Veririm traduction Espagnol
13,603 traduction parallèle
Sana haber veririm, Callen.
Yo te aviso, Callen.
Efendim, bu mesaj ya oraya gider ya da bu uğurda canımı veririm.
Señor, haré que lo haga o moriré intentándolo.
Karşılığında sana öpücük veririm.
Te daré un beso a cambio.
Söz konusu Raj ise, ben canımı bile veririm!
¡ Estoy listo a dar mi vida por hermano Raj!
Sana 50 adam veririm.
Te daré a 50 tipos.
Gitmeme izin verirsen sana şu an on bin dolar nakit veririm.
Te diré qué te daré ahora mismo 10.000 dólares si me dejas marchar.... en efectivo.
10 üzerinden 3 veririm.
Un tres sobre diez.
Dün geceyi hatırlamak için her şeyimi veririm.
Daría lo que fuera por recordar lo que pasó anoche.
- Bir şey öğrenirsem haber veririm.
- Te aviso si consigo algo.
Bir şey çıkarsa sana haber veririm.
Te dejaré saber si aparece algo.
Yakında bir zamanda. Haber veririm.
Pronto, me han dicho.
Susan'ı yerde ya da kanepede uyurken bulabilirsiniz böyle bir şey olursa ben ona kibarca yatağa dönmesi için cesaret veririm.
Bien, podrías encontrar a Susan durmiendo en el suelo, o en el sofá, y si eso ocurre, la animaría con gentileza a regresar a la cama.
- Gerisini kasabada veririm.
- Te daré le resto cuando estemos en la ciudad.
Babam papazdı, inanç içerisinde büyüdüm, ama her inanışa kilisemde yer veririm.
Mi padre era reverendo, fui criado en la fe, pero todas las creencias son bienvenidas en mi iglesia.
V-1'ler ampulü veya oda ısıtıcısını açmak için biraz enerji çektiğinde enerjinin gitmesine izin veririm.
Así cuando los V-1 desvíen un poco de zumo para encender una bombilla o una estufa, lo dejé pasar, pero esta vez...
Yarın haber veririm.
Mañana, sin falta.
- Sana biraz nitröz oksit veririm.
Te daré óxido nitroso.
Ben 5 dakika için canımı veririm.
Moriría por cinco.
Size söz veririm.
Tenéis mi palabra.
Onu basına veririm.
Se lo llevaré a la prensa.
- Olur, veririm.
Vale. Claro.
Ve eğer gerekirse, o çocuklar için canımı seve seve veririm.
Transmitiré tu orden. Y si es necesario, daré con mucho gusto mi vida por la de esos niños.
Sen git, ben Greer'a kumaşı veririm.
¿ Y dejarte mirando a un hombre en una casa de zorras?
Hatta, sana bağlantımı da veririm.
Hasta le daré mi contacto.
Bir sonraki araştırma evresinden sonra, onu görmene izin veririm.
Para este siguiente ciclo de la investigación y dejaré que lo veas.
Başka bir şans veririm.
Te daré otra oportunidad.
İntikamcılar'ın nasıl çalışacağına ben karar veririm.
Yo soy quien decide cómo trabajan los Vengadores.
- Televizyonu açmazsan sikini ateşe veririm!
¡ Vuelve a encenderla o prenderé fuego a tu polla!
Kapı açık kalsın, dışarıdan yemek siparişi veririm belki.
Deja la ropa abierta. Igual pido comida.
- Size bilgi veririm.
- La mantendré informada.
Sana biraz para ödünç veririm. Ama başını derde soktuğun zaman, bana gelemeyebilirsin.
Yo te presté algo de dinero, pero cuando te metiste en problemas, no pudiste venir a mí.
Ben de karşılığını veririm tabii.
Estaré aquí cuando lo hagan.
Ya da seni ona veririm bir daha asla bir şey anlatamayacağın hale getirir.
O te entrego a él, y no serás capaz de hablar con nadie nunca más.
Çöpü ben toplarım, elektiriği, telefon hizmetini ben veririm.
Recojo la basura, proporciono electricidad, servicio de móvil.
Sana para veririm.
No...
Sana numarasını veririm.
Te daré el número.
Bu işe yaramazsa okulu ateşe veririm.
Si eso no funciona, incendiaré esta escuela. - Parker...
Ya sana yeni bir sorun veririm ya da ikimiz de ölürüz.
O te genero un nuevo problema... o ambos moriremos aquí.
Neden gidip bir şeyler yemiyorsunuz? Sonuçlar gelince haber veririm.
¿ Por qué no vais a por algo de comer, y tendremos los resultados cuando volváis?
Bir 50 dolar daha veririm.
Te daré otros 50.
Eğer birine lobotomi yapılacaksa buna ben karar veririm.
Debería ser yo quién decida si alguien es lobotomizado.
Haber veririm, tamam mı?
Te lo dejaré saber. ¿ Está bien?
Ben de ona bir kart veririm.
Y yo le doy una tarjeta.
-... ona geldiğini haber veririm.
- le diré que estás aquí.
- Bir şey görürsem size haber veririm.
Puedo llamarlo si veo algo. Por supuesto.
- Temizleyip, bir odaya taşıdıktan sonra haber veririm size.
Cuando le hayamos lavado y trasladado a una habitación vendré a buscarla.
Onu görebileceğin zaman haber veririm.
Te avisaré cuando puedas verlo.
Veririm.
Lo haré.
Ordumuzun Ma'an'ı geri alacağına garanti veririm.
Nuestro ejército puede volver a tomar Ma'an, se lo aseguro.
O zaman davayı geri alıp sana içki sürahisi veririm.
Entonces recuperaré de nuevo el caso y te daré un decantador o alguna mierda.
Yeni bir gelişme olursa hemen haber veririm.
Les avisaré tan pronto tengamos noticias nuevas.