Type traduction Espagnol
60 traduction parallèle
Katlanır kanatları olan bir Type 21.
Modelo 21, de alas retráctiles.
20 meters of organdi printed green pale, n ° 14 50 meters of tulle of the type B.
20 metros de organdi en verde pálido, n ° 14 50 metros de tul del tipo B.
Avrupa X-Type bir yarış arabası.
Quieren un auto de carrera europeo tipo X.
I hope you ´ re the skeeball type.
Espero que te guste el "tiro al hoyo".
Lamborghini muhabbetini hatırlamıyorum bence kafayı bulmuşlardır zaten.
No recuerdo el Lamborghini, creo que fue un Jaguar E-Type.
B tipi erkek arkadaşım.
"My boyfriend is type B"
Evet, ancak tam ilgi alanına giren bir ceset, tabutta değildi.
Cierto, pero este en particular es tu tipo de cuerpo Yeah, but this one is your type of corpse, no estaba en un ataúd.
- Çin tipi 67.
- Con una Type-67 china.
Maudsley'in evinde, Çin tipi bir 67 bulundu,... Bay Abdul'ü öldürenin aynısı. Bununla ilgili bir şey biliyor musun?
Encontraron una Type-67 china en casa de Maudsley, la misma con la que mataron al Sr. Abdul. ¿ Sabes algo de eso?
Çin tipi 67 gibi mi?
¿ La Type-67 china?
Bu Ultra Yeni Saç Model X'i yeni aldım!
Acabo de comprar este producto para el cabello Deluxe New Type X.
- E-Type var istersen? - Öyle mi?
- Tengo uno de la serie E. - ¿ De veras?
Fonz, Type'a karşı oynuyordu.
Donde actúa Fonz en contra de su género actoral.
- He's just your type, old.
- Es tu tipo, así viejo.
- You're not my type.
- No eres mi tipo.
ama ben Victor Frankl'ın Man's Search For Meaning type'ından bahsediyorum şiddet ve terör ve ıstırap var burada, gerçek karanlık taraf.
Pero hablo del tipo de Victor Frankl en Man's Search For Meaning con violaciones, terror y sufrimiento, el verdadero lado oscuro.
It's a completely different but equally painful type of pain.
Es un tipo de dolor completamente diferente pero igual de doloroso.
Sen hamileyken, onunla Type A seminerinde tanıştık.
La conocí en un seminario cuando estabas embarazada.
Yeni bir yakıt türü keşfettik.
Descubrimos un nuevo type of combustible
Çekici, büyüleyici, güzel E-Type Jag olurdu.
El seductor, embrujador, bello Jag E-Type
Fakat Enzo Ferrari E-Type'ı en güzel olarak tanımdı.
Pero Enzo Ferrari describió al Tipo E como el más bello de todos.
Ama yanıldı. Mart 1961'de Cenevre Motor Fuarı'nda E-Type, ilk gün yüzüne çıktığında anında sükse yaptı.
Porque cuando el E-Type fue descubierto en el salón de Ginebra en Marzo de 1961
İlklerden ve üzeri açılan ilk E-Type modellerinden biri olduğunu biliyorum ama bakalım gaza basınca nasıl bir ses gelecek.
Se que éste es el primer E-type descapotable, pero tengo que averiguar que se siente cuando le damos un poco de ruido.
E - Type sosyete için bir harikaydı.
Pequeña maravilla, el E-Type se convirtió en un capricho para la gente de la farándula.
Küçük bir şirket olan Sussex tarafından yapıldı ve E-Type konseptine sahip.
Fabricado por una pequeña empresa industrial en Sussex, se parece a un E-Type.
Birkaç değişiklik var tabii.
Está basado en un E-Type pero le han hecho algunos cambios.
Eğer birisi gelip bana E-Type Jaguar'da değişiklik yapacağını söylese "Aptal olmayın, içine edersiniz." der geri yollardım.
Si alguien me hubiera venido a pedir permiso para modificar un Jaguar E-type, hubiera dicho que no, no seas estúpido, lo arruinaras!
Bence E-Type'a biraz daha saygı göstermeliyiz.
Creo que debemos estar más orgullosos de él de lo que estamos en realidad.
E-Type, Barcelona'da aşağılandıktan sonra ikinci olduğu için mutlu bir şekilde eve gelen cesur İngiliz değil.
El E-type no es un luchador británico que vuelve contento a casa saliendo segundo, no sería humillado por el Barcelona, no sería rebasado por Sebastian Vettel.
Sebastian Vettel tarafından kolayca geçilen değil. E-Type'a bir kraliyet düğünü yapmasını söyleseniz,... misafirlerini Westminster Abbey'e minibüs filosu ile taşımaz.
Y si le pidieras a un E-type que organice una boda real, no trasladaría a los invitados a la abadía de Westminster en minibuses.
E-Type minibüsün ne olduğunu bilmez bile.
El E-type no sabe lo que es un minibus. Todos los países tienen un icono.
- Type'ın Concorde dışında... Britanya'nın yaptığı son ve en güzel şey olduğu hakkında? Ciddi miydin?
Pero dijiste algo que me inquietó - con la posible excepción del Concorde, el E-type fue la última gran cosa que hizo Gran Bretaña. ¿ Correcto?
Uzun zamandır "İşte bu en iyisi" diyebileceğimiz bir şey yaptık mı? E - Type'ın Ferrari'nin üçte biri kadardı Daha hızlıydı, daha iyi bir görünüme sahipti.
¿ Puedes pensar en algo que hayamos hecho desde entonces que sea "un número 1"?
Gerçekten çok güzel ama nasıl olurda kusursuz, orijinal E-Type'dan 5 kat daha değerli olabilir ki?
En serio, solo miralo Es realmente precioso, pero cómo puede valer cinco veces más que un impecable E-type original
Lastikleri çalınmış arabaya benziyorsun. Herneyse, geçen hafta E-tipi Jaguarların şahane olan günümüz haline yorumlanmış şeklini inceledik
Tú pareces un coche al que hayan robado las ruedas Bueno, la semana pasada, echamos un vistazo a una interpretación moderna del E-Type, que era fantástica.
Tamamen tekrar imal edilmiş ve tasarlanmış bir E-Type Jaguar.
Un Jaguar E-type casi totalmente reconstruido y rediseñado
"Bu bir E-Type" diye düşünür. Ama aslında ilgisi yok, değil mi?
"Ese es un E-type" pero en realidad no lo es, verdad?
Aslında orijnal E-Type Jaguar'a bakarsanız ön cam oldukça dik durur, açıkçası.
Lo está, sí, y si ves un Jaguar E-type original... El parabrisas de hecho se ve bastante vertical
Ama bugünki gibi bir günde... güney Fransa'da bir E-Type'ta olduğunuzu... hayal etmeniz işte budur.
Pero es esto con lo que sueñas : estar en un E-type, en el sur de Francia... En un día como en el de hoy, haciendo esto
Bu çok nadir, çok pahalı, £ 500,000 sterlin, çok güzel Eagle E-Type Speedster.
Este es el muy raro, muy caro, costando 500 mil libras... Y muy hermoso Eagle E-Type Speedster
Jaguar E-Type'ı kullanırken, arka penceresinde on yaşında bir çocuk olan bir station arabayı geçtim ve gözleriyle izleyişini seyrettim.
Cuando conducía el E-Type vi un niño de 10 años en la ventana trasera de un auto y vi sus ojos seguirme.
Düello teklifini kabul ediyor musun? Rakip : Heathcliff Tür : 1 vs. 1
330 ) \ frz16.2 } Opponent 407 ) \ frz14.98 } Duel Type
Yani, X Modeli sosyal ağ anlamına geliyor, fakat bu insanların her zaman arkadaşlarının nerede olduklarını bilmelerini istememelerine sebep olabilir.
Entonces Type X era para redes sociales, pero resulta que la gente no siempre quiere que sus amigos sepan dónde está con tanta precisión.
Pekâlâ, efendim, korkarım ki sosyal ağ olarak X Modeli için çok para kaybettiniz.
Señor, me temo que ha malgastado mucho dinero en el desarrollo de Type X como dispositivo para redes sociales.
X Modeli az önce onun hayatını kurtardı.
Type X acaba de salvarle la vida.
Jock, yaptığın X Modeli sunumundan beri hisselerimin değerini kazandığını söylüyor.
Jock dijo que el valor de mis acciones subió desde tu presentación de Type X.
- Aşık olduğumu görebiliyorsun.
Espece de type ¿ Qué tal la pintura?
Hepsi E-Type Jag sahibiydi.
Todos tuvieron E-Type Jags.
- Type, büyük olasılıkla Concorde dışında Britanya'nın yaptığı en son ve en güzel şey. E
Es una versión moderna del Jaguar E-type.
- Type Jag'in modern hali. E
Y el E-type, con la posible excepción del Concorde, es casi seguro la última cosa realmente grandiosa que ha fabricado Reino Unido.
Dünyaya yerinden sallayan buna en yakın sanırım sadece Monty Python'ı sayabiliriz.
El E-type costaba tres veces menos que el Ferrari siendo más rápido y bonito.