Uyumlu traduction Espagnol
2,783 traduction parallèle
Uh, duvarda orta hızda kan sıçraması kapının yanında, Sean Peterson ile uyumlu.
Uh, la mancha de sangre de velocidad media en la pared cerca de la puerta, coincidió con Sean Peterson.
Çatışma anındaki trafik kameralarına baktık Libyalı ajanların havaalanındaki görüntüleriyle uyumlu iki adamı bulduk.
Así que he buscado en las cámaras de tráfico de la zona en el momento del tiroteo, y hemos encontrado a uno de los dos tipos que están en las fotos de los agentes libios del aeropuerto de Los Ángeles.
Aşırı kan kaybı. Sivri uçlu havlu demiriyle uyumlu 24 adet kesici alet yarası.
24 heridas compatibles con los finales dentados de la barra de la toalla.
Beraberinde 15 adet aynı demirin gövdesiyle uyumlu darp izi.
15 acompañando heridas de fuerza consistentes con sus lados redondos.
Ama benim kemik iliğimin..... çok uyumlu olduğunu söylemiştiniz.
Pero... dijiste que mi médula ósea era compatible.
Öyleydi ama bazen çok uyumlu olması yetmeyebiliyor.
Lo es. A veces las compatibles no funcionan.
Löseminin genetik işaretleyicileri zaten Kerri'nin kanında. O yüzden bize Kerri ile uyumlu başka bir çocuğun kordon kanı gerekli.
El marcador genético de la leucemia está todavía en la sangre de Kerri, así que necesitamos la sangre del cordón de otro niño que sea compatible.
Binayla uyumlu bir yelek giyiyorsun işini yap, mekânın amacı bu zaten.
Tú usas un chaleco que hace juego con este edificio... sólo haz eso para lo que este edificio fue creado.
Pek çok insan sesimin gitarla harika uyumlu olduğunu söylüyor.
Mucha gente diría que es la clase de voz que iría perfectamente con una... ¿ keytar?
Bu iki hayat hiçbir zaman birbirine uyumlu olmadı.
Y nunca fueron muy compatibles.
Sadeleştirilmiş zaman çizelgesi uyumlu bir hikaye oluşturmamıza yardım edecektir, değil mi?
Así que, creando una cronología simplificada Nos va ayudar a construir una narrativa coherente, si?
Karşılıklı olarak birbirinize attığınız güzel ve uyumlu adımlarmış.
Con el socio, entre sí, hacen un movimiento hermoso.
- Anne... - Ayrıca çok meşgulüm... Bize, uyumlu pantolonlu takımlar alıyordum düetimiz için.
- Además he estado muy ocupada... comprando unos trajes a juego... para nuestro dueto.
Neden uyumlu söylemiyorsun?
¿ Por qué estás haciendo armonías?
İşte, kontrol edin. Aynı uyumlu kod, motor durdurucuyla ilişkiyi kesiyor ve kontak sistemini aktive ediyor.
Mira esto.
Gözlerimle uyumlu da.
Me hacen juego con los ojos.
Lillian Gish'in oyunculuğundaki zarafet ışığın zarafeti ve yumuşaklıkla uyumlu.
La delicadeza de Lillian Gish se corresponde con la delicadeza de la luz y la suavidad de la imagen.
Bu benim ilk öğretmenlik deneyimim. Öğrenci velileriyle uyumlu bir ilişki kurmayı çok istiyorum.
Me gustaría establecer una buena comunicación con los padres de mis estudiantes.
Tüylerin bu ormanla uyumlu olması sebebiyle Sinornithosaurus ağaç tepelerinde görünmeden ilerleyebilir.
Con un plumaje que le permitía confundirse con el bosque, el Sinornithosaurus se podía mover, sin ser visto, a través de la copa de los árboles.
Bıçağın üzerindeki kusurlar kemiklerdeki şekillerle uyumlu görünüyor.
Las imperfecciones de la hoja parecen coincidir con las estriaciones de los huesos de la víctima.
Bu arada uyumlu bile değiller.
s de que me moleste que canten de forma desafinada, por cierto?
Gözlerimle uyumlu, değil mi?
Hace juego con mis ojos, ¿ verdad?
Öyleyse bununla uyumlu ayakkabıyı bulursak... katili de buluruz.
Así que, si encontramos el zapato que concuerda... Encontraremos al asesino.
Eğer Torus'la uyumlu olursak temiz, güvenli enerjinin yeni formuna ulaşımımızın anahtarını tutmuş oluruz, siz düşünün!
Si la alineaci ¢ n con el Toroide-- --entra ¤ a la llave de una nueva forma de acceso a energ ¡ a limpia y segura,
- ki bu anlamlı, evrim bu yönde yeterli olmalı, yeni teknolojiler yaratmak için biz bu örüntüyle uyumlu olmalıyız, problemleri çözecek, bu sosyal tabu konularına beynimi yormama değecek.
- - ( y tiene sentido para m ¡ el que la evoluci ¢ n fuera eficiente de esa manera ) - - y de poder alinearnos con ese patr ¢ n para crear nuevas tecnolog ¡ as-- --que resolvieran estos problemas, entonces vale la pena abrir mi mente a estos temas tab £ sociales.
Bu kanıtlardan, böyle grupların uyumlu olmaktan uzak ve kesinlikle demokratik olmadıklarını varsayabiliriz.
De esta evidencia, podemos asumir que tales agrupaciones estaban lejos de ser armoniosas... y ciertamente no eran democráticas.
Gözlerimi bağlayıp bir kermese gitsem ve rastgele şeyler alsam bundan daha uyumlu olur.
Podría meterme en una venta de garaje con los ojos vendados... buscar cosas al azar y conseguir una mejor mezcla que esta.
Herkes, uyumlu bir şekilde "New Balance" spor ayakkabısı giyiyor.
Todos están usando nuevos zapatos deportivos con balance.
Bana düşmez Alex, ben uyumlu bir kız arkadaşım.
Me da igual Alex, soy un novia fácil de contentar.
Ölüm sonrası yaralar öfkeyle uyumlu aşırılık gösteriyor.
Las heridas postmorten... indican ensañamiento producto de la ira.
İlk yardım ile uyumlu yaralar var, ama ciğerlerde iltihap yok, madde atma izi de yok.
Hay contusiones que encajan con la reanimación cardio-pulmonar pero no hay inflamación en los pulmones, no hay signos de que expulsase agua.
Takma ad ile uyumlu olabilecek bir isme ihtiyacım var sadece.
Sólo necesito un nombre que se corresponda con un alias.
Arabayla uyumlu mu demek bu?
¿ Significa que iba en el auto?
- Taşlarınız ne kadar da uyumlu.
Las piedras son parejas.
Columbia'da onay almış uyumlu biri varmış.
Parece que Columbia tiene un buen partido y ha dado su consentimiento.
Adams dışındaki herkes çocuğa trombosit versin ve uyumlu bir kemik iliği bulsun.
Todos menos Adams, transfúndanle plaquetas hasta que encuentren un donante compatible.
Annenin HLA'sı sadece 6'da 3 uyumlu.
Los HLA de la madre tienen un 3 / 6 de compatibilidad.
Annenin ailesinden uyumlu biri çıkmadı ve bildiği kadarıyla babanın hayatta olan akrabası yokmuş.
No hay compatibilidades en la familia de la madre y hasta donde sabemos, el padre no tiene parientes vivos.
Uyumlu trombositler kullanın.
Usen plaquetas de tipos cruzados.
Aksi takdirde uyumlu bir ilik bulamayabiliriz.
De otra forma, puede que no podamos encontrar una médula compatible.
Biri için hemodiyaliz gerekiyor diğeri içinse karaciğer nakli. Daha çocuğa uyumlu bir ilik bile bulamadık.
Uno requiere hemodiálisis el otro un trasplante de hígado y aún no podemos conseguirle una médula compatible al chico.
Onun dediği ; başkalarının ne dediğini umursamadığınız, ve birlikte uyumlu olacağınız.
Me dijo que a Ud. no le importa lo que la gente diga. Y eso sería bueno para que formen un buen equipo.
Straithan ile uyumlu değil ve kurban ise sistem de yok.
No coincidió con la de Straithan, las víctimas o alguien en el sistema.
Çok uyumlu bir ağız yapın var.
Tienes la boca muy suave.
Yıllar süren dövüş eğitiminin sağladığı isabet oranıyla uyumlu.
Esto concuerda con el tipo de exactitud que consigues de años de entrenamiento en la lucha.
Bu beyefendi çok uyumlu ve çok sakindi.
El señor era muy cordial, imperturbable.
İyi işte tütün dükkanına uyumlu oluruz.
- Supongo que es bueno, ¿ cierto? Significa que encajaremos bien en la tabaquería.
Bunlar yakın zamanda yapılmış implantasyonlarla uyumlu.
Estas heridas se deben a implantes recientes.
Böylece diğer herşeyle uyumlu olur.
Así hará juego con el resto de cosas.
Ben küçükken, büyükannen anne-kız olarak uyumlu kıyafetler giymemizin güzel olacağını düşündü ve kasaba boyunca dükkanları gezip doğru kıyafeti aradık, ve sonunda, mükemmel elbiseyi bulduk, ama ellerinde sadece bir tane vardı ve o da büyükannene uydu..
Cuando era pequeña, tu abuela y yo decidimos que sería divertido comprar vestidos iguales de madre e hija, así que fuimos de compras por toda la ciudad buscando los adecuados, y finalmente, encontramos los vestidos perfectos, pero sólo tenían uno, y le quedaba bien a la abuela, pero no me quedaba a mí.
Evren'de enerjinin nasıl işlediğini gösteriyor olduğuna inandım, böylece biz de onunla uyumlu olmayı öğrenebileceğiz.
- --para que podamos aprender a alinearnos con ella.