Vurdum traduction Espagnol
4,061 traduction parallèle
Sırrını açığa vurdum.
Conté tu secreto.
En can yakıcı yerden vurdum Cüzdanından...
Les di donde más les duele, en la cartera.
Ben vurdum.
Yo disparé.
Preston'ı bacağından vurdum.
Etiqueté a Preston bastante bien en la pierna.
Bana nişan almış bir adamı vurdum diye özür dileyecek değilim.
No me voy a disculpar por dispararle a algún tipo que me tenía apuntado.
O kara kutuya neredeyse yüz kere vurdum ama çatlamadı bile.
He golpeado esa caja negra como unas cien veces, y no se ha roto.
Evet, onu kafasından vurdum.
Sí, le disparé en la cabeza.
Dolayısıyla her ikisini tüfekle vurdum.
Así que, les disparé a los dos con una escopeta.
Onu vurdum Bobby.
Le disparé, Bobby.
Harris Ryland'ı ben vurdum.
Yo le disparé a Harris Ryland.
Onu ben vurdum.
Yo le disparé.
.. Max Tony'e şantaj yaptı, ben de onu vurdum.
Max chantajeó a Tony, yo le disparé.
Arkalarından vurdum.
Con fuego amigo.
Dışarıda, senin lanet olası arkadaşlarını vurdum!
¡ Tiro a la mierda a tus malditos amigos por ahí!
Birkaç ay önce de dibe vurdum.
Y toqué fondo hace unos meses.
Bu ciddi bir sorun. Birini vurdum.
Le disparé a alguien.
Bir taşa vurdum.
Di con roca.
Onu bilerek vurdum.
LE DISPARÉ A PROPÓSITO.
Son defasında gerçekten yanlış noktadan vurdum.
Oye, de veras que... la última vez la cagué contigo.
Duvara vurdum.
Me encontré con un muro.
6 dakika falan önce hazırdım, ve birden duvara vurdum.
Estaba lista hace unos 6 minutos, y luego simplemente me encontré con un muro.
Böylesi benim için daha kolaydı. Fikir bana aitmiş gibi gösterip biraz para alıp ardından işin ardındaki beyni açığa vurdum.
Era más fácil para mí... proponer la idea... conseguir capital... y luego descubrir al verdadero cerebro detrás de todo.
Harris Ryland'ı ben vurdum.
Yo disparé a Harris Ryland.
Adım Ann Ewing ve Harris Ryland'ı ben vurdum.
Me llamo Ann Ewing, y yo disparé a Harrys Ryland.
Vurdum onu!
Le dispare.
İlk defa birine vurdum.
Por primera vez Golpeé a alguien.
Ve ikisinde de sana vurdum... sadece sana vurdum!
Y tanto en los tiempos que eras tú, solo a ti.
Ben nasıl vurdum o koca kafamı yine?
¿ Como pude golpearme la cabeza otra vez?
- Onu vurdum dostum.
- Le di de lleno a ese tipo, amigo.
O konteynerde yanlış kişiyi vurdum.
Le disparé a la persona equivocada en ese contenedor.
O konteynerde yanlış kişiyi vurdum.
Le disparé a la persona equivocada en el contenedor. No te detengas.
O konteynerde yanlış kişiyi vurdum.
Le disparé a la persona equivocada en ese tráiler.
- Kafasına vurdum ama yetmedi.
Lo golpeé en la cabeza, pero no fue lo suficientemente fuerte.
O konteynerde yanlış kişiyi vurdum.
Le disparé a la persona equivocada en ese tráiler. ¿ Por qué me salvaste?
- Botu ayağıma giydim topuğumu üç kez yere vurdum ama Deacon'a dönüşmedim.
Me las puse, taconeé tres veces, y no me transformé en Deacon.
Kafana çok fena vurdum, dostum. Ne harika bir gün.
Te dí en la cabeza bastante fuerte, tío.
- Onlardan birine yaklaşmıştım sonra tökezleyip kendimi vurdum.
- Estaba así de cerca de darle a uno, pero me tropecé y me disparé a mi misma.
Postacının çenesine kapıyı çok kötü vurdum zaten.
Ya he atizado la barbilla del cartero bastante fuerte.
En dibe vurdum.
He tocado fondo.
Onu vurdum!
¡ Yo le disparé!
Dedektif Briggs, onu ben vurdum!
Inspector Briggs, yo lo hice.
Adamı ben vurdum.
Yo disparé a ese chico.
Heidecker'ı vurdum. - O öldü.
Maté a Heidecker.
Sırtımla kılıcına vurdum. Al, Danny.
Le pegué a tu espada con la espalda.
8 kere vurdum.
Fue ocho veces.
Quinn'in şırıngalarından birini vurdum ve kendimi mahvettim.
Me inyecté con una de las jeringas de Quinn y metí la pata. ¿ Qué?
Bitirme darbesini... vurdum.
Le he dado el golpe de gracia.
Ben vurdum.
Yo lo hice.
Ben vurdum.
Yo le pegué.
Seni ben vurdum!
¡ yo te disparé!
- Onu vurdum.
- Le di.