Uyuyacak traduction Espagnol
673 traduction parallèle
Gittiğinde uyuyacak çok zamanım olacak.
Habrá mucho tiempo para dormir cuando te vayas.
Eğer size su verirsek uyuyacak mısınız?
¿ Os dormiréis si os traigo un vaso de agua?
Ne uyuyacak bir yerimiz ne de yiyecek yiyeceğimiz var.
No tenemos donde dormir y que comer.
Senin burada tek hakettiğin, yemek ve uyuyacak bir yerdir.
Aquí sólo tienes derecho es a comida y a un lugar para dormir.
Şimdi uyuyacak.
Ahora ella dormirá.
Bay Warriner orada uyuyacak.
El Sr. Warriner dormirá allí.
Tamam ama hiç de uyuyacak gibi değil.
Sí, pero no tiene demasiado sueño.
Ama ihtiyacım var bu gece uyuyacak bir yere.
Pero, necesito un lugar donde pasar la noche.
Uh, Prenses üst katta bizim yataklarımızda uyuyacak.
La, Uh, Princesa dormirá en nuestras camas arriba.
- Nerede uyuyacak, efendim? - Senin odanda.
- ¿ Y dónde será eso, señor?
Hatırlıyorum beni dışarı attığında... uyuyacak bir yer vermiştin.
Y ahora que no tienes hogar propio recuerdo que una vez me diste un sitio para dormir cuando pudiste haberme echado.
En azından Kaliforniya'da uyuyacak.
Su cuerpo descansará en California, después de todo.
Sanırım uyuyacak bir yer istersin, öyle değil mi?
¿ Te gustaría tener un sitio donde dormir, al menos?
- Sen de uyuyacak mısın?
- ¿ Dormirás tú también?
Çocuk uyuyacak.
Boy dormir.
Uyuyacak bir yerin var mı? - Yok.
- ¿ Tiene algún sitio donde dormir?
Geceleri kilerde uyuyacak. Gündüzleri ise tasmayla gezecek.
Por las noches dormirá en el sótano y durante el día llevará correa.
Bütün gece çalarsa insanlar nasıl uyuyacak?
Sí, pero se pasa las noches trabajando. ¿ Cuándo piensa dormir?
Çok garip, hiçbirimiz uyuyacak durumda değiliz gibi görünüyor.
Ninguno de nosotros es capaz de dormir.
İhtiyacımız olan tek şey yaşayacak ve uyuyacak bir baraka. İhtiyacımız olan tek şey üzerinde yaşayacak ve ölecek bir parça toprak.
# todos necesitamos una cabaña para vivir y dormir. # # todos necesitamos un poco de tierra, donde vivir y morir. #
İhtiyacımız olan tek şey yaşayacak ve uyuyacak bir baraka. İhtiyacımız olan tek şey üzerinde yaşayacak ve ölecek bir parça toprak.
# # todos necesitamos una cabaña para vivir y dormir. # # todos necesitamos un poco de tierra, donde vivir y morir. #
İhtiyacımız olan tek şey, içinde yaşayıp uyuyacak bir baraka.
# Nos basta una casa, donde vivir y dormir. #
İhtiyacımız olan tek şey yaşayacak ve uyuyacak bir baraka.
# Nos basta una cabaña donde vivir y dormir. #
Bizim sadece uyuyacak bir yere ihtiyacımız var.
Sólo necesitamos un lugar para dormir.
Dün sadece uyuyacak bir yer istedim.
Ayer sólo quería un sitio para dormir.
Uyuyacak mısın?
¿ Duermes?
Hiçbir şey onu uyandıramaz. Saatlerce uyuyacak.
Durante unas horas no habrá nada que le despierte.
Uyuyacak yerleri iyi seçemeyenler, korkulu rüyalarla rahatsız olurlar.
Los que no pueden elegir el lugar correcto para dormir, sus sueños se hacen pesadillas.
Uyuyacak mısın artık?
¿ Te vas a dormir?
Biletçi Russ'a hatırlatmamı söylemişti. Uyuyacak bir yer bekliyordu.
Me dijo que le recordara a Russ, el conductor, dónde podía dormir.
Çabucak uyuyacak.
Hay que dormirse rápido.
CCB sınıfından başka uyuyacak bir yer bulamadın mı?
No podías haber elegido otro momento peor para dormirte, ¿ no?
Kasabada buradan başka uyuyacak bir yer yok.
No tenía otro sitio donde dormir.
Evet, uyuyacak.
Sí, se dormirá.
Halinka, kendimize uyuyacak bir yer bulalım.
Halinka, encuentra un lugar para dormir.
Belki iyi bir gece uykusu uyuyacak olursan, nerede bıraktığını anımsayabilirsin.
Si durmieras bien esta noche, talvez recordarías dónde lo dejaste.
Uyuyacak bir köşe.
Una esquina donde dormir.
O bile bu gece bize uyuyacak bir yer bulamıyor.
Ni siquiera él ha podido encontrarnos un sitio donde dormir.
- Uyuyacak yer yok. Yiyecek bir şey yok.
- No hay donde dormir ni nada que comer.
Çok açım ve uyuyacak yerim yok. "
" Señora, deme algo de beber...
Artık uyuyacak mısın?
¿ Vamos a dormirnos ahora?
Biz nerede uyursak siz de orada uyuyacak,... ne yersek, siz de onu yiyeceksiniz.
Dormirá donde durmamos nosotros, comerá y se lavará como nosotros.
Tam bir kulübe sayılmaz ama daha ötede uyuyacak bir yerim var.
No es que sea una cabaña, pero por ahí tengo un sitio donde dormir.
Uyuyacak yerim yok.
No tengo dónde dormir.
Kendimi uyuyacak gibi hissetmiyorum.
No me apetece acostarme.
Bütün gün burada uyuyacak mısın?
¿ Dormirás todo el día?
- Orda uyuyacak.
- Dormirá allí.
Merak etme, hemen uyuyacak.
- Pero si está borracho.
Uyuyacak bir yer.
Un lugar en donde reponerse.
Uyuyacak sıcak bir yerim bile yok.
Son maneras, ¿ qué le voy a hacer?
Büyük şahsiyet. Birkaç şarkı söyledin diye bütün sabah uyuyacak mısın?
Menudo eres. ¿ Cantas dos canciones y a dormir toda la mañana?
uyuyacağım 54
uyuyamıyorum 198
uyuyalım 19
uyuyakalmışım 59
uyuyan güzel 16
uyuyamadım 145
uyuyamam 31
uyuya kalmışım 19
uyuyamadın mı 31
uyuyamıyor musun 38
uyuyamıyorum 198
uyuyalım 19
uyuyakalmışım 59
uyuyan güzel 16
uyuyamadım 145
uyuyamam 31
uyuya kalmışım 19
uyuyamadın mı 31
uyuyamıyor musun 38