Vio traduction Espagnol
28,119 traduction parallèle
Sıradan bir kadın gördü.
Vio a la típica mujer...
- Çantayı kimin attığını gördünüz mü?
- ¿ Vio quién tiró el bolso? - No.
Sen onu takip falan etmişsin.
Se te vio siguiéndola.
Onu eve götürmeye çalıştığımı fark edince bağırmaya başladı.
Y cuando vio lo que intentaba hacer, llevarla a su casa, empezó a gritar.
Tıpkı Kolomb'un gemisinde, güverteden kıyıyı ilk gören adam gibi bunu fark etti ve "Kıyıyı gördük." anlamına gelen bir giriş yaptı.
Es similar a cuando, en el barco de Colón... el sujeto en la cima que vio tierra por primera vez... notó lo que era y básicamente realizó una entrada que decía : "Encontramos tierra".
Dünya Bankası'nın, NASA'nın, ordunun etkilendiğini biliyoruz.
Pero sabemos que el Banco Mundial se vio afectado... la NASA se vio afectada, el ejército se vio afectado.
- Minibüste bir isim var mıydı?
¿ Vio algún nombre en la furgoneta?
Ve tüm ön kapılar avluya bakıyor, ama Patricia Brannon'ın öldürülmesini ne gören ne duyan var.
Y todas las puertas principales dan al patio común. Pero aun así, nadie oyó ni vio nada cuando Patricia Brannon fue asesinada.
Bir şey görmemiş de duymamış da.
No vio ni oyó nada.
Hapiste hayatta kalabilmek için sözlü iletişim yeteneklerini geliştirmek zorunda kalmış olabilir.
Probablemente se vio obligado a desarrollar su habilidad verbal para poder sobrevivir en la cárcel.
Ed'e FBI anılarını anlattırmış olmalı, ne kadar sayıldığını görünce de kendisi için istedi.
Debió conseguir que Ed le contase batallitas de su época en el FBI, vio el respeto que le tenían y lo quiso para sí mismo.
Tünelin sonunda bir ışık kendine ait bir gelecek görmemiş.
Ella no vio la luz al final del túnel, un futuro.
... evvel zaman içinde kabuğunun içine kum kaçan bir istiridye varmış.
Había una.... Había una vez una ostra cuya historia te cuento que vio que un poco de arena se le había metido en su caparazón.
Bana gördüğün filmi anlat.
Hábleme de la película que vio.
- Patlamadan sonra hiç insan gördün mü?
- ¿ Vio a alguien después de la explosión?
Gördüğün adam olup olmadığını söyle.
Dígame si es el hombre que vio.
Gördüğün adam bu muydu?
¿ Fue este el hombre que vio?
Ne gördün?
¿ Qué es lo que vio?
Unity'nin zayıfladığını gördü ve... Cobalt Knight'ın peşine düştü.
Vio una debilidad en Unity, y... fue a por Cobalt Knight.
Sonra başkan kimsenin tahmin etmediği bir şey yaptı.
Entonces, el presidente hizo algo que nadie vio venir.
Televizyonda bir şeyler izlediniz mi?
¿ Vio algún programa de televisión?
Yanınızda tutmak zorunda kaldığınız biri, neden?
Alguien a quien se vio obligado a aferrarse ¿ Por qué...?
- Yotsuha görmüş!
¡ Yotsuha te vio!
Senin için onu uçurumdan itti ve kafasının kayalara çarpıp parçalandığını izledi.
La empujó por un barranco y vio cómo se abría la cabeza contra las rocas por ti.
Birisini görmüş.
Vio a alguien.
Görgü tanığı sigara içmeye gelmiş, kanı görüp ihbar etmiş.
Testigo salió a fumar un cigarrillo, vio la sangre, llamada en.
Bashir Nolan'ı takip ettiğini görüp onu yakaladı.
Bashir le vio tizón Nolan, lo agarró.
Yaşlı bir kadın kenarında reklam olan bir hizmet kamyonu gördüğünü söylemiş.
Una anciana dijo que vio un camión utilidad blanco con un poco de anuncio en el lateral.
İçinde Bashir'i gördüğüm kamyon bu ve bir görgü tanığı Calloway'in cinayet mahalinde de görmüştü.
Esa es la camioneta que vi en Bashir, y un testigo vio el mismo camión en la escena del crimen de Calloway.
Bardot öldürüldüğü sabah beni zulamla beraber yakaladı.
Bardot vio mi alijo el día que lo asesinaron.
Ms. Bradford, kocanızı en son ne zaman gördünüz?
Sra. Bradford, ¿ cuándo fue la última vez - que vio a su exesposo?
o perşembe günü emil'in bunlarla hastahane girşinde oluğunu söyledi bu ayrıca onun en son yaşarken görülen zamanlar o adam son iki haftadır her gün bu saçma davasına üye yapamak için insanları hastahane dışındaydı sizin emille tartıştığınızı gören tanıklarımız da var
Dijo que vio a Emil entregando estos afuera en la entrada principal del hospital el jueves pasado. También pasa a ser uno de los últimos momentos en que alguien lo vio con vida. Ese hombre estaba afuera del hospital todos los días durante las últimas dos semanas, tratando de recluir pacientes para su ridícula demanda.
Katiliyle mi yüzleşiyordu?
¿ Crees que vio a su asesino?
Bu geziye son çıktığınızda sevgili babanızın ölümüyle acı bir şekilde yarıda kesilmişti.
La última vez que se marchó de gira, esta se vio cruelmente interrumpida por la muerte de su querido padre.
O binada yaşayan hiç kimse saldırganı eve girip çıkarken görmemiş ama hırsızlar görmüş olabilir.
Nadie de ese edificio vio al tirador viene o va, pero tal vez los ladrones hicieron.
Pekala, onu en son ne zaman gördünüz?
De acuerdo, bien, ¿ cuándo fue la última vez que lo vio?
Alistair taksiyi geri aldığında ertesi sabah, araçta kurşun delikleri varmış.
Y cuando Alistair vio el taxi por la mañana, tenía agujeros de bala.
Bütün bunları gördün mü?
- ¿ Usted lo vio todo? Sí.
Eddie beni üç gün önce dersten sonra ağlarken gördü.
Eddie me vio llorando al salir de clases hace tres días.
- Uyuşturucudan değildi anne.
No fueron las drogas, mamá. ¿ Brian también lo vio?
- Kuma'nın woge yaptığını söyledi.
- Dijo que vio a Kuma transformarse.
- Çok güzeldir, öyledir.
¿ Sí, vio?
Maxine son zamanlarda hafif kaçık davranıyor.
Maxine ha estado algo extraña últimamente. Se animó mucho cuando te vio.
Seni gören oldu mu?
¿ Alguien te vio?
Polislere birinin geldiğini söylemişsiniz ama onu görmediniz, değil mi?
Le dijo a la policía que alguien vino, pero no lo vio, ¿ verdad?
- Seni gören oldu mu?
- ¿ Alguien te vio?
İşini bitirmeden önce sana baktı mı?
¿ Vio tu rostro antes que acabaras con él?
Hâlâ bir delikanlı gibi balyaları atıp tutuyordu.
Aún cargaba pacas de paja - Champ estaba... con él, pero no vio lo que pasó. - como un joven.
Bence Kiersten'ı öldüren şeyi gördün. - Evet.
Creo que vio lo que mató a Kiersten.
El ilanında mı ne görmüş sanırım.
Lo vio en un folleto en algún sitio.
Annemi dans ederken gördün mü bugün?
Vio bailando hoy Mami?