Videos traduction Espagnol
2,400 traduction parallèle
Moku, iki gün öncesinin güvenlik kayıtlarını görmemiz gerekecek.
Necesitamos los videos de hace dos días.
Ben... Ben Seth'in grubunun birkaç videosunu buldum.Ben...
Estaba... encontré unos videos de la banda de Seth.
Video paylaşabilir, fotoğraf yükleyebilirsin.
Puedes compartir videos, subir fotos.
Sonja'yı filme almışlar.
Aparece en los videos.
Güvenlik görüntülerine de ulaşamıyoruz. CIA irtibat kanalları da kapalı.
No podemos entrar a los videos de vigilancia y todos los canales de comunicación con la CIA están muertos.
Hepsi orada Britanya'nın en komik videolarında.
Todo está ahí en los videos policiales más graciosos de Gran Bretaña.
Müstehcen videolar yollayan manita mı yaptın?
¿ Tienes a una chavala mandándote videos guarros?
Video kamerası olan var mı? Evet.
- Ve por los videos de las cámaras.
Suç mahallinin etrafındaki kameralara baktım.
Mira, he estado viendo los videos del área cerca del crimen. Éste es de una cámara a dos cuadras del callejón.
Boğazı parçalanan kasetçi...
El empleado de la tienda de videos a quien le rebanaron la garganta...
Ben evde oturup lakros videosu izlemeyeceğim, eğer dördümüz birden takılacaksak, eğlenceli bir şeyler yapalım.
No me quedaré de nuevo en casa viendo videos de lacrosse así que si vamos a pasar el rato los cuatro, haremos algo divertido.
- CD'cideki adamı da, başından beri hep Derek idi.
- Y al de la tienda de videos. Todo el tiempo fue Derek.
Monty Python, Neil Gaiman, Keyboard Cat videoları.
Monty Python, Neil Gaiman, Teclado videos del gato.
Tamam, videoları gördün.
De acuerdo, bueno, has visto los videos.
Bilgisayarında bu tür birkaç video bulduk olayla ilgili bir tür günlük gibi.
Encontramos un par de estos videos en su laptop personal algún tipo de diario del evento.
Bu reklam kampanyası görüntülerinin üstünden tekrar geçiyordum.
He estado revisando estos videos para la campaña de anuncios.
Dükkanların güvenlik kameralarını bakın.
Revisa los videos de esas bodegas.
Hiç kendi filminde bulunmadın mı?
¿ Nunca has estado en alguno de tus videos?
Senin filminde oynadık.
Aparecimos en tus videos.
Güvenlik kasetlerinde arıyorlar. Köpek dolaştıranlara, sokakta gözü olan herkese soruyorlar.
Lo verifican con videos de vigilancia, paseadores de perros, con cualquiera que tenga ojos en las calles.
Klinikten alınan tüm video kayıtlarını incelemesi için onu çağırdım.
Le tengo en los videos de vigilancia de la clínica.
İnsanlar, videolarını, müziklerini, fotoğraflarını ve diğer tüm yedikleri boku yanlarında taşıyıp aynı boku yiyenlerle paylaşabileceklerine inanamıyorlardı.
La gente no podía creerse lo fácil que era llevar sus videos, música y fotos y sus otras mierdas y compartirlas con otras personas que podían hacer lo mismo con sus mierdas.
Eşinizin "Kıyamet Güncü Adam" nick'iyle ilgili yolladıkları, seçilmiş kişi söylemleri?
¿ Los videos que su esposo subió como Adán Apocalipsis todo lo de ser elegido?
Videoların internette yayılıp ilgi çekmesini istedi. Destek olmak istemiştim.
Esperaba que los videos se hicieran virales para llamar la atención, y yo quise apoyarlo.
Steve'e videoları silmesini söylerim.
Hablaré con Steve, le diré que quite esos videos.
Bu sitede, bu çocuklar, kızların resimlerini ve videolarını yüklüyorlar.
En este sitio, estos chicos subir fotos y videos de las niñas.
Sen de şu tanıtım videolarının bir parçası olabilirsin.
Usted debe ser una parte de esos videos instructivos.
Bu görüntüleri arşive kaldırıp 5 yıl sonra izlemeye kalksak değişen hiçbir şeyin olmadığını görmeleri bu ülkeye büyük şok yaşatırdı.
Si llenáramos los videos de este show y los miramos dentro de cinco años el país se sorprendería por cómo se repite todo.
Danny, beyninde az miktarda kan var o yüzden bir meslektaşımdan filmlerine bakmasını isteyeceğim.
Danny, tienes un poco de sangre en el cerebro, así que voy a tener a uno de mis colegas Mirá tus videos
- Video odasında.
- Sala de videos.
Ian'ın bütün görüntüleri gitti.
Los videos de Ian no están.
Ama o görüntülerin yok olmasını isteyecek diğer tek kişi, Ian'dır.
Pero Ian es la única persona que querría destruir esos videos.
"Bugün ortaya yeni görüntüler çıkarken, Illinois'teki ön valilik seçimlerini ısındıracağa benziyor."
Salen más videos de hoy calentando las primarias gubernamentales de Illinois.
Kızlar, Ian, o sapık görüntüleri alabilmek için çan kulesinde beni öldürmeye çalıştı. Ali'nin peşinde olmasının sebebi de buydu.
Chicas, Ian intentó matarme en la torre por sus pervertidos videos y fue tras Ali por la misma razón.
Kimse sitemizi ziyaret etmemiş videolarımızı izlememiş : (
Nadie ni siquiera visita nuestro sitio web o sube videos de nosotras.
İki videoda da geçen sözleri yazdım
Escribí la letra de los 2 videos.
Hastane güvenliğinden görüntüleri aldık ama hiçbir veri tabanında kaydı yok.
Conseguimos los videos de seguridad del hospital, pero todavia no ha salido en ninguna base de datos
Videoları bebeklerle birlikte paketleyeceksin. Bunu da özel çehrelerle tamamlayacaksın. Büyük para var.
Si vendes videos junto a las muñecas y las haces ver reales, ganarás mucho dinero.
Birkaç kişi, sevgililerini Beau'nun filmlerinde görmüş ve ağzını yüzünü dağıtmışlar.
Varios tipos vieron a sus novias en sus videos y le dieron una golpiza.
Kayıtları basına vereceğim.
Envío los videos a la prensa.
Kamera görüntülerinin yanında galaya katılan herkesin listesini istiyorum.
Necesitaremos una lista de todos los asistentes a la gala y los videos de las cámaras. Por supuesto.
O konuda bir sorunumuz var çünkü güvenlik bütün görüntüleri harici belleğe kaydediyor.
Ése es el problema pues la seguridad descarga todos los videos en discos portátiles.
Birileri ev yapımı film çekiyormuş ve kamera uzaktaki bir yere kaydetmesi için ayarlanmış.
Alguien ha estado filmando videos caseros. Y está equipado para transmitir a una ubicación remota.
Seni amatör çekimler yapman için mi kiraladı?
Entonces, ¿ qué, lo contrató para hacer unos videos caseros?
Seks filmleri falan?
¿ Videos de sexo?
O hâlde bunun seks kaseti veya şantajla alakası yok... -... adam soyulmuş.
Así que esto no se trata de videos sexuales ni de extorsión, él estaba siendo robado.
Güvenlik kameralarında görünmüyor.
Él no está en videos de vigilancia ni nada parecido.
Seyirciyi de çekmişler, ama genelde dans eden kızlar var.
Hay videos de la audición, pero sobre todo es de las niñas bailando.
Video platformundan sadece Summer'ı çekiyordum.
Compré un abono para ver los videos de Summer desde internet.
The Glee Project yarışmacıları, yamacıma toplanın bakalım.
Y tengo el privilegio de dirigir videos musicales para vosotros, chicos
Görüntüler gitmiş mi yani? Tamamen gitti.
- ¿ Así que ya no hay videos?