Ultima traduction Espagnol
60,574 traduction parallèle
Senden son kez rica ediyorum teröristleri bulmalarına yardım et.
Te lo pediré una última vez, ayúdalos a encontrar a esos terroristas.
Çünkü buraya bir sonraki gelişleri seni son görüşüm olabilir.
Porque la próxima vez que entren podría ser la última que te vea.
İlgilenmem gereken son bir şey kaldı.
Tengo que encargarme de una última cosa.
Yapmam gereken son bir iş var.
Tengo que encargarme de una última cosa.
Açıkçası, Carter'ı en son gördüğümde, karısıyla konuşmaya gidiyordu.
La última vez que vi a Carter, iba de camino a hablar con su mujer.
Bunu daha önceden yaptığını biliyorum, ama sana yemin ederim bu son şansın.
Escúchame. Sé que lo has rechazado con anterioridad, pero te prometo que esta es la última oportunidad.
306 nolu uçuş için son çağrı...
Última llamada para el vuelo 306...
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Daniel Winters... Geçen gece basın toplantısında : " Alınan bilgilere göre Ulusal Güvenlik kablolarının kesildiğini ve önemli bir hasar olduğunu açıkladı.
El portavoz del Departamento de Estado portavoz Daniel Winters dijo en la conferencia de prensa de emergencia de la noche anterior que debido a la última versión de cables hackeados de la NSA, se ha hecho un daño sustancial.
İlk ve son kez altı top bilardo şampiyonasında kazanmıştım.
Primera y última vez que gané mi fantasía en 6 partidos de fútbol.
Ailemle son yemeğimde, eşim senin yaşlarındaydı.
La última vez que compartí una comida familiar, mi hija tenía aproximadamente su edad.
Ve şu anda durduğumuz yere.
A sus registros de vuelos y en última instancia a dónde estamos en este momento.
Adamlarınızı geri getirin, Onları buraya getirin Ve bunu adayı kazanmak için son savaşa dönüştür.
Reúne a tus hombres, tráelos aquí, y hagamos de esta la última batalla para conquistar la isla.
Demiş ki... Nassau böyle bir yıkımla yüzleştiğinde önüne geçmek için senden yardım almış.
En él mencionaba... que la última vez que Nassau sufrió la amenaza de sumirse en el caos... usted fue a quien acudió para que la ayudara a impedirlo.
Onu son kez görmüş olabilirsin.
Hay muchas posibilidades de que le hayas visto por última vez.
İnsanlığın her damlasını emiyorlar.
Nos chupa hasta la última gota de humanidad.
Raoul'la en son ne zaman konuşmuş?
¿ Cuándo habló con Raúl por última vez?
Raoul'la en son ne zaman konuştunuz?
¿ Cuándo habló con Raúl por última vez?
- Buraya en son gelişimizde...
- La última vez...
Ama bugün rövanş için son şansım olabilir.
Pero esta podría ser mi última oportunidad para la revancha.
En son ne zaman bir dövüşü kaybettiniz Bayan Bak?
¿ Cuándo perdió por última vez, señorita Bak?
- Bu son şansımız!
- ¡ Es nuestra última oportunidad!
Bir şans var, belki son bir şans var, geçmişin aynısı gibi gözükmeyen bir gelecek için.
Que hay una oportunidad, quizá la última, de un futuro distinto del pasado.
Hatta bir anlamda hayran bile kaldım ama bu hareketini bugün kullanma hakkını bitirdin.
Es admirable en un sentido, pero esta es la última vez que lo usas, hoy.
Barth Schooner yerine kimin geçireceğini öğrenmek için yanına gidip birlikte içki içmeden önce hem bu masada hem de odada konuşulanları belirleyelim.
Antes de que me vaya y tome la última ronda con Bart Schooner y conozca sus ideas sobre quién debería reemplazarlo, déjenme hablar de lo que pende sobre esta mesa y todo este salón.
Son anda minibüs görevine çağrıldım.
Me llamaron a última hora.
Geçen sefer onu neredeyse kaybetmiştik.
Casi lo perdimos la última vez.
Dans dersi ne kadar daha sürer?
Creo que esta es la última sesión.
- Rohan! - Beni sakın hafife alma.
Lo estoy diciendo por primera y última vez.
Sana ikinci bir şans daha veriyorum.
Te estoy dando una última oportunidad.
- Peki konuşurum ama son kez.
Muy bien, voy a hablar. Pero esta es la última vez.
Ayrıca bir uğramam gereken yer daha var.
También quería hacer una última parada.
Son ilişkim iki yıl sürdü.
Mi última relación duró dos años.
Enerji çözümlerinin son oluşumu olduğunu iddia eden Alterplex şirketinin bu çalışmayı başlatması merakla bekleniyor.
Mientras se espera ansiosamente que Alterplex lance... lo que la compañía clama será la... última generación de soluciones energéticas.
Son 10 yıl içerisinde dünyanın enerji tüketimi 3 kat artarken yeni bir sürdürülebilir enerji türüne ihtiyaç duyuldu.
Con el consumo energético mundial triplicándose en la última década, se necesita una nueva forma de energía sostenible.
Her geçen kuantum parçası önemli bir farkla simetrik düşmektedir.
Simétrico hasta la última partícula cuántica, con una diferencia crucial.
Bu son uyarı.
¡ Esta es su última advertencia!
Kaybolan taşıtlarla ilgili haberlere bir yenisi daha eklendi.
La desaparición es la última de una línea... de informes recientes de vehículos desaparecidos.
- En son ne zaman görüştünüz?
¿ Cuándo fue la última vez que habló con ella?
Son toplantıya gitmedim bir de.
Y ni siquiera fui a la última.
- En son bodrumdaydı.
- La última vez lo vi en el sótano.
Gerçek manada, dünyada görmeyi umduğum en son kişi.
Literalmente, la última persona en la Tierra que esperaba ver.
Kurban en son popüler gece kulubü Ütopya'da görüldü.
La víctima fue vista por última vez en el popular club Utopía.
Bu onun son sözü miydi?
¿ Esa fue su última palabra?
Bu Clara'nın son sözü idi.
Ésa fue la última palabra de Clara.
Son bir dansa hazır mısın?
¿ Listo para bailar una última pieza?
Abe'in resmen diskalifiye olması iyi oldu yoksa Minerva sonuncu olacaktı.
Menos mal que Abe quedó oficialmente descalificado, porque de lo contrario Minerva estaría última.
Yeni bir haber geldi.
Noticia de última hora.
Hak etmiyorsun ama Aziz James Dean, Ziggy Stardust'ın ışığı ve Kutsal Rahim'in karanlığı adına, agnostik günahlarından ötürü tövbe etmek için son bir şansın var...
No te mereces esto, pero en nombre de San James Dean, la luz de Ziggy Stardust y la oscuridad del Santo Vientre, tienes una última oportunidad de limpiar esa mácula agnóstica antes de...
Hepimiz en son böyle düşünüyorduk.
Es lo que todos pensamos la última vez.
Kocanız en son konuştuğumuzda, yani bana saldırdığında, sizin tehlikede olduğunuzu iddia etmişti.
Su esposo... la última vez que hablamos, cuando me atacó, insistió que usted estaba en peligro.
Bayan Delfs, son kez söylüyorum iyiyim.
Srta. Delfs, por última vez, estoy bien. Deje de seguirme, por favor.