English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ U ] / U2

U2 traduction Espagnol

201 traduction parallèle
- U-2'yi biliyor musun?
¿ Escuchaste hablar de los U2?
U2?
U2?
Kesin U2 şimdi bok ediyordur herşeyi.
Seguro que U2 se caga de miedo.
" U2 ve Sinéad O'Connor'ın ardından,..... The Commitments Dublin'den çıkan bi sonraki büyük akım olabilir.
"Después de U2 y Sinéad O'Connor,... los Commitments podrían ser el siguiente gran grupo salido de Dublín."
U2, Sinéad, Geldof, ve biz aynı paragraftayız. Manyak bişey bu, di mi?
U2, Sinéad, Geldof y nosotros, en un párrafo. ¡ Mortal!
Bu U2 kaseti ilginizi çeker mi?
¿ Puedo interesarlo en esta cinta de U2?
- U2.
- U2.
- U2'yu bir tür denizaltı zannediyordum.
- Lo es. Creí que U2 era un submarino.
Cevap U4, Bay Bennish, U2 değil.
Es U4, Sr. Bennish, no U2.
14 Ekim günü bir U2 casus uçağına neler döndüğünü anlamak için ada boyunca uçması emri verildi.
El 14 de octubre, se le ordenó a un avión espía U2 volar sobre la isla para intentar descubrir lo que ocurría.
Ertesi sabah Washington'daki Fotoğrafik Yorumlama Merkezi U2'nin çektiği fotoğrafları analiz etmeye başladı.
A la siguiente mañana, el Centro de Interpretación Fotográfico en Washington comenzó a analizar las imágenes que había tomado el U2.
Sovyet büyükelçi kaçamak cevaplar verirken U2 ile çekilen fotoğraflar toplantıya dünyanın görmesi için getirildi.
Mientras el Embajador soviético divagaba, las fotografías del U-2 fueron traídas a la reunión para ser vistas por el mundo.
Devam etmekte olan Amerikan keşif uçuşlarında bir U2 casus uçak... Küba'nın doğusunda Sovyet hava savunma bataryasının üzerinden uçmuştu.
En continuo reconocimiento estadounidense, un avión espía U-2 sobrevolaba un sitio antiaéreo al este de Cuba.
Halihazırdaki plan ; eğer bir U2 uçağı düşürülürse, derhal o karadan havaya füze bataryasını yer yüzünden silmekti.
" El plan vigente era que si se derribaba a un U-2, inmediatamente bombardearíamos ese sitio SAM hasta desaparecerlo.
U2 nin düşürülmesini göz ardı ediyordu, Moskova'dan yapılan yayını göz ardı ediyordu ki oldukça şahin dilliydi vb, vb, vb.
Ignoró el derribo del U-2, ignoró la emisión desde moscú Moscú que era muy agresiva, ya sabes, etc., etc., etc., y tan sólo
U2.
El U2.
U2 Casus uçağı pilotları, füzeleri arayıp durdular.
Los aviones espías U2 habían estado buscando misiles.
U2'nin getirdiği bilgilere ihtiyacımız vardı çünkü Ruslar çok gizli kapaklıydılar. Dünya'nın en büyük ülkesi ne turist var ne başka bir şey.
" Necesitábamos la información que los U2 nos traían porque los rusos eran tan reservados, el país más grande del mundo sin turistas, ni nada.
U2 uçağı Sovyet sınırlarına girer girmez Rus radarı, uçağın ilerleyişini takibe aldı.
Tan pronto como el U2 entró en el territorio soviético, El radar ruso siguió su progreso.
Öyle görülüyor ki günümüzde Demir Perde ardında gizli kalmış Sovyet Bölgesine silahsız bir sivil uçak olan U2 ile bilgi edinme çabasıyla muhtemel bir uçuş icra edilmiştir.
"Parece que procurando obtener información ahora escondida tras la Cortina de Hierro, un vuelo sobre el territorio soviético fue ejecutado por un avión civil desarmado U2."
Khruschev U2 uçuşlarının "Füze üstünlüğü bizde" söyleminin bir blöf olduğunu açığa çıkarmış olmasından korkuyordu.
Khrushchov temía que los vuelos de los U2 hubiese expuesto sus afirmaciones acerca de una superioridad en misiles como un engaño.
Paris uzlaşma zirvesinin akşamı Bir Amerikan U-2 casus uçağı Sovyet hava sahasında düşürüldü.
Justo antes de una gran cumbre por la paz en París, un avión espía U2 estadounidense fue derribado en el espacio aéreo soviético.
U2 konserinden sonra birbirimizi görmediğimizin farkında mısın?
No nos vemos desde el concierto de U2.
U2.
U2.
Beni duyuyor musun U2?
¿ Me escucha, U2?
Beni duyuyor musun U2?
¿ Me escucha?
Dün gece rüyamda U2'yi gördüm.
Soñé con U2 anoche.
Natalie Imbruglia'yı U2'nin arkasına koy!
¡ Guardaste el de Natalie Imbruglia en el de U2!
Kennedy Ruslara karşı sert olması gerektiğini nasıl biliyordu... Onlar U2 yi vurduktan sonra bile er ya da geç geriye çekilip güvenli bir şekilde oynamayı...
¿ Cómo supo primero ser duro con los rusos... pero luego contenerse y no arriesgarse, incluso cuando derribaron el U-2?
U2'nun Avrupa turnesi rotası.
Son las fechas de la gira de U2 por Europa.
Bir de No Doubt, U2 ile turneye çıktığı için.
Y porque No Doubt está de gira con U2.
. U2 konserine gittiğimizde, en iyi dostumdun.
En un concierto de U2, sí.
Senin daha çok şeyin hayranı olduğunu düşünürdüm... Ne bileyim? Sting?
Yo habria pensado que eras fanático de déjame ver... de Sting, de U2.
Dostum, tıpkı U2 ve öbür adam gibi olucaz.
Tio, sera como... Luke Duke, y el otro tio seguro?
Baksana, senin dün akşam U2 konserinde olduğunu duydum.
Escucha, ¿ es verdad? ¿ Anoche fuiste al concierto de U2?
U2 konserinde olduğumu nereden biliyordun?
¿ Cómo supiste que estaba en el concierto de U2?
Hizmetçim Marge'a U2 konserinde olduğumu mu söylemiş?
¿ Mi ama de llaves le dijo a Marge que yo estuve en el concierto de U2?
U2 konserinde olduğumdan mümkünse kimseye bahsetme.
No le menciones a nadie que estuve en el concierto de U2...
- Muayenehaneden aradıklarında bile U2 konserine gittiğimi söylemişsin.
- Bueno. - Cuando llamaron del médico Ud. les dijo que fui a un concierto de U2.
U2 konserinde olduğunu duydum.
Me enteré que estuviste en el concierto de U2.
Doktorum U2 konserine gittiğimi duyduğu için onunla böyle konuştum.
No le grité, hablamos porque mi médico se había enterado de que había ido al concierto de U2.
U2 konserine mi gittin?
¿ Fuiste al concierto de U2?
- Neden? - Çünkü birimiz hepimiz içiniz. Clash ya da U2 gibi.
porque Se supone que somos uno-para-todos como Clash o U2 una democracia.
Meğer Hank'in eşi her U2 konserine gidermiş. Biz ortaya çıktık çıkalı, ta ilk zamandan beri hayranımızmış.
Al parecer la mujer de Hank habia estado en todos los conciertos de U2 en EE.UU., desde que no eramos más que unos crios que ensayaban en el garaje.
Her birine gitmiş. U2 konserlerine benden daha çok katılmış diyebilirim.
Habia estado en todos, en más conciertos de U2 que yo mismo.
Her ikisini de bir sonraki Los Angeles konserimize davet ettim.
Le invité, les invité a los dos a ir a la siguiente actuación de U2 en L.A.
Çünkü orası U2'ya ait ve Bono arada sırada orada takılıyormuş.
Porque pertenece a U2, y qué Bono se aloja allí. Oh, él otra vez
U2'yu seviyorum.
U2, te quiero.
U2'yu seviyorum dedim.
Que te quiero.
U-2.
U2
U2'yu herkes bilir.
Todos conocen a U2.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]