Vaatu traduction Espagnol
66 traduction parallèle
10 bin yıl sonra Ahenk Birleşmesi tekrar olmuş ve karanlık ruh Vaatu serbest kalmıştır.
Luego de 10.000 años, la convergencia armónica está aquí de nuevo y el espíritu oscuro Vaatu está libre.
Unalaq'ı Vaatu'yla birleşip karanlık Avatar olmadan önce durdurmak Korra, Mako ve Bolin'e bağlıdır.
¡ Así que depende de Korra, Mako y Bolin detener a Unalaq antes de que se una con Vaatu y se vuelva un Avatar oscuro!
Vaatu kaçtı ve karanlığın kontörlü ele geçirme tehlikesiyle karşı karşıyayız.
Vaatu escapó, y la oscuridad puede apoderarse de todo.
Seni bir 10 bin yıl daha hapse tıkacağım, Vaatu!
¡ Te encerraré por otros 10.000 años, Vaatu!
- Vaatu kazanamaz.
Vaatu no puede ganar.
Ruh Portalları'nı kapatıp, Vaatu'yu bir 10 bin yıl daha hapsedeceğim ve Unalaq'ın hiç doğmamış olmayı dilemesini sağlayacağım.
Voy a cerrar los portales espirituales, encerrar a Vaatu otros diez mil años, ¡ y hacer que Unalaq desee no haber nacido nunca!
Vaatu'yu serbest bırakmak seni daha güçlü yapmayacak.
Liberar a Vaatu no te hará más poderoso.
Vaatu kaçmayı başarsa bile tıpkı Avatar Wan'ın yaptığı gibi onu hapishanesine geri göndereceğim.
Incluso si Vaatu se escapa, lo volveré a meter en su prisión, tal y como hizo Wan.
Ahenk Birleşmesi başladığında ben de Vaatu'yla birleşeceğim.
Cuando la Convergencia Armónica tenga lugar, me fusionaré con Vaatu.
Vaatu ve ben tek vücut olacağız.
Vaatu y yo seremos uno.
Biliyorum o sizin babanız ama Vaatu onun aklını başından almış.
Ya sé que es vuestro padre, pero Vaatu ha hecho que se vuelva completamente loco.
Bir kez Vaatu'yla birleştiğinde artık kimse güvende olmayacak.
En cuanto se fusione con Vaatu, nadie estará a salvo.
Mako ve Bolin siz de, ben Vaatu kaçmasın diye Portal'ı kapatırken Unalaq'ın icabına bakacaksınız.
Mako y Bolin se encargarán de Unalaq mientras cierro el portal para que Vaatu no pueda escapar.
Serbest bıraktığın ruh ise Vaatu'dur.
El espíritu que liberaste es Vaatu.
Yani Vaatu'yu serbest bırakarak kargaşa'nın dünyaya yayılmasına izin mi verdim?
Al ayudar a Vaatu, ¿ liberé el caos en el mundo?
Avatar Wan bu karanlık ruh Vaatu'yu Ruhlar Dünyası'na mı hapsetti öyle mi?
¿ El Avatar Wan encerró a este espíritu oscuro Vaatu en el mundo espiritual?
Eğer Vaatu Ruhlar Dünyası'ndan kaçarsa...
Si Vaatu escapa del mundo espiritual- -
Seni hayal kırıklığına uğrattım Vaatu.
Te he fallado, Vaatu.
Vaatu ile birleştikten sonra Unalaq karanlık Avatar'a dönüşmüş ve Korra ve Raava'yı birbirinden ayırmıştır.
Después de fusionarse con Vaatu, Unalaq se convirtió en el Avatar oscuro y separó a Korra y a Raava.
Raava'yı yok etmeleri sayesinde Unalaq ve Vaatu bugüne kadarki en güçlü karanlık ruha dönüşmüşlerdir.
Al destruir a Raava, Unalaq y Vaatu se transformaron en el espíritu oscuro más poderoso que haya existido.
Unalaq ve Vaatu'yu durdurmayı başarabildin mi?
¿ Pudiste detener a Unalaq y a Vaatu?
Hayır, birleştiler, sonra da Vaatu Raava'yı içimden söküp aldı ve onu yok etti.
No, se fusionaron y después Vaatu arrancó a Raava de mí y la destruyó.
Kazanan Vaatu oldu.
Vaatu ganó.
Ya da başka bir şey? Vaatu, Raava'yı yok ettiğinde geçmişteki Avatar'larla olan bağlantımı da yok etti.
Cuando Vaatu destruyó a Raava también destruyó mi conexión con los Avatares del pasado.
Hala Vaatu'yu durduracak bir yol olabilir.
Aún puede haber alguna forma para que detengas a Vaatu.
Neden bana Vaatu'nun hapishanesini gösteriyorsun?
¿ Por qué me estás enseñando la prisión de Vaatu?
Çünkü bu ağacın geçmişi Vaatu'nun zindanı olmasından çok daha eskiye dayanıyor.
Este árbol tuvo una larga historia antes de que contuviera a Vaatu.
Vaatu ve sen her 10 bin yılda bir aynı kavgayı yapıyorsanız neden biriniz diğerini yok etmedi?
Si tú y Vaatu tuvieron la misma batalla cada 10.000 años ¿ por qué ninguno ha destruido al otro?
Babanız için çok üzgünüm ama Vaatu ile çoktan birleşmişti.
Siento lo de su padre, pero ya se había unido con Vaatu.
Bunlar olurken, Unalaq Avatar Wan'ın 10 bin yıl önce hapsettiği karanlık ruh Vaatu ile ilgilenmekteydi.
Mientras, Unalaq ha estado trabajando con el espíritu oscuro Vaatu que el Avatar Wan aprisionó hace 10.000 años.
Burası Avatar Wan'ın Vaatu'yu hapsettiği yer.
Ahí es donde el Avatar Wan aprisionó a Vaatu.
" Eski insanlar, Portallar Ahenk Birleşmesi süresince kapalı kalırsa Vaatu'nun hapisten kurtulamayacağına ve iyilikle kötülük arasındaki savaşın bir daha gerçekleşmeyeceğine inanıyorlardı.
" Los ancianos creen que mientras los portales estén cerrados durante la convergencia armónica, Vaatu permanecerá en prisión y la batalla entre el bien y el mal no se volverá a pelear.
Ahenk Birleşmesi süresince bu enerji, Vaatu'ya bağlarından kurtulma olanağı sağlayacak ve maddesel dünya bir kez daha karanlıkla kaplanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. "
Durante la convergencia armónica, esta energía será tan grande que Vaatu podrá liberarse de sus ataduras y el mundo material será de nuevo consumido por la oscuridad. "
Neden Vaatu'nun kaçmasına yardım etmek isteyesin ki?
¿ Por qué quieres ayudar a escapar a Vaatu?
Burası Vaatu'nun olduğu yer.
Ahí es donde está Vaatu.
Sanırım bunu daha önce de söylemiştin Vaatu ama ben Portal'ı kapatmak için buradayım.
Creo que dijiste eso antes, Vaatu, pero estoy aquí para cerrar el portal.
Fakat Wan, aydınlık ve karanlığı temsil eden Raava ve Vaatu'yu ayırarak farkında olmadan dünyanın yok edilmesiyle karşı karşıya kaldı.
Pero entonces Wan separó a los espíritus de la luz y de la oscuridad, Raava y Vaatu, dejando, en contra de su voluntad, al mundo al borde de la aniquilación.
Sadece çok geç olmadan, Vaatu'nun izini bulmayı ümit edebilirim.
Solo espero que podamos localizar a Vaatu antes de que sea tarde.
Vaatu.
Vaatu.
Fakat Vaatu ile nasıl ayrıldınız?
Mas, ¿ cómo os habéis separado de Vaatu?
Benim hatam değildi. Vaatu, onu özgür bırakmam için beni kandırdı.
Vaatu me engañó para que lo liberase.
Vaatu artık özgür. Diğer ruhları da karanlık tarafa geçiriyor.
Ahora que Vaatu es libre, está haciendo que otros espíritus se pasen a la oscuridad.
Bu sayede çok geç olmadan Vaatu'yu yenebilirim.
para que pueda vencer a Vaatu antes de que sea demasiado tarde.
Ne sen ne de ben Vaatu'yu yok edemeyiz. Ama beraberken bir şansızım olabilir.
Ninguno de nosotros puede vencer a Vaatu por sí mismo, pero juntos tendríamos una oportunidad.
Vaatu'nun bahsettiği şu harmonik şeyside ne?
¿ Qué era ese No sé qué Armónico del que Vaatu estaba hablando?
Vaatu ve benim, dünyanın kaderini belirlemek için savaşmak zorunda olduğumuz zamandır.
Es la ocasión en la que Vaatu y yo deberemos combatir por el destino del mundo.
Eğer sen ve Vaatu, her 10,000 yılda bir bu savaşı yapıyorsanız neden biriniz ötekini öldürmedi?
Si tú y Vaatu disputáis la misma lucha cada diez mil años, ¿ por qué no ha destruído ya uno de vosotros al otro?
Bu çarpışmada Vaatu'yu yok etsem bile o yeniden doğana kadar karanlık benim içinde büyüyücek.
Incluso si derrotase a Vaatu en el presente encuentro, la oscuridad crecería en mi interior hasta que volviese a emerger de nuevo.
Eğer Vaatu beni yok ederse aynı şeyler onun içinde geçerli olacak.
Y lo mismo se aplicaría si Vaatu me derrotase.
Vaatu kazansa bile, sen geri geleceksin.
Incluso si Vaatu gana, volverás a existir.
Bildiğin üzere Vaatu dünyayı yok edecek.
Vaatu destruirá el mundo tal y como lo conoces.