Tira traduction Espagnol
6,278 traduction parallèle
Çek tetiği.
Tira del gatillo.
Hadisene, çek tetiği.
Pues tira del gatillo.
Bayat yiyecekleri buraya atıp sonra da raflara tazelerini yerleştirebilirsiniz.
Aquí se tira la comida vieja para llenar las repisas de comida fresca.
Bir bozuk at..
Tira una moneda.
Sen çukura düştüğünü söyledin..
Baja por la escalera. - Tira el cuchillo primero.
Silahını bırak!
¡ Tira el arma!
Topu at!
- Ey, tira el balón!
Şu anda iş atıyor.
- Ahora le tira los tejos.
- O misket atarı yere koy.
Pon ese tira frijoles en el suelo.
- Miğferin boynuzlarını neden çıkardın?
¿ Por qué usted tira los cuernos fuera de su casco?
Çek!
¡ Tira!
Bir, iki, üç! Çek!
¡ Uno, dos, tres, tira!
Tamam, çek!
Vale, ¡ tira!
- Binbaşı, bizi içeri alın.
Mayor, déjenos entrar. Tira abajo la puerta.
Kahverengiyse sifonu çek.
Si es marrón, tira del retrete.
Direk üzerime atlayıp buradaki elemanlarda olduğu gibi beni şok tabancası kullanmakla devam etmek arasında karar vermeye zorlamıyor.
Es como que no se me tira encima al punto de tener que decidir si voy a usar una pistola paralizante o seguirle la corriente como me pasa con los tipos de por aquí.
Yani, röportajdan önce, Elinizde ölümcül düzeyde zehir içeren deri içinden uygulanan, zaman gecikmeli Risin şerit ile Kim'le el sıkışacaksınız.
Por lo tanto, anterior a la entrevista, usted va a estrechar la mano de Kim, la administración de una dosis mortal de veneno con esto, retrasa el tiempo-a transdérmica tira de la ricina.
Risin şeridiyle ilgilenirken, aşırı dikkatli davranmak gerekir.
Al manipular la tira de ricina, operar con extrema precaución.
Şeridin deriyle temasta olduğu her an ölümcüldür.
Incluso momentáneo contacto carne con la tira expuesta es fatal.
- Sonra Aaron B damgalı olanı filmden çıkararıp, ricin i çıkaracak. Sonra yapışkanı Dave in avuç içine yerleştirecek.
A continuación, se aplica la tira a la palma de Dave.
Dave, Kim'i başı ile selamlayacak, el sıkıştıktan sonra da, hemen şeritten kurtulup ajanı şeritteki zehirden korumak, için tasarlanmış olan ceket cebine koyacak.
Dave inclinarse ante Kim a continuación, darle la mano, de inmediato la eliminación de la tira en el bolsillo de la chaqueta, que se alinearon con un agente absorbente que desnaturaliza el veneno.
Şeridi sakız kutusuna koydum.
Puse la tira en un paquete de chicles.
- Üzerinde ismin yazılı bir tane ricin şeridi var.
Tira ricina - Uno con su nombre en él.
Patron, Eggsy'nin annesiyle yatıyor diye hakkımızda ileri geri konuşabileceğinizi mi sandınız?
Oye, ¿ creen que pueden decir mierda sobre nosotros y no les haremos nada... sólo porque nuestro chico se tira a la madre de Eggsy?
Bardan çıktım, önümde 15 daire çizdi.
Salí del pub ; Me tira 15 giros en mi maldita cara y luego se marcha.
Solundaki askıyı çek.
Tira del gancho a tu izquierda.
O pisliğin arazisini hemen yerle bir edin!
¡ Tira abajo la maldita casa de ese hijo de puta de una vez!
Sonra o kocaman adam bana kamyonetle çarptı.
Y este tipo gigante me tira contra el camión.
Boynumda ölü serçe başlarından bir kolyeyle dolanırım.
Terminaré con una tira de cabezas de gorriones muertos alrededor de mi cuello.
Kütleçekimi, gezegenleri Günes'e dogru çekiyor ama yörüngesel ivmelerinden dolayi Günes'in çevresinde dönmeye devam edip, onun içine düsmüyorlar.
La gravedad tira de los planetas hacia el Sol, pero a causa de su momento orbital, siguen moviéndose alrededor del Sol, nunca cayendo en él.
Aynı zamanda, Güneş'in kendi kütleçekimi onu büzmek için içe doğru çeker.
Al mismo tiempo, la propia gravedad del Sol tira de él hacia dentro para contraerlo.
Adamın kroşeleri çok sağlam.
Ese hombre tira unos ganchos terribles, ¿ sabes?
Baksan da bakmasan da ufak ufak hep seni kovalıyor.
De a poco, tira de ti, mira, mira.
Çekin!
Tira!
Yine çekin!
Otra vez! Tira!
Silahını hemen at Bauer!
¡ Tira el arma ahora, Bauer!
Ufak bir hıçkırık yüzünden bütün bir evliliği bitiremezsin.
No se tira por la borda todo un matrimonio por un pequeño tropiezo.
Had, şimdi.
Vamos, ¡ tira!
Sana ateş etmemi isteme.
No haga que le tira.
- Alex, koltuğun yanındaki şeyi çevir.
Alex, tira de la cosa al lado del asiento.
Topçu erleri, ipi gererler. Çek ve topu ateşle.
Mantén tensa la correa... percute con la mano plana, tira fuera del agujero y el arma se dispara.
Silahı indir, at silahı.
Baja el arma, tira el arma...
Hayır!
- ¡ No! - Vamos, me tira
Tam anlamıyla kusursuz.
Tira con mucha precisión.
Anlaşılan zar atmakla kalmıyor, zarları bulamayacağımız yerlere atıyor.
Parece que no solo juega a los dados sino que los tira a donde no los podemos encontrar.
Elbette, günümü turnuva kalitesinde atışlar yaparak geçireceğim lakin tırsak Ward her seferinde zayıf vuruş yapar ve bir şekilde yeşilde bitirmeyi başarır.
Por supuesto, pasaré el día haciendo tiros ganadores mientras Ward la tira muy larga y de alguna forma termina llegando al Green.
Nakit ödeme yap ve fişi at.
Paga en efectivo y tira la factura.
Gösterip geri çekme taktiklerinin hepsini uyguluyordun.
Todo ese tira y afloja.
ASKIYI DEVİR GEÇEN HAFTAKİ GÜNDÜZ FOTOĞRAFLARINI SAKLA.
Tira el colgador.
- Çekin beni.
Tira.
- Çünkü uyurken gaz çıkarıyor.
- Porque tira pedos cuando duerme.