Vickery traduction Espagnol
46 traduction parallèle
Ağabeyiniz ve Bayan Sally, Kaptan Vickery hakkında dedi kodu yaptılar kastettiğim.
A su hermano y a la Srta. Sally discutiendo en voz alta sobre el capitán Vickery
Bay Geoffrey ve Kaptan Vickery, bu akşam Bayan Sally'den daha korkunç grupları var.
El Sr. Geoffrey y el capitán Vickery mantuvieron una horrible discusión, esta tarde sobre la Srta. Sally.
Captain Vickery odasında değil, efendim, ve Binbaşı Langford'a benziyen birisini havuza doğru giderken gördüm.
El capitán Vickery no está en su habitación, señor. Me ha parecido ver al Mayor Langford dirigirse hacia el estanque.
Yüzbaşı Vickery, onunla hiçbirşey gerçekten önemli değil.
El capitán Vickery. No hay que preocuparse demasiado por él.
Vickery,
¡ Vickery!
Vickery, içeride gibi görünmüyor.
¡ Vickery! Parece que no está.
" Yüzbaşı Vickery, işte çayınız.
Capitán Vickery, su té está aquí.
Ve dün Pat konusunda kavga ettiğimizden beri ben onunla konuşmadım, Demek istediğim, Yüzbaşı Vickery'ın tabiriyle ve şimdi o öldü.
No le dirigía la palabra desde que se peleó ayer con Pat, quiero decir con el capitán Vickery, y ahora está muerto.
Şimdi söyleyin bana, kardeşiniz Geoffrey ile Yüzbaşı Vickery arasında dargınlık yok muydu?
Ahora dígame, ¿ estaban enemistados su hermano Geoffrey y el capitán Vickery?
Eğer Yüzbaşı Vickery'nin birisini öldürdüğünü düşünüyorsanız Dr. Watson'dan daha fazla dedektif değilsiniz.
Si usted piensa que el capitán Vickery asesinó alguna vez a alguien usted no es un detective mejor que que el propio Dr. Watson.
Sadece suçu üstlenin, Yüzbaşı Vickery.
Justamente lo está incriminando a usted, capitán Vickery.
Eğer Vickery onu yalnızca şapkasını çıkarmak için kullanmışsa hayır şimdi parmak izlerini silmeyi dert etmeyecektir değil mi?
Si Vickery solo lo estaba usando para pescar su gorra, bueno, no se habría molestado en limpiar sus huellas, ¿ no es así?
Yüzbaşı Vickery kardeşimi tehdit etti.
El capitán Vickery amenazó a mi hermano.
Çünkü Yüzbaşı Vickery'nin bu gece yerel polis merkezinde kalması bu evde kalmasından daha güvenli olacak.
Porque el capitán Vickery, estará mucho mas seguro en la comisaría esta noche de lo que puede estar en esta casa.
İyi bu Vickery'yi dışarı çıkarır.
Bueno, eso elimina a Vickery.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim. - Bayan Vickery.
Lo siento, no quise interrumpir.
- Teşekkürler, Bayan Vickery.
- Gracias, Sra. Vickery.
Nükleer savaş başlığının bulunup getirilmesi için Vickery'den bir kurtarma ekibinin gönderilmesini sağlayayım.
Bien, veré que el Vickery envíe un equipo de rescate para recuperar esa ojiva nuclear.
Başkan, Vickery'de bulunan ikinci bir füzeyi fırlatmamızı emretti.
El Presidente ordenó el lanzamiento de un misil secundario a bordo del Vickery, uno desarmado.
USS Vickery, şu an bölgede devriye gezen taşıyıcı grup Falcon'dan ayrılmış.
El USS Vickery se ha separado del escuadrón Halcón que está actualmente patrullando la región.
Şimdi, Vickery 40 dakika içinde fırlatma pozisyonuna geçecek.
Ahora, el Vickery alcanzará la posición de lanzamiento en 40 minutos.
Amiral Smith, Vickery fırlatmaya hazır mı?
Almirante Smith, ¿ el Vickery está preparado para el lanzamiento?
Efendim, Vickery yerini aldı.
Señor, el Vickery está en posición.
Efendim, Vickery az önce complan alt ağından bir mesaj almış.
Señor, el Vickery acaba de recibir una orden de la subred COMPLAN.
Muhbirim Vickery...
Mi informante, Vickery...
Tam 10'da Vickery'le buluşmamız lazım.
Espera, espera, quedamos con Vickery a las 10 : 00 en punto.
8 ila 10 saat önce Vickery kaçarken görülmüştü.
Esas ocho o diez horas antes de que Vickery fue visto - huyendo de allí.
Ama yaranın şekline bakarsak, bize katilin Gladner'dan daha uzun olduğunu gösteriyor. Vickery olamaz.
Pero los ángulos de las heridas muestran que el asesino era más alto que Gladner.
Çünkü katil sağ elini kullanmış.
Vickery no lo es. El asesino también es diestro.
Vickery'nin evinde dandik bir gitar görmüştüm.
He estado en el apartamento de Vickery, vi su guitarra de mierda.
Vickery tanınan biri.
Vickery es un asociado conocido.
Vickery'i tutukla o zaman. Sonunda onu serbest bırakacaksın.
- Si arrestas a Vickery, terminarás anulándola más tarde.
Gladner'da bir şüpheli var.
En el caso Gladner, hay un sospechoso. Es tu chico, Vickery.
Senin oğlan Vickery.
- ¿ Vic? - Sí.
Senin oğlan Vickery.
Es tu chico, Vickery.
Fail Vickery ise tüm övgü senindir ve gerçek faili biz yakalarsak yine tüm övgü senindir.
Si Vickery es el tipo, entonces consigues todo el crédito, y si cogemos al que lo hizo de verdad, entonces te llevas todo el crédito.
Vickery mızmızlanmaya başladı, "Bana avukat ya da taksi" çağırın diyor.
Tengo a Vickery lloriqueando, "consígueme un taxi o un abogado".
Bu, Vickery'nin benden kurtulacağı anlamına gelmiyor.
No es como si Vickery fuera a huir de mí.
Vickery yapmış olabilir.
Vickery podría haberlo hecho.
Asıl olaydan çok uzağız ama küçük dostun Vickery özgür.
Estamos lejos de una visión general, pero tu amiguito Vickery es libre de irse.
- N'oldu? Vickery beni mazeretine götürecekti.
No, tengo a Vickery preparado para llevarme a su coartada, y se está meando en sus calzoncillos por ello.
Biri öğrenene dek Vickery tek şüpheli.
Por el momento todos piensan, que Vickery aún es el único sospechoso.
Bir kefil Junior'ın aklını kolaylaştırmayı yeter. Adamın Vickery.
Solo necesitas poner un poco de fe en la mente de Junior así de fácil.
Gladner için çok mal taşıdı ve sana borçlu olduğuna emin.
Tu chico, Vickery. Movió la suficiente droga para Gladner y seguro que te lo debe.
- Tabii, Bayan Vickery.
Lo haré, Sra. Vickery.