English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ V ] / Variş

Variş traduction Espagnol

599 traduction parallèle
Bana zengin bir varis bul. O zaman senin adamınım!
Encuéntrame una rica heredera, el premio gordo, ¡ Y seré tu hombre!
Kendi kanımdan bir varis olmadığından yasalar, yerime geçecek kişiyi aday gösterme hakkını bana tanıyor.
Sin heredero de mi sangre... nuestra constitución me da el derecho de proponer para su aprobación... quien será mi sucesor.
Bu yüzden seni buraya getirttik, Rusya tahtının varisini sağlaman için. İyi, gürbüz ve sağlıklı bir varis.
Un heredero para el trono ruso, sano y robusto.
Siz ikinizin çifte kumrular gibi olmanızı istiyorum böylece Rus tahtına da bir varis olacaktır.
Espero que os comportéis como dos tortolitos para que Rusia tenga un heredero al trono.
Karını izlemen sana taht için bir varis vermeyecek ama.
Vigilar a tu esposa no te dará un heredero al trono.
VARİS, BİR KOCA HIRSIZI!
¡ HEREDERA ROBA marido!
- Dört varis mi?
- ¿ Cuatro varices?
Bay Cobb mal sahibi ve varis biri.
El Sr. Cobb es el heredero y el dueño.
- Ya küçük varis nasıl?
- ¿ Y cómo está el heredero?
Yasal varis o.
- Es el propietario legal.
- O bir varis.
- Es una heredera.
Sağlıklı olmak koşuluyla her kız bir varis verebilir.
Para conseguir un heredero, valdrá cualquier chica siempre que esté sana.
Ona bir varis doğurursa bu yalnızca kızınıza değil, size de mutluluk getirecek.
Si le da un heredero también os traerá la felicidad a vosotros.
Senin durumunda, senden erkek bir varis doğurman bekleniyor.
Lo que esperan de ti es que les des un heredero varón.
Matsudaira Klanı'na bir varis doğurdu.
Ha dado a luz al heredero del clan Matsudaira.
Klan'a varis mi?
¿ El heredero del clan?
Bu kötü. Varis doğduğuna göre, onun artık burada kalmasının anlamı yok.
Puesto que ya nació el heredero, ella ya no es de utilidad aquí.
- Şu varis meselesini bir unutsalar keşke.
Esta herencia, ¡ qué cruz!
Ama dürüst olmak gerekirse onca paraya ben varis olsaydım karakter sahibi olur muydum meçhul.
Cada uno a su manera. Pero si yo tuviera su herencia, ignoro si....
İkimiz arasında varis yok.
Entre tú y yo, no hay herederos.
Bir varis istiyorum.
Quiero un heredero.
Varis mi? Ne varisi?
- ¿ Cuál heredero?
"Sizin Amerika'da, hem akrabalık hem de yasal varis olmak açısından" bilinen bir şahsiyet olmamanızdan dolayı " kimliğinizi belirlememiz gerekmekte.
"Como usted es un extraño... "... tanto para sus parientes como para sus abogados en los EE.UU... "... es necesario verificar su identidad.
Ve tüm bunları Walker Hendricks olarak Kelson'un ofisine götürecek ve böylece 200.000 dolara varis olacak bir adam.
Quien se presentara como Walker Hendricks en la oficina de Kelson heredaría $ 200.000.
Sonunda tanrılar Makedonya tahtına meşru bir varis ihsan edecek.
Y que los dioses concedan a Macedonia un heredero legítimo al trono.
Varis yerimiz Altair-4 şu anda ana ekranda görülebilmektedir.
Atención. Nuestro destino, Altair-IV, visible ahora desde nuestro visor.
Demek ki kalenin tahtı için Miki'nin oğlunu varis göstermenin ne kadar saçma olduğuna inandıramadım seni.
Entonces no puedo persuadirte contra esa insensatez de nombrar heredero al trono al hijo de Miki.
Bir gün bir varis seçmemiz gerek.
Algún día tendríamos que elegir heredero.
- İDRAR YOLLARI VARİS
- DE VEJIGA TROMBOSIS
Doğrudan bir varis de yok, Leydim.
No hay heredero directo.
Bir varis var.
Sí que lo hay.
Bir general kızıyla evlenmiş. 1928'de ölen halası Marquise Barrino onu tek varis bırakmış.
Se casa con la hija de un general y su tía, la marquesa de Marino, le deja como único heredero
Ağabeyi Paolo intikam yemini edip dağa çıktı ve, tek varis olan Vito'yu cenaze töreninde annesi ile yalnız bıraktı.
Su hermano Paolo juró vengarlo y huyó a las montañas. Vito fue el único hijo que acompañó a su madre al funeral.
- Sorma, ben de varis var!
- Ni lo menciones. Tengo várices.
Geri dönmezsem diye onu varis ve vasiyetimi yerine getirecek kişi olarak atadım. Banka ile hukuk danışmanımı onun sözünü dinlemeleri konusunda bilgilendirdim.
He dado orden a mi banco y abogados para que lo traten y mi heredero y albacea si no consigo regresar.
Seni üst sınıf bir varis gibi giyindirmemiz gerekiyor.
Bien, te vestimos al estilo de un "joven hacendado"
En iyi varis olduğuna karar veremedi
Y vacío el trono siguió
Varis mi dedin sen?
¿ Dijo heredero?
O şimdilerde saygıdeğer bir varis.
Ahora es un respetable heredero.
- Ama iyi bir varis olmaya çalış.
- Pero trata de ser un buen heredero.
Maki beni büyütürken, ve babamda beni bir varis olarak yetiştirirken çok sıkıntı çektiler.
A Maki le costo criarme, y mi padre tuvo problemas para hacerme heredero.
En sonunda bir varis gelecek olması nasıl bir his?
¿ Qué se siente el hecho de finalmente tener un heredero?
Tek başıma yaşamıyorum sonuçta. Masaru varis olarak kaydoldu, değil mi ağabey?
Y no es fácil cambiar a los niños de escuela.
Ona bir şey olursa, varis kalmaz.
Hace ya 6 años...
Yani bana bir varis verebileceksin o zaman annem de Crawley geleneğini sürdürmem konusunda başımın etini yemeyi bırakacak.
Pero también, me harás un heredero y mi madre dejará de darme la lata con seguir la tradición de Crawley.
Mal sahibinin temsilcisi ; mesela bir uşak, mülkü himaye edebilir fakat mülkün sahibi değildir, yasal bir varis ise mülk sahibi sayılır, mülkü himaye edemez.
El agente del posesor tiene la custodia, pero no la posesión, el heredero posee, pero no tiene la custodia.
Bu cariyenin oğlu benim oğlum İshak'la beraber varis olmayacak.
El hijo de una esclava no puede heredar juntamente... ... con mi hijo Isaac.
İngiltere'ye bir varis gerek.
Lnglaterra necesita un heredero.
Pekala, bunlar nahoş şeyler. Ama bir varis istiyorsak böyle olması şart.
Ya sé que es lamentable, pero es necesario para lograr un heredero.
Diana tek varis oluyordu.
Eso convertiría a Diana en la única heredera.
Biliyorum... ama bir varis için fazla aptal.
Y un tonto en lugar de un heredero.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]