English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ U ] / Ulkede

Ulkede traduction Espagnol

311 traduction parallèle
Tum halk meclisleri birbirine benzer, çunku her tekil ulkede, niteliksel olarak farkli bir sekilde ayni dusmanla karsi karsiya kalirlar.
Es ahí donde convergen y se asemejan estas asambleas generales... ya que en cada país, de una manera diferente... se enfrentan en efecto a los mismos enemigos.
"dunya barisini koruma sorunudur. Ekim Devrimi'nin ve pek çok ulkede sosyalizmin" insaasinin
También se plantea en términos nuevos... la cuestión de la salvaguarda de la paz mundial.
Centry deki en mükemmel yer. Ülkede böyle bir yer yok.
No hay nada igual en todo el condado.
Ülkede işler iyiye gidiyor gibi görünüyor.
Bueno, parece que las cosas mejoran aquí.
Ülkede iţlenen her suçtan sorumlu tutuluyorlar.
Les acusarán de todos los delitos cometidos en el país.
Ülkede binlerce çocuk sana tapıyor.
Miles de chicos que adoran a su héroe.
Ülkede, yumrukla bu haklar arasındaki farkı anlayabilecek birisi yoksa... bu tip kurallar o ülkede bir işe yaramaz.
No se puede tener un país que haga funcionar estas reglas si no se tienen hombres que distingan los derechos humanos de un golpe.
BİR ZAMANLAR UZAK BİR ÜLKEDE
ÉRASE UNA VEZ EN UN REINO MUY LEJANO
Ülkede tektir benim kızım.
- Te lo dije, ¿ no? Es única en toda la nación.
Ülkede tek, bir eşi daha yok.
Es única en toda la nación.
Ülkede pek çok insan ne zaman öldürüleceğimi merak ediyor.
Hay medio oeste preguntándose cuándo va a matarme alguien.
Ülkede kanunlar var. Buldum. Onunla konuşacağım, bırakalım miktarı o belirlesin.
- Tal vez debería hablar con él...
Ülkede Corrodi'yi takip ederken bu parayla geçinmeyi düşünüyordu.
Viviría con eso mientras siguiera a Collodi por el país,
Ülkede en güçlü muhalefet taraftarlarının başıdır.
Él es el jefe del partido más fuerte de la resistencia en el país. Por eso quiero hablar con él.
"Ülkede giriş çıkış sistemi uygulamaya konuldu... " belirli ana yollar Alman saldırılarını önlemek adına patlatılarak kapatıldı. "
"El sistema de represas del país ha sido puesto en operación y algunas carreteras han sido voladas para prevenir el avance alemán."
Ülkede 100'den az makinalı tüfeğimiz var.
Hay menos de 100 ametralladoras en la región.
Ülkede çok az sayıda Habeş var.
Hay muy pocos etíopes en el país.
Ülkede bir felaket oluyor.
¡ La patria está al borde de la catástrofe!
Ülkede soğuğun, kuraklığın yangınların ve selin yol açtığı bir kıtlık vardı.
La hambruna azotaba toda la región... a causa de la sequía, y las inundaciones, de los incendios y las heladas...
Ülkede de haklarından geliyoruz.
Incluso volvemos a casa y todo.
Laios sarayında mı öldürüldü? Ülkede mi yoksa ülke dışında mıydı?
¿ Layo fue asesinado en palacio ó en el campo, en un país extraño?
Ülkede tam anlamıyla bir karmaşa yaşanıyor.
Los hechos pueden ser descritos como de catástrofe.
Ülkede terör estirmeye devam eden cinayet salgınları karşısında, polis departmanı da büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Kendilerine sürekli olarak acil vaka haberi gelen polis görevlileri, artık bu tip vakalara yetişemediklerini itiraf etti.
Desde entonces, las noticias de este tema son la causa del terror más espantoso que se ha anunciado en todos los tiempos en la mayor parte del este y medio-este de los Estados Unidos.
Ülkede toplu cinayetler işleniyormuş ve halkın güvenli bir yerde saklanması isteniyor.
Hay una ola de asesinatos por todo el país y la gente está buscando sitios seguros donde esconderse.
Ülkede en çok unvana sahip olan kimdir?
¿ Quién es el que tiene más títulos nobiliarios en la tierra?
Ülkede büyük değişiklikler oluyor.
Van a ocurrir grandes cambios en este país.
Ülkede en fazla sayıyı ben yaptım, ama hiçbir takıma seçilmedim.
Era el mejor corredor y el màximo anotador pero nadie me fichó.
Ülkede çıkmana da yardım edeceğim.
Mitad y mitad, y dejan el país.
Ülkede yaşayan iyi insanlar bilsinler... Divine ile başa çıkamayacaklarını ve ondan kaçamayacaklarını.
Permitan que la buena gente de este país sepa que no pueden joder a Divine y salir impunes.
Ülkede 10 milyon kadın var ve hiçbirini ayarlayamıyorum.
Diez millones de mujeres en el país y no doy con una.
Ülkede, taşra bir yer olurdu.
Y en este país estaría el campo...
Ülkede var olan endüstri kollarında devreye gireriz. Şu anki ilgi alanlarımız, tarım, madencilik eğitim orman endüstrisi ve bilimsel inceleme.
Intervenimos en los sectores de la industria, cuando ésta existe, nos interesamos por la agricultura, la minería, la educación,
Fakat Brezilya'da bulundunuz. Ülkede işkence olduğunu biliyordunuz.
Pero sabe que la tortura existe en Brasil.
Ülkede, muhtemelen Birinci Dünya Savaşı'nın sebep olduğu bir bıkkınlık havası vardı.
Era un periodo de decadencia, de gran decadencia. probablemente ocasionado por el gran desgaste ocasionado por la Primera Guerra Mundial.
Ülkede bulunan herkes, Filipinliler, Amerikalılar...
A todos, todos los filipinos y los estadounidenses en el país...
Ülkede ondan sadece üç adet var.
Sólo hay tres iguales en el país.
Ülkede kanun kalmadı.
El país está sin ley. El pánico ronda las calles.
Ülkede bile olmamalısın.
No deberías siquiera estar en el país.
Ülkede taşımak için iyi bir yol.
Buena manera de enviarlo a todo el país.
Ülkede yüksek ücretli bir iş bilmiyorum. Sen biliyor musun?
No sé de ningún trabajo bien pago en todo el país. ¿ Y usted?
- Ülkede fazladan biri olsun ister misiniz?
- ¿ Lo quieren andando por ahí?
Ülkede huzursuzluk tırmanmış durumda. Fujimaki ve Ayabe uygun zamanı kolluyor olabilirler.
La angustia de nuestra gente aprovecha a Fujimaki y Ayabe.
- Ülkede yığınla aile var!
- ¡ Todo el país está lleno de familias!
Ülkede bulunuşunun kanuna aykırı olduğunu söylüyorlar.
Dicen que estás aquí ilegalmente.
Ülkede gaylerin terfi etmesiyle ilgili bir şeyler bildiğini söylüyor.
Dice que sabe algo sobre gays que consiguen ascensos en el departamento de Estado.
Ülkede olduğunu biliyorum.
Sé que está en el país, Sra. Mancini.
Ülkede bulunan her müzenin durumunu gördüm.
Lo he visto en muchos museos de otras ciudades.
Ülkede Wafd sempatizanlarının bulunduğundan şüphe...
Sospechamos que hay un célula de simpatizantes del Wafd en el país.
Ülkede her şey birbirine girmiş durumda ve kendi ödleklikleri yüzünden ailelerinin vurulmasını ya da kamplara gönderilmesini istemiyorlar.
Es una locura en Alemania y no quieren que maten a sus padres... o los pongan en campos de concentración porque sus hijos son unos cobardes.
Ülkede, bütün iyi, kanunlara saygılı kiliseye giden her siyah insan için zararlı, bence.
Genera problemas para todos los buenos, legales,...... Negros estadounidenses practicantes en el país.
Ülkede illegal yollarla kalıyormuş.
Estaba ilegalmente en el país.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]