si me daban el Observer, yo pegaba en nombre del Post, y si me daban el Post, pegaba en nombre del Observer, era fácil.
"The Observer" uzatan adamı dövmüştüm.
Aticé al tipo por darme el Observer.
"The Observer" oğlunuzu onun öldürdüğünü şimdiden ima ediyor.
El Observer está insinuando que él mató a su hijo.
Ama yanınızda ben ve "The Observer" olursak seçim garantidir.
Conmigo y con el Observer usted triunfará.
Bu olayda bir sürü baskı yapılıyor, özellikle "The Observer" vasıtasıyla ben de burada oturup...
Hay mucha presión en este caso. Especialmente del Observer. Y no puedo quedarme sentado.
- The Observer'i gördün mü Paul?
¿ Has visto el Observer? - Sí.
- The Observer gizli bir tanık varmış diyor.
El Observer ya habla de un testigo secreto.
- Matthews, The Observer'in yayıncısı dışarıda...
Matthews, el director del Observer, está ahí fuera.
The Observer'in palavra şeyler bastığını mı sanıyorsun?
¿ No crees que el Observer ponga esas mentiras?
Nick "The Observer" e ipotek koydurmuş ; onun söyledikleri yapmak zorunda.
Nick tiene la hipoteca sobre el Observer y él hace lo que Nick diga.
En tuhafı da şu Paul Madvig'e attığı iftiradan sonra Nick "The Observer" in iflâsını isteyecek.
Lo más gracioso viene luego. Tan pronto como Nick acuse a Paul dejará que quiebre el Observer. Sabe, él no quiere ser periodista.
The Observer.
- Oh. Al Observer. - Oh.
Aslında geçen sene 2 Mayısta Temsilciler Meclisi'nde söylediğiniz gibi ve 23 Kasımda tekrarlamıştınız ve The Observer'daki makalenizde ve The Daily Mail'deki röportajınızda ve parti programınızda da açıkça bulunuyordu.
Como usted le dijo a la cámara el 2 de mayo y el 23 de noviembre, y en el "The Observer" y en el "The Daily Mail", y como su programa dejaba claro.
"The Observer" benimle röportaj yapmak istiyor.
Al Observer le gustaría entrevistarme.
"The Observer" benimle röportaj yapmak istermiş.
Al Observer le gustaría entrevistarme.
Dün öğrenci gazetesi The Observer'da hakkında bir makale yayınlanmıştı.
Fue objeto de una nota del diario de estudiantes de ayer, El Observador.
Zamanının ötesindedir Ve, aslında, bilmeyenler için söylüyorum... The Observer'ın, Tüm Zamanların En İyi 100 Kitabı listesinde 8. sıradadır.
Así que estaba muy adelantado a su tiempo y, de hecho, para los que no lo saben, llegó al número ocho en los 100 mejores libros de todos los tiempos de "The Observer".
The Observer.
- ¿ Del "Observer"?
Yazı yazdığınız yerel gazetenin adı neydi? The Observer.
¿ cómo se llama esa publicación para la que trabaja?
The Observer, evet doğru.
- The Observer. - The Observer, correcto.
Doğru ya. The Observer'dı.
Ah, es verdad, The Observer.
Vivian'ın babasının Gözlemci'de çalışan bir arkadaşı varmış.
El padre de Vivian tiene un amigo en The Observer.
Pauletta benimle "the observer" için röportaj yapmıştı.
Pauletta me entrevistó para ese último artículo de "The Observer".
Biz the Observer ve the Sunday Times alırız.
Leemos The Observer y el Sunday Times.
Observer için röportaj yapacaktım.
Se suponía que hiciera una entrevista con "The Observer".
Observer'dan bir yazar senin hakkında bir yazı yolladı.
¿ De qué? Un escritor de The Observer me envió un artículo sobre ti.
Bir yazar olmalısın. Tim Gunn bu gece eğlence yerinde düzenlenecek New Yorkluların olağan yıl partisine "Temsilci" olarak şeref verecek.
Tim Gunn será honrado en la fiesta de The Observer Neoyorquinos del Año en The Boom Boom Room.
Chuck bizi "Temsilci" partisine sokabilir... ve Tim Gunn da orada olacak.
Chuck nos meterá a la fiesta de The Observer, Tim Gunn estará.
"Temsilci" partisinde.
Está en la fiesta de The Observer.
Bu Gözetmen Dergisi için.
Es para la revista The Observer.
Bu fotoğrafları The Observer'a verdim.
Llevé las fotos al Observer y me pidieron más.
The Observer Gazetesi'ni aradım bana "Gidişinle ilgilenmiyoruz." dediler.
Llamé al Observer y me dijeron que no les interesaba que fuera.
İngiltere'ye filmle döndüm ve The Observer'ın karanlık odasında çalıştım ve fotoğrafları gördüler.
Volví a Inglaterra con los negativos, que revelaron en el Observer.
Ödülü kazandım ve bu olaydan sonra The Observer benimle bir kontrat yaptı.
Gané un premio y el Observer me contrató.
Sonra, The Observer'da çok daha iyi işler almaya başladım.
Empecé a obtener mejores trabajos en el Observer.
Bir gün The Observer'daki ofisimden içeri girdim ve editör bana...
Entré un día en el Observer y el editor me dijo :
Ben de "Sana karşı dürüst olmalıyım. The Observer gazetesi için çalışıyorum." dedim.
Le dije : "Para ser sincero, trabajo para el Observer."
The Observer içit, dört buçuk yıla yakın çalıştım ve işler benim için yavaşlamaya başladı ve ben ayrıca tadını almıştım ve ihtiyacım olan daha büyük, uluslararası hikâyelerdi.
Estuve 4 años y medio en el Observer y dejé de progresar, y empecé a sentir la necesidad de cubrir historias mayores, internacionales.
Hepsinin tarihi geçmiş, ama sana Obsever'in bir sürü kopyasını getirdim.
Ya no les quedaba "The Times", pero he conseguido un montón de copias de "The Observer".
Dinle, The Observer başka bir 6 öğünlük lokanta incelemesi daha yapmamızı istiyor.
The Observer quiere más críticas de restaurantes, Quiere seis almuerzos más.
Bunlar The Observer'a göre.
Según The Observer...
The Observer'in bunu yeniden yapmamızı istemesine şaşırdım.
Qué raro que el Observer quiera esto de nuevo. - O sea... - Bueno...
- Bilmiyorum. Sanırım The Observer.
No sé, creo que The Observer.
The New York Observer'da yardımcı asistan olarak başladığını söyledim mi?
- ¿ Oh, te he mencionado que empezó cómo una asistente principiante en el "New York Observer"?
"New York temsilcisi" olarak bu gece bu partiye gitmek zorundayım.
Debo ir a una fiesta de The New York Observer.
- Evet. - The New York observer'ı?
"The New York Observer?"
The Independent Observer'a makaleler yolladım.
Presento artículos en el Observador Independiente.
Kimse The Independent Observer okumuyor.
Nadie lee el Observador Independiente.
Üstüne bir de dün The New York Observer'da 35. yaş günü partin için fahişe tuttuğun yazıldı.
Y luego ayer la historia en el New York Observer dice que contrataste putas para tu treinta y cinco cumpleaños.