Verso traduction Espagnol
592 traduction parallèle
Ben Othello değilim. Orta Çağ'da da değiliz. Hiçbirimiz kafiyesiz şiir gibi konuşmuyoruz, siz bile.
Sí, pero yo no soy Otelo, ni estamos en la Edad Media, ni ninguno hablamos en verso.
Villon'un şiirinde bunu anlatan dizeler vardı.
Hay un verso muy apropiado en el poema de Villon.
Tamam ama sadece son satırı anlamsız.
No está mal, pero el último verso no tiene sentido.
Kalpler bu ritimle çarpar
Cada corazón empieza a latir en verso
Kalbim bu ritimle çarpar
Mi corazón empezó a latir en verso
Son satırı Matuschek ile kafiyeli yaptım, hepsi bu.
Hice rimar el último verso con Matuschek, nada más.
Şehir ritim tutar Her şey kafiyeye uyar
La ciudad se llena de ritmo y el mundo cae en verso
Şehir ritim tutar Her şey kafiyeye uyar
Y el mundo cae en verso
'... bitiktir işin! 'Ne mükemmel bir mısra.
¡ qué verso!
Sonraki satır kafiyeli olmalı.
El siguiente verso acaba en "maravilla".
- Her zamanki açılış, şarkı ve koro, değil mi?
- ¿ Apertura regular, verso y coro?
57. bölüm, 20. veya 21. ayet.
Capítulo 57, verso 20 ó 21.
Wakefield... Şimdi hatırladım. İki aile arasında anlaşmazlık çıkmıştı.
Sí, me viene a la mente un verso sobre las familias enemistadas :
Biliyor musun, dün gece Thompson'un şiirindeki o dizeyi düşünüyordum :
Anoche recordé un verso de un poema de Thompson :
İkinci kıta.
Segundo verso.
Az önce sabah özgür bir kadın olmakla ilgili bir dörtlük eklemeye hazırlanıyordum.
Me preparaba para agregar un verso acerca de ser una mujer libre en la mañana.
Kral James versiyonundan bölüm ve mısraları mutlak doğrulukla bize aktarabileceğinizi tahmin ediyorum.
Supongo que puede recitarme cada verso de la versión del Rey James.
Ondan ne bekliyorsunuz, şiir mi?
¿ Qué esperas del pobre, que escriba en verso?
Eğer Berlin haklıysa, yakaladığımız ikinci dizeye göre işgal 24 saat içinde başlayacak demektir.
Según Berlín, al interceptar el segundo verso la invasión estará por llegar en 24 horas.
İkinci dizeyi ver.
Déme el texto del verso.
- Evet. İkinci dize.
El segundo verso.
- Fouquet sordu Moliere bir haftada bir piyes yazabilirmisin diye. - Piyes beş perde, ve Kral'dan önce oynadı.
Fouquet le pidió a Molière que escribiera una obra en una semana... en verso, en cinco actos, para ser interpretada ante el Rey.
Zavallı dostum, duymak istediğin özel ayetler var mı?
Pobre amigo mío, ¿ hay algún verso en especial que desees oír?
Şiir için bile zaman bulabilirim. Tabii yazmayı unutmadıysam. "
Quizá escriba algún verso, si no he olvidado cómo hacerlo ".
Tıpkı şiir gibi bir isim.
Un nombre que casi es un verso.
"Cennettekine," ilk kıta.
"A la Única del Paraíso", verso primero.
... bir kartpostalın üzerine yazılan mısralar...
... escrito en verso en una postal...
Dur şu satırı bitireyim.
Espera que acabe este verso.
Argo bir kelime.
Es argot en verso.
Birkaç dize, biraz Shakespeare... Biraz Shakespeare'in hoşa gideceğini sanıyorum.
Sería conveniente que, después que se entreguen los premios nos dijera usted algo, que nos recitara un verso algo de Shakespeare, quizás.
Eski Ahit'in beşinci kitabı dördüncü bölüm, ilk ayet.
El libro de Deuteronomio... capítulo 4, primer verso.
"Tüm istediğim koca bir gemi" yi bilir miydin?
¿ Conoce el verso que reza "Todo lo que pido es una nave"?
- Eski bir şiirden, değil mi?
- Es un verso de un poema, ¿ no?
Bir dizeyi unutmuşum... Hocana sorar mısın?
Se me ha olvidado un verso por favor pregúntaselo a tu Maestra por mí.
Dize mi?
¿ Un verso?
Sonra ki dize nasıldı diye?
¿ cual es el verso que le sigue al poema?
Diğer dizeyi bildiğinizi söyledi
Dijo que tú sabes el siguiente verso.
Bir şiir dizesi.
Era el verso de un poema.
- Bunu bilsem, dizeyi de hatırlarım.
- Si lo supiese, sabría el verso.
Sonya, bir şiir daha okusana.
¡ Sonia! Recita otro verso. ¡ Dale!
Ben açıklamak için buradayım. Ben bidiğim konuların iddiasını yaparım.
Yo estoy aquí sólo para explicarles... por qué un verso de Petrarca es bello... y sé que lo sé hacer.
Kafiye başına bir peni, yeter bana
Un penique por verso estará bien
En baştan almak istiyoruz, Bay Verso.
Quisiéramos empezar de nuevo desde el principio, Sr. Verso.
- Selam. Bill Verso.
- Hola, soy Bill Verso.
- Selam, Verso!
- ¡ Verso!
Dostum, Bill Verso.
¡ El viejo Bill Verso!
Sonraki dizeyi biliyor musun?
¿ Sabes el siguiente verso?
Hiçbir şey yapmadım. Ölmeden önce, diğer kıza şunu söylememi istedi :
Antes de morir me recitó un verso para que se lo digas a tu amante :
Betimleme, Goethe'nin bir doğrultuda izlenimleri yaymak için en iyi formülü :
Una paráfrasis de un verso de Goethe proporciona la mejor fórmula... por el efecto que irradia...
Bir günahkar sanki. Ve sanki cevapsız bir bilmece.
No hay labor ni intento, Ni verso ni concepto.
artık Tanrının varlığıyla ilgili değildir. İnsanoğlunun şüphelerini bir kez daha gideren "Tanrının varolmayışı" ile ilgilidir.
La redacción del último verso, tras los otros dos, ya no es la presencia de Dios, sino la ausencia de Dios la que tranquiliza al hombre.