Tüyo traduction Espagnol
776 traduction parallèle
Pekala. Besinci kosuda tüyo ister misiniz?
¿ Sabe cuál es el gran favorito de la quinta carrera?
Para olsa. Tüyo aldim.
Si tuviéramos pasta.
Yariºlara tüyo satarim.
Vendo apuestas para los caballos.
Sicak bir tüyo var, garanti. Bir dolar.
Hay uno que no puede perder.
Biliyorsan bana birkaç tüyo ver.
- Eres un buen tipo. Dame algunos consejos.
Sana bir tüyo vereceğim.
Escuche, le haré un favor. Le pasaré un dato.
Tüyo için sağ ol.
Gracias por la información.
Eğer fal bakacaksak... Belmont yarışları için tüyo isterim.
Si es una sesión espiritista, quiero un buen pronóstico en la cuarta carrera.
200 sterlin ödeyip onları başımdan savdım. Ama sonra, bu tüyo sayesinde....
Las vendí para pagar deudas, pero luego vi esta oportunidad.
Daha başka tüyo alamayacağımızı mı söylüyorsun yani?
¿ Quiere decir que ya no le dan mas soplos?
O zaman Amthor'un yöntemlerini bilen bir çete olmalı ya da ona yakın birinden tüyo alıyorlardı.
Seguro fue una banda que conocía el método de Amthor... o llegó a conocerlo por alguien cercano a él.
- Tüyo için teşekkürler, patron.
- Gracias por decírmelo, jefe.
Çevik kuvvet bir firari ya da bir dolandırıcılık hakkında tüyo alabilir.
La policía atrapa a los chorizos y cacos gracias a chivatazos.
Bilmenizi istiyorum ki telefonla her tüyo alındığında kim olduğunuza ya da kimi tanıdığınıza bakılmaksızın ofisine polis baskını düzenlenecek.
Cada vez que alguien se chive por teléfono usted se la va a cargar... esté donde esté y conozca a quien conozca.
Onlara tüyo veriyordum.
Yo les daba los soplos.
Acil tüyo! Acil tüyo, lütfen!
Me informaron sobre un triunfo seguro.
Ben de hiç tüyo vermeyeceksin sanıyordum.
Y creí que nunca nos ibas a dar señales.
Burayı bulmak için nereden tüyo aldınız, evlat.
Eh bien, lo descubrirás muy pronto, chico.
Sıcak bir tüyo verelim.
Aquí hay una noticia caliente.
Bu sabah büro şefinden şifreli bir tüyo aldım.
Me ha llegado un soplo del jefe de redacción esta mañana.
Ama sana kesin bir tüyo olduğunu söylemiştim.
- Te digo que es una fija.
Borsadan bir tüyo aldım.
Me aconsejaron invertir en bolsa.
Onları borsada zengin yapacak bir tüyo vermeyi teklif etti.
Hacer un pronóstico para la bolsa que promete les hará ricos.
Bütün 125 kişiye farklı bir tüyo verdi.
Mandó 125 recomendaciones distintas.
Charles, bu akşamki 2. köpek yarışı için bir tüyo aldım, ilgilenir misin?
¿ Te interesa un soplo para las carreras?
Ne olacak, Teğmen? Bir tüyo verseniz.
¿ Que hay con ello, Teniente?
O hatun telefon açmış olmalı, adam tüyo almıştı çünkü.
La chica debió avisarle porque que ya lo sabía.
İşte sana bir tüyo, Senpachi.
Te voy a dar un consejo, Senpachi.
Kafasından geçenleri bilemeyiz. Nevada, yarısı karşılığında ona tüyo verdi.
Nevada le ha dado el trabajo, el día, la hora, todo por la mitad de beneficios.
Sana bir tüyo vereyim.
Te daré un consejo, ven aquí.
Onlara olacaklar hakkında tüyo verirsen dert ettiğin silahı hatırlıyor musun?
Pero si dices algo de esto, podrás preocuparte de esa pistola.
Bu nasıl? Mungar'ın işleri hakkında tüyo verdi sana ve onu dolandırdın.
Él le avisó a todos los partidos importantes de Mungar... y desde que entré y les heisted.
Bu arada zor davalar için bana bir iki tüyo verirsiniz.
A la vez, podrás ayudarme con los casos difíciles.
Kimseye tüyo vermedin, değil mi?
¿ No le diste una pista a nadie?
Yüzbaşı bir tüyo aldı.
El capitán recibió una llamada anónima.
- Kürk soygununda sana kim tüyo verdi?
- ¿ Quién te avisó el atraco de las pieles?
Kimse bana tüyo vermedi, Bay Yale.
Nadie me avisó, señor Yale.
Bir tüyo aldım, Versailles vergi dairesi.
Tengo un soplo, una inspección en Versailles.
Ekselansları, anneniz tüyo alınabilecek biri değil.
No se puede decir que tu madre sea una mujer transparente.
Bu sabah Alex Shipley diye birini aramam gerektiği konusunda bir tüyo aldım. Adam Tennessee Başsavcı asistanı.
Esta mañana me han dicho que llamara a un tal alex ShipIey... que es el ayudante del fiscal general de Tennessee.
Bizim FBI kaynağından bir tüyo aldım.
Me ha llamado el contacto en el FBI.
Sığırlarla borsasıyla ilgili bir tüyo olmasın?
¿ Una sugerencia para el ganado en la bolsa?
Bu saçma bir tüyo değil.
Esto no es una mentira.
Karen, sana bir tüyo vereyim.
Karen, déjame darte un consejo.
Geçen hafta bana bir tüyo vermişti, sizin işinize yarayabilir, anlarsınız ya!
La semana pasada me dio información que tal vez les sea útil.
Noogman bize bir tüyo verdi bir depo dolusu anfetamin hakkında.
El Noog nos dio información sobre una carga de anfetaminas.
Farr'ın memurları tüyo verdi.
Tengo noticias de Farr.
Tüyo almışlar.
Les avisaron.
- Kesin bir tüyo.
Es una fija.
Bay Fawlty'nin tüyo aldığı attan. Umarım kızmadınız, ben...
- Espero que no le importe.
Tabii Sammy, hemen tüyo vereyim.
Voy a llenar usted pulg