Tripod traduction Espagnol
70 traduction parallèle
Bir Tripod.
Un trípode.
Marc, içeri gidip bana Smith Smith av tüfeği, tripod ve silah dürbünü al.
Marc, quiero que me consigas un rifle de caza Smith Smith... con trípode y mira telescópica.
Tripod kullanmayacağız.
No vamos a usar el trípode.
Tripod!
¡ Si!
Ona Tripod ismini verdik.
Le pusimos Trípode. Era callejero.
Frankie Tripod, büyük bir "Hayır".
Frankie Trípode, un gran "no". ¿ Frankie Trípode?
Frankie Tripod mu?
Lo entiendo.
Tripod olarak.
Un trípode. 2do.
Makine çantası, tripod ve dolapta film var. Yer işaretleri de tamam.
Cámara, trípode, la película está en el refrigerador.
Bu Olivia ve bu da Tripod.
Esta es Olivia. y este es... Tripod.
Tepegöz'ü ve Tripod'u görme şansını mı kaçıracaktım yani?
¿ Y perderme la oportunidad de ver a Trípode y Cíclopes?
Barakada bir tripod vardı. - Sorguyu kaydettiniz mi?
Había un trípode de video en su cabaña. ¿ Grabó el interrogatorio?
Tripod.
Trípode.
Güvenlik kamerası görüntülerine ihtiyacımız olacak birkaç tripod, bir lazer pointer ve ipe de.
Vamos a necesitar los videos de vigilancia trípodes, punteros láser, e hilo.
Tripod.
Tripode.
Tripod kurmuş olmalı.
Debió colocarla sobre un trípode.
Tripod mu kullandınız, yoksa elden çekim mi?
La has puesto en un trípode o en tus manos?
Ben olsam 24 saat tripod gibi gezerdim.
Yo... sería un trípode las 24 horas.
Tripod aldım, geniş açılı lens aldım, tüm odayı EVP cihazıyla donattım ve bunları sadece ufak bir ses yakalamak için yaptım.
Grabadora de voz para captar sonidos.
Bana tripod, filtreler ve ışık ölçücü verdi.
Me dio un trípode y filtros y un fotómetro.
Tripod kullan ve... Bacak arasının yakın pozunu yakala!
Usa el bastón segmentado para lograr una buena foto.
Ahbap, bak, bir tripod.
Tío, es un trípode.
Sana tripod olduğunu söylemiştim.
Te dije que era un trípode.
Para kemeri, pasaport bilet kamera böcek spreyi güneş kremi fener ip su geçirmez kibritler, ışık, tripod, can yeleği, pusula, harita, uzun ip uyku tulumu, yer şiltesi, çadır, hazır yemek, ilk yardım kiti, tuvalet kağıdı kürek, güçlü bi ip
cinturón de dinero, pasaporte, boletos, cámara, repelente de insectos, protector solar, linterna, cuerda, fósforos impermeables, más ligero, el trípode, chaleco salvavidas, brújula, mapas, cuerdas de repuesto, saco de dormir, tierra de hoja, vivac, bidón, botiquín de primeros auxilios, rodillo del loo, pala, cuerda fuerte, píldoras de agua, botas de goma y una llamarada personal.
Fotoğraflarını tripod kullanarak mı çektin?
¿ Sacaste las fotos con un trípode?
Tripod, yalnızca bir hayvan.
Tripod sólo es un animal.
Ama Tripod'u şiddet uygulamakla tehdit etti.
Pero amenazó a Tripod con actos de violencia.
Tripod, bir rakun, bebeğim.
Tripod es un mapache, linda.
- Senin çatal dediğine ben römork monteli, darbeli tripod sondaj birimi derim.
- Tú le llamas tenedor. Yo le llamo aburrida unidad de remolque montado-trípode-cable-percusivo.
Belli, belli. Tripod gibisin.
Ooh, diría que estás.. bien dotado.
Nasıl olur da bize "Tommy tripod" dan bahsetmezsin?
¿ Cómo no nos dijiste nunca... que dormías con Tommy "el trípode"?
"Tommy tripod" mu?
¿ Tommy "el trípode"?
Konumlandırılmış bir tripod yerine... beni izleyen bir kamerayla... senaryoyu daha rahat anlatabilirim.
Con la cámara siguiéndome, en vez de fijarla en un trípode, podré recitar el guión más fácilmente.
Tripod olarak bir çakmak.
Un encendedor de trípode.
Filmli kameralar, Tripod üzerinde veya vinçte veya Steadicam değilken bile, kameramanın vücuduna bağlıydılar.
Las cámaras de cine, aun cuando están sin los soportes o sin el steadicam, o de la grúa, todavía están conectados cuerpo del camarógrafo.
Efendim, az önce 15 tripod ve bir düzine Marslı uçağın Albuquerque yönünde ilerlediğini haber aldık.
Señor, palabra llegado sólo de 15 trípodes con el apoyo de una docena de alas de Marte conduciendo hacia Albuquerque. Quiero Scouts se dejó caer detrás de ellos para monitorear su enfoque. Mover a la intercepción.
O üç tripod buralarda bir yerde.
Esos tres trípodes están en algún lugar.
- Bir kaç tripod daha öldürmeye.
Para matarme poco más trípodes.
Lisedeyken beni tripod olacak çağırırlardı.
Bueno, en la secundaria me llamaban trípode.
- Ayakta yapıyoruz, tripod açıyoruz.
- Lo haremos de parados, un trípode.
Tripod mu?
¿ Un trípode?
Hayır, yoksa kendi bekarlığa veda partimi iptal etmediğim için kendimi suçlu hissederim. Partiye gelecek olan çok kaslı, yarı insan, yarı tripod uçuşa yasak bölgemde gezinen adamı izlemekten zevk alamam.
No, porque si no me sentiré culpable de tener mi despedida de soltera, y no seré capaz de disfrutar viendo a... un muy musculoso, medio hombre, medio trípode girando en mis zonas privadas.
Çok güzel, şimdi de tripod oldum.
He sido ascendido a trípode.
- Tripod, sende.
- Tripod, muévete.
Kapıyı aç, Tripod!
¡ Patéala, Tripod! ¡ Vamos!
Tripod mu?
¿ Tripón?
Tripod'u buraya yerleştir.
Pon el trípode ahí.
Bir tripod üzerinde gümüş bir kova.
- Una cubeta de plata en un trípode.
Herkes birbirine yaklaşsın. Bekleyin, bir ayaklığa ( tripod ) ihtiyacım var.
Un momento, necesito un trípode.
Diğer tripod.
Es la otra trípode.
Tripod!
¡ Tripod!