Timothy traduction Espagnol
1,297 traduction parallèle
Timothy i temsil.
En representación de Timothy.
Jewel Palovak, Timothy Treadwell e çok yakındın.
Jewel Palovak, tú eras muy cercana a Timothy Treadwell.
Timothy uşaktı, çünkü tarihi bir ortam yaratılmıştı...
Timothy era un escudero, porque estaba adaptado a...
Timothy i orada gördüm ve gerçekten eğlenceli biriydi.
Yo había visto a Timothy, era divertido.
Timothy Treadwell i.
Veo a Timothy Treadwell.
Timothy kamerasını, anlatmak istedikleri için bir araç olarak kullanırdı.
Timothy usaba la cámara como herramienta para difundir su mensaje.
Ve işte benim hikayem, benim, yani Timothy Treadwell, nazik savaşçı.
Y ésa es mi historia... la historia de Timothy Treadwell... el guerrero amable.
Ne yazık ki, Timothy Tradewell gay değil. Serseri!
Ay, Timothy Treadwell no es gay.
Eminim gaylerin de sorunları vardır ama eminim Timothy Treadwell budalasının ki kadar değildir.
Estoy seguro de que la gente gay también tiene problemas pero... no tantos como un tonto heterosexual llamado Timothy Treadwell.
Timothy Treadwell and Amie Huguenard ın kalıntıları, bu büyük metal tenekede geldi.
Los restos de Timothy Treadwell y Amie Huguenard... llegaron en esta lata grande de metal.
Metal kutunun içinde plastik çantalar vardı, biri Timothy ye, diğer Amie ye ait.
Dentro de la lata de metal, había una bolsa de plástico... una de Timothy y otra de Amie.
Kimsin sen, Timothy?
¿ Quién eres, Timothy?
Timothy ve Amie vakasında, elimde olanlar insan parçalarıydı.
En el caso de Timothy y Amie, recibí parte de los cuerpos.
Timothy nin inlemelerini duyabilmemizden benim çıkardığım, ne olduysa, çabucak, aniden ve beklenmedik şekilde olduğudur.
Por ende, se escucha a Amie gritando... y a Timothy llorando. Lo que me dice que esto ocurrió muy rápido... de repente y de improviso.
Timothy inliyordu.
Timothy llora.
Ve Timothy de O na, "Kaç buradan, uzaklaş!" diye bağırıyordu.
Y Timothy le dice, " Corre. ¡ Déjalo!
Amie nin Timothy e büyük bir bağı vardı.
Amie tenía mucha convicción.
Ayılara, hiç Timothy kadar yaklaşmazdı.
No se acercaba tanto a los osos como lo hacía Timothy.
Bununla beraber, bildiğim bir şey var ki, o ölüm anında, o herşeyin sınandığı anda, sadık olmanın, bağlı olmanın sınandığı anda, Amie orada kaldı ve Timothy ile beraber savaştı.
Sin embargo, sé que en el momento de la muerte... cuando a uno le exigen al máximo... que sea fiel, que le haga frente a la situación... si se puede decir, que sea leal a Timothy... ella se quedó allí, y peleó con Timothy.
Bu Timothy nin kamerası.
Ésta es la cámara de Timothy.
Timothy i bu yabana getiren şey neydi?
¿ Qué impulsó a Timothy a la naturaleza?
Timothy 4 kardeşiyle beraber, Long Islanda, sıradan orta sınıf bir ailede büyüdü.
Timothy creció junto con cuatros hermano en Long Island... en una familia de clase media.
Evde ki tüm anılarından, bunun nedenini bulmaya çalıştım. Annesi Timothy nin en sevdiği ayısını tutuyordu.
Me conmovió ver que entre todos los objetos en la casa... su madre estaba aferrada al oso preferido de Timothy.
Willie adındaki bu sincap, onun en iyi arkadaşı olmuştu.
La ardilla se llama Willie... por el mejor amigo de Timothy.
Timothy nin her zaman kendine has yargıları vardı.
Timothy siempre tuvo un sentido de justicia propio.
" Selam, Timothy.
" Hola, Timothy.
Şimdi düşünürsek, " Selam, Timothy.
No dice, " Hola, Timothy.
Ya da, " Selam, Timothy.
No dice, " Hola, Timothy.
Hey, Timothy, defol git buradan. " falan demiyor.
"Oye, Timothy, lárgate de aquí."
Şu, "Selam, Timothy. 2001 yazında görüşürüz." yazısından sonra.
La advertencia era "Hola, Timothy Nos vemos en el verano de 2001".
2001 yılı gezisi Boz Halk için, benim için yani Timothy Treadwell için sona erdi.
La expedición de 2001 está llegando a su fin para Grizzly People y para mí.
Timothy kral.
Timothy es el mejor.
"Oh, Timothy, Senin hakkında hiç iyi hissetmiyorum."
"Oh, Timothy, tengo un mal presentimiento con respecto a ti."
Ama Timothy Treadwell in icabına bakarız.
" Pero vamos a arruinar a Timothy Treadwell...
Kathleen Parker hala Timothy Treadwell in biraz külünü saklıyor.
Kathleen Parker aún conserva... parte de las cenizas de Timothy Treadwell.
Timothy, vahşi doğaya yolculuğunu onun evinden başlatıyordu.
Desde su casa, él partía hacia la naturaleza.
Timothy nin en son kamp yaptığı bölgedeyiz.
Estamos en el lugar donde Timothy acampó por última vez.
Peki, Timothy.
Bien, Timothy.
Burası, Timothy Treadwell ve Amie Huguenard ın öldükleri bölgeye giden yol.
Éste es el camino que hicieron Timothy Treadwell y Amie Huguenard... hacia el lugar donde murieron.
Söktükleri dişe göre, Timothy e saldıran ayı 28 yaşındaydı.
Le extrajeron un diente que estableció... que tenía 28 años cuando los atacó.
Fakat Timothy Treadwell için, bu ayı bir dost.
Pero para Timothy Treadwell, este oso era un amigo, un salvador.
Bu ürkütücü çığlıklar Timothy nin laflarıyla kesiliyordu,
En medio de estos gritos de terror, Timothy le decía...
Başka bir deyişle, Timothy o anda Amie nin hayatını kurtarmaya çalışıyordu çünkü bu saldırı sırasında, o noktadan sonra artık,
En otras palabra, Timothy decía a Amie que se salvase... porque Timothy se da cuenta, en este momento del ataque...
Timothy öleceğini biliyordu.
Timothy se da cuenta que morirá.
Ayı bir an gitmesine izin verince sonra birden, Timothy i bacağının yukarısından biryerden tekrar yakalamış.
Después de soltarlo, de repente, el oso... mordió a Timothy en el área superior de la pierna.
Ve Timothy, benim fikrime göre, bir insan olarak, en azından birisinin hayatını kurtarmaya karar vermiş.
En mi opinión, Timothy, como ser humano... decidió que era el momento de salvar aunque sea una vida.
Ben sunucunuz Timothy Lane.
Hard News, Su anfitrión, Timothy Lane.
Maude, Richard'ın kardeşi Timothy'le evlidir.
Maude está casada con el hermano de Richard, Timothy.
Timothy, çok hasta olduğu için cenaze törenine gelemedi.
Estaba demasiado enfermo para asistir al funeral.
Maude, hemen Timothy'nin yanına dönmek istediğini biliyorum.
Maude, ya sé que quieres volver con Timothy.
Timothy, senin baban Leo, annen Geraldine ve ben.
Timothy, tu padre Leo, tu madre Geraldine y yo.