Vivre traduction Espagnol
36 traduction parallèle
- Red Gap'teki. Bu bize yeni bir... hava katacak, joie de vivre.
Bueno, en Red Gap nos dará un cierto standing... tenerle allí.
Canlılık ve joie de vivre dolu.
Tiene mucha vitalidad y joie de vivre.
Hayatımızın geri kalan bu anlarını, beraberce yaşanası neşe içinde geçirelim.
¡ Para los últimos momentos juntos de nuestras vidas quiero crear "joie de vivre"!
Biraz daha yaşama sevinciyle.
Un poco más de joie de vivre.
"Joie de vivre", söylemek istediğim.
Dije, joie de vivre.
- Joie de vivre.
- Joie de vivre.
Varsayıyoruz ki tekrar epeydir kaybettiğimiz neşeli hayatımıza geri döneceğiz Yeniden oynayacağız
Renaciendo otra vez Reanudarnuestro gran joie de vivre Disfrutando otra vez
Göstereyim size Fransız usulü yaşam sevincini
Les mostraré ese francés joie de vivre
Joie de vivre.
La pasión de su vida.
Aşk nerede? Romantizm nerede?
"¿ Dónde está la joie de vivre?"
"Dar iç çamaşırı, bir erkeğe bir kadının rüyalarını süslettirir ve önü açık bir gömlek seksi göğüs kafesini ve karşı konulmaz bir yaşamın zevkini gösterir"
"Pantalones ajustados convierten a las sentaderas de hombre en el sueño de las damas... " y una camisa abierta muestra un sexy pecho... y un irresistible joie de vivre. "
Yaşamanın zevkinin her zaman pantolonumun içinde olduğunu düşünürdüm.
Yo siempre pense que mi joie de vivre estaba en mis pantalones.
"Yaşamanın zevkini" gösteriyorum.
Enseñando mi joie de vivre.
Adap, savoir-vivre bilmiyorlar.
No podemos enseñarles savoir-vivre buenos modales.
Sende'Joie de vivre'yok
No tienes entusiasmo por la vida.
"Yaşam sevincimi" kaybetmiş gibiyim.
Es como si hubiera perdido mi... "joie de vivre".
Ne kadar "yaşama sevincini" geri istediğine bağlı.
Bueno, eso depende de cuánta "joie de vivre" quiera recuperar.
Bir gece Jean-Luc Godard'dan Vivre Sa Vie adlı fahişe olan bir kadının anlatıldığı filmi izledi..
una noche. Estábamos mirando "Vivre Sa Vie" de Jean-Luc Godard. Que es acerca de una mujer que se hace prostituta.
- Hiç içinden gelen bir şey yok.
- Ningún "joi du vivre."
Onca uçaklarına, adamlarına, parasına ve hayat sevgisine rağmen.
Ni con todos sus aviones, toda su gente, todo su dinero y su joie de vivre.
Adı Mon Grenier du Livre.
Se llama Mon Grenier du Vivre.
İnsan hayat doluyor değil mi?
¿ Mucho mas'joie de vivre, n'est pas'?
Tam bir neşe kaynağı değil mi?
Lleno de joie de vivre, ¿ no?
- Evet, sen önderlik yeteneğinle hayattan zevk almanla hayrete düşürüyorsun.
- Sí, eres asombrosa, con tus... habilidades para liderar, y tu "joie de vivre..." ( alegría de vivir )
Hayat harika diye ortalıkta dolanabilirdim ama payıma düşenden daha fazlasıyla mücadele ettim ve bu da beni daha güçlü kıldı.
Puede que ahora grite "joie de vivre", pero he luchado contra más de un mal y ha salido todo mejor.
Joie de vivre.
Joie de vivre.
Vivre Card var bende, dostlarım onun izini sürüyorlardır.
tengo una Vivre Card, mis amigos deberían estar usandola para llegar hasta aquí.
"Il faut tenter de vivre."
"Il faut tenter de vivre."
"Le vent se lève, Il faut tenter de vivre."
"Le vent se lève. Il faut tenter de vivre."
"II faut tenter de vivre."
"Il faut tenter de vivre."
Yaşam sevincini.
Su joie de vivre.
Onun joie de vivre'ı.. ( Yaşama Aşkı )
Su alegría de vivir.
"Joie de vivre" için para verirler.
Pagan por un poco de joie de vivre.
Joie de vivre mi?
¿ Joie de vivre?
Bu joie de vivre ( neşe ) bizi öldürecek.
La alegría de vivir nos está matando.
- Joie de vivre.
- No. Joie de vivre.