English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ T ] / Tûba

Tûba traduction Espagnol

195 traduction parallèle
Vur onu!
Suéltame la mano, Tuba.
Bunu o yapacak.
No te metas, Tuba, esto es con él.
- Pis bir hain.
Cállate, Tuba.
Başımı ağrıtıyorsun, Tuba!
¡ Cállate, Tuba! Eres un pesado.
Tuba çalan adam.
El que toca la tuba.
Bando için başka bir tubacıyı nereden bulacaklarını düşünüyordum.
Me pregunto si van a encontrar otro tuba para la banda.
Kasaba bandosunda tuba çalıyor.
Tocaba la tuba en una banda.
- Şey... tuba çalıyorum.
- Bueno... toco la tuba.
Ne, tuba mı?
¿ Qué? ¿ Una tuba?
"'Düşünmeme yardımcı olması için tuba çalarım.'
"Tocar la tuba me ayuda a pensar"
- Ben tuba çalıyorum.
- Yo toco la tuba.
Tuba çalmadıkça düşünemediğini duydum.
Queridos, he oído que no puede pensar si no toca la tuba.
Sohbetin ortasında onun tuba çalmaya başladığını yazmış. Ortada bir neden yokken saygın yazarlara saldırdığını yazmış.
Cuenta que, mientras conversaban, se puso a tocar la tuba, y que agredió sin motivo a varios de nuestros insignes escritores.
Aşırı neşelilik haline diğer örnekler tuba çaldığı ve şiir yazdığı anlar, insanlara yardım etme amacıyla itfaiye arabalarını kovalaması.
Otros ejemplos de su euforia son cuando tocaba la tuba, cuando escribía poesía o cuando subió al coche de bomberos para ayudar a la humanidad.
Tuba çalışım.
Sobre lo de tocar la tuba.
Biri tuba çalıyor diye deliyse, biri bunu araştırsa iyi olur çünkü etrafta tuba çalan pek çok kişi var.
Si un hombre está loco sólo porque toca la tuba, habrá que tener cuidado porque hay mucha gente en el mundo que la toca.
Ben tuba çalıyorum.
Y yo toco la tuba.
Evet, borazan çalınacak, ölüler çürümez olarak dirilecek ve biz de değiştirileceğiz.
"In novissima tuba surget in Gloria."
İşte trombon ve tuba ve obua ve saksafon, sousafon, kanun ve ksilofon
Tenemos al trombón und la tuba und el óboe Und el saxofón, el sousafón la cítara y el xilofón,
Söylesene, tek bacaklı jokeyle bir adada mahsur kalan tuba çalan kız için söylenenleri biliyor musun?
Oye, ¿ os sabéis el de la chica que tocaba la tuba que estaba en una isla desierta con un jockey cojo?
Çadırımda bir şişe Filipin Tubası var.
Tengo una botella de Tuba Filipina en mi tienda.
Bir Tuba'nın önünden geçerseniz Bana getirebilir misiniz?
¿ Si a usted se le ocurre, correr por una vieja tuba, podria traerla?
Tuba...
Tuba...
Bay Douglas'ın tubası ile ne yapıyorsun?
¿ Qué haces con la tuba del Sr. Douglas?
Tubana veda edebilirsin.
Entrégame la tuba.
Tubalar.
¡ Tuba!
- Tabii ki. Aynı Gus'tan mı bahsediyoruz? Tuba City'den mi?
Espera, ¿ estamos hablando del mismo Gus, de Tuba City?
Hayır, Tuba City'den değil.
No, no de Tuba City.
Sommersman, tuba.
Summers, tuba.
Şu an, 26 kişi nehre doğru tuba çalıyor.
En este momento hay 26 bombardones marchando a la derecha en el río.
Müzik!
Tuba.
Şu iri ve şişko tubacıyı gözüme kestirdim.
Quiero impresionar al tipo gordo que toca la tuba.
- Merhaba.
¿ Tocas la tuba?
- Tuba mı çalıyorsun?
- No. Antes.
Phil Donahue bir tubanın içine kusuyor gibi.
Parece Phil Donahue vomitando en una Tuba.
Hey, Bob Rooney koltuk altından ne zaman ses çıkarsa herkes gülüyor.
Hey, cada vez que Bob Rooney toca la tuba con su axila, se ríen.
- Tubaya ne dersin?
- ¿ Qué tal la tuba?
Her neyse, Kanlı Dişetleri Murphy çok iyi tuba çalardı...
Bueno, Encías Sangrantes Murphy fue un brillante intérprete del trombón...
Bu bir tuba!
¡ Y es una tuba!
- Bu bir tuba.
- Es una tuba.
Okul bando takımı için yeni bir tuba.
Tubas nuevas para la orquesta.
Üzerinde donun, ayağında patenlerinle buraya tuba çalarak dalman peki?
¿ Patinar aquí con los pantalones abajo y tocando una tuba?
Tuba ve bassoda Freddie Loyacano!
¡ Con el bajo, Freddie Loyacano!
O sanki Tuba'da yürüyen bir model gibi.
Es una marcha para la tuba.
Son zamanlarda içinizden Tuba alan var mı?
¿ Te ha comprado alguien una tuba recientemente?
Hayır tam tersi olarak İsrafil suru... çaldığında ben de tubamı çalıyor olacağım.
Al contrario. Cuando Gabriel toque la trompeta, yo estaré tocando la tuba.
Ayrıca... "Azgın Benny", "Schnoz Sammy", "Fudd Elmer", "Tuba Tubby" olarak da tanınırım. Bir kere de "Bayan Phyllis Levine" olmuştum.
También me conocen "Elmer el Fudd", "Tubby el Tuba" y una vez como "Srta. Phyllis Levine".
Dinle, Bender, banyon nerede?
- Oye, Bender. ¿ Dónde está tu baño? - ¿ Tuba qué?
- Banyo.
- ¿ Qué tuba?
Bu bir tuba.
Creo que es una tuba.
İçine bir tuba, bir valiz, ölü bir köpek ve bir de giysi çantası rahatlıkla sığıyor.
¡ Caben casi perfectamente una tuba, una maleta... un perro muerto y un portatrajes!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]