Topçu traduction Espagnol
722 traduction parallèle
Birkaç topçu, kapsülü topun dairesel ağzına sürer.
Un grupo de cañoneros empujan el casquillo hacia arriba, dentro de la boca del cañón.
Uzaktan topçu atışlarıyla gün ağarmadan süren çatışma.
La acción antes del amanecer con un duelo de artillería en la distancia.
Topçu Sınıfı
La Artillería Roja
10 büyük toptan oluşan topçu birliği ve yaşlı Fritz gibi cesaretli...
"La artillería, con diez enormes cañones... " Y el coraje, como el Viejo Fritz...
Bugün topçu ateşimizle, 60'dan fazla adam kaybettik.
Perdimos como 60 hombres por nuestro propio fuego hoy.
" 120 mm silahın üzerindeki notlar, askeriyedeki değişiklik planları topçu sınıfındaki değişiklikler, Madagaskar seferi Tedariği çok zor, sahra topçu sınıfı için yeni manuel vuruşlar.
" Información del cañón de 120 mm, y el nuevo plan de las tropas cambios en la formación de artillería, expedición a Madagascar nuevo manual de tiro de campo, que me fue muy difícil de conseguir.
" Fransa halkı adına Alfred Dreyfus, on dördüncü topçu alayı yüzbaşı askeri mahkeme tarafından, oy birliği ile vatana ihanetten suçlu bulunup hayat boyu sürgüne mahkum edilmiştir.
" En nombre del pueblo de Francia Alfred Dreyfus, capitán del 14.º regimiento de artillería fue hallado culpable de traición unánimemente por corte marcial y es condenado a ser deportado de por vida.
- Evet. Geceleri her köşeye yanan tar fıçıları koyuyorlar. Washington ağır topçu sınıfı vebayla mücadele için top ateşi açıyor.
Al anochecer se colocan barriles incendiados en las esquinas y la artillería dispara para combatir la epidemia
Kumsaldaki dört yüz bin asker topçu ve uçak bombardımanı altında.
Cuatro mil hombres están atrapados en las playas bajo el bombardeo de la artillería y los aviones.
- Diyordum ki, topçu sıkı biri çıktı, 10nucu raundun ortasında sağ kroşemi yedi...
- ¿ Qué crees? Fue ruda la pelea. A mitad del round 10 le di un gancho derecho... entonces el turno se acabó.
Dün gece, Bitip tükenmek bilmeyen Japon topçu ateşiyle geçen 6 günün sonunda Manila Körfezindeki Corregidor kalesi... Ve yan mevziler, Hughes, Drum, ve Frank...
Anoche, la fortaleza de Corregidor... y los fuertes Hughes, Drum y Frank... bajo el mando... del Tte.
Donanmanın topçu ateşine başlaması an meselesi... Japonlar İniş bölgelerimizi biliyor olacaklar.
En cuanto comience el bombardeo naval... los japoneses sabrán dónde van a desembarcar.
Bir piyade yüzbaşı ya da... bir topçu olarak yetiştirildiğiniz halde... aniden Avrupa'nın her yerinden, binlerce insandan sorumlu hale gelmek, tuhaf bir şeydi.
Cuando te han entrenado como capitán de infantería, o como artillero, resulta extraño encontrarte de pronto al cargo de miles de personas procedentes de toda Europa.
Cepheye topçu mermisi ve silah taşımış vagonlar... zaferin büyük ödülü : "Özgürlük" ile geri döndüler.
Vagones que transportaron cartuchos y armas al frente, regresan con el mayor de los premios de la victoria : los liberados.
Dai aile evimiz, topçu ateşiyle neredeyse tamamen yok olmuştu.
La mayoría de nuestra familia Dai fue destruida por la guerra.
Efendim, tanklara karşı normal savunmamız, topçu birliğine haber verip... tabanları yağlamaktır.
Señor, nuestra defensa normal contra los tanques es pedir artillería... y correr como una liebre.
Peki efendim, ama topçu birliğine haber verip ölmemeye çalışalım.
Está bien, señor, pero pidamos artillería y escondámonos.
- Topçu birliğini ara.
- Pide artillería.
- Topçu.
- Un artillero.
- Topçu Ed Campbell'ın.
- De Ed Campbell, el artillero.
Topçu olarak yazılmıştım. Büyük uçuşlara katılmak istedim.
Pero soy un buen artillero y tenía que ir esta vez, señor.
Doğuştan topçu sanırım.
Un artillero nato.
Arka topçu, diğer gruplar arkama dizilince haber ver.
Artillero de cola, avíseme cuando las otras escuadrillas se unan a nosotros.
Topçu birliği ile Turin'e gönderildi.
Lo han vuelto a llamar y lo han mandado a Turín,... al tercer regimiento de artillería.
Harris ise topçu subayıdır.
Harris, el asistente de artillero.
Baron Gruda'ya ait 30 topçu.
El mismísimo artillero del barón Gruda.
- Topçu desteği ile üç alay.
- Tres regimientos con artillería.
İkinci hattımız Albay White'ın destek topçu birlikleri ve... iç kısımlardaki tahkimatlarımız.
Nuestra segunda línea. La artillería del coronel White y nuestras fortificaciones interiores.
- Bize söylediklerinden... ya da yalanlarından 1 aylık maaşıma bahse girerimki burası karargahın yeri. Burası oldukça büyük bir alan ama... burada kamufle edilmiş bir topçu bataryası var.
Creíamos que era una zona de descanso, pero podrían tener cañones camuflados aquí, aquí y aquí.
Ağır topçu bataryalarını hareket ettirmenin başka bir sebebi olamaz.
Tendremos que destruir el polvorín.
Ağır topçu bataryalarım ilginizi çekmiş olmalı.
Estará animando las cosas en Tobruk.
Rommel, ağır ve korkunç yumrukları, Tobruk'u sürekli dövdü. Nazi hava kuvvetleri, yoğun topçu bombardımanı ve önden saldırılar da destek verdi.
La furia implacable y desesperada de Rommel cayó sobre Tobruk una y otra vez, con la Luftwaffe, la artillería concentrada y el ataque frontal.
Topçu birlikleri bile.
¡ Hasta la artillería pesada!
O mektup... Üçüncü Topçu Alayı'ndan olan, Franz Mahler'den.
Es una carta de Franz Mahler del Tercer Regimiento de Artillería.
Japon intihar uçağı 40 kişilik topçu birliğindeki... herkesi öldürmüş. Yemekhanedeki... subayları ve Doug'ı da.
Un avion suicida japonés se estrelló contra el destructor, mató a todos los integrantes de una batería antiaerea de 40mm, impactó finalmente la cámara de Oficiales matando a Doug y a otros oficiales.
Topçu ateşi ve duman perdesi istiyoruz.
Pido artillería y una cortina de humo.
Tekrar ediyorum : Topçu ateşi ve duman perdesi istiyoruz.
Repito, pido artillería y una cortina de humo.
Topçu ateşini başlatın.
Empieza esa artillería.
Topçu olan bir Binbaşı Martin var.
- Hay un mayor Martin que es artillero, señor.
Üç ağır topçu bataryası Sicilya'dan ayrılarak Sardinya'ya gidiyor.
Tres baterías de artillería pesada serán trasladadas de Sicilia a Cerdeña.
Bu topçu ateşini atlatacağız, hepimiz iyi durumdayız.
Si atravesamos este bombardeo, estaremos a salvo.
Bize herşeyi attılar : mermi, el bombası, dört-iki'likler, topçu ateşi.
Nos lo han lanzada todo. Fuego de fusil, granadas, morteros, artillería.
- Topçu Yüzbaşı.
Capitán de artillería.
Tabur Komutanı Rousseau, Yüzbaşı Nichols, topçu irtibat subayı... santral memuru ve benim kendi ifadem.
El comandante Rosseau, el capitán Nichols, observador de artillería... el telefonista, y mi propia declaración jurada.
Elimde topçu nişancınız Yüzbaşı Nichols'un... ve emrinizi reddeden tabur komutanı Yüzbaşı Rousseau'nun yeminli ifadeleri var. Bütün bunlar tam bir rezillik.
Tengo declaraciones juradas de su observador de artillería... y del comandante de baterías que se negó a cumplir su orden.
Yeniler topçu birliğine geliyor.
Artillería hace los reemplazos.
Topçu gözlemciliği mi yapacağız yoksa oyun mu oynayacağız?
¿ Somos escuchas de artillería o jugamos a las cartas?
Topçu ateşiyle dövüyorlar bizi mermileri bitince dinleniyoruz.
Nos barren con sus obuses de artillería. Cuando se les agotan descansamos.
Şunlar topçu birliklerim.
Aquélla es mi artillería.
Topcu beyefendi biriydi, o topcu.
Un caballero era el zurdo.
Paul, bana söylendiğine göre topçu birliklerine...
Gracias, señor.