English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ V ] / Vurgun

Vurgun traduction Espagnol

564 traduction parallèle
Sen vurgun yemişsin.
¡ Eres tú el que tiene el flechazo!
- Sanırım kayınbabamın zamanımızın en büyük et imalatçısı olmasına vurgun yapıyorsunuz.
- Supongo que te refieres a... mi futuro suegro, que resulta ser uno de los grandes empaquetadores de carne de nuestro tiempo.
Aylar öncesinden bu dövüşte büyük vurgun yapmaya karar verdik.
Hace meses decidimos hacer un buen negocio de esta pelea.
Böyle bir vurgun yapmak için tüm yaşamım boyunca bekledim... ve hiç kimseye payımın yarısını verecek değilim.
Yo llevo esperando toda la vida a forrarme de esta manera... y no le daré la mitad de lo que me toca a nadie.
İyi vurgun yaptın.
Es increíble.
Bu günlerde gerçek bir vurgun yapıp, evime yol alacağım.
Un día de éstos daré un buen golpe. Luego regresaré a casa.
Artık sona erdiğine göre, sanırım fevkalade bir vurgun olduğunu söyleme cüretinde bulunabilirim.
Esto es todo, Supongo que me podría atrever a decir... que ha sido una gran y remarcable copa.
Dikkatimizi asıl işe vermeliyiz. Vurgun. Kasa!
Hay que arriesgarlo todo por la caja fuerte.
Sabineli Kadınlar'dan sonraki en büyük vurgun!
¡ 240 millones robados!
Aylık 12,000 lira yani. Büyük vurgun bu mu!
No piensas en las 12,000 liras por mes. ¡ Gran negocio!
- On ay mı? - Epey iyi bir vurgun demek.
- Eso es mucho
Hiç bu kadar büyük bir vurgun olmamıştı, bilirsiniz.
Nunca ha sido una mina importante.
Onlar bana onun vurgun yapıp zengin olduğunu söylediler.
No sé. Me dijeron que se hizo rico de repente.
Hayatımızda öyle bir vurgun görmedik.
Nunca hemos visto un botín como ese.
Operasyon Vurgun, başla!
Operación Agarrar. Adelante.
Dün gece böyle bir vurgun yapmanın tek sebebi..... benim zaten süreci hazırlamış olmam.
Ayer ganaste un montón de dinero gracias a que yo te había preparado el terreno.
Müthiş bir vurgun!
¡ Qué deliciosas presas!
Büyük bir vurgun yaparsak pokeri bırakacaktın.
Dijiste que si te conseguía un gran premio dejarías el poker.
Şu duracağımız handa güzel bir vurgun yapacaktım da işte lanet han yerle bir olmuş!
Pensaba quitaros el dinero en la posada.
Muhteşem bir vurgun yaptı.
Ha encontrado un yacimiento fantástico.
Öncelikle Contini'nin irtibatlarını bilmiyorsun ve... böyle bir vurgun için çok ufaksın.
En primer lugar, no tiene los contactos de Contini... y es demasiado pequeña para tanto botín.
Sadece biraz vurgun vurmalıyım.
Quiero que me ayude.
- Vurgun belirtileri yaşıyorsun.
- Tiene síntomas de descompresión.
Duygusal gerginlikler ve vurgun atakları yüzünden kötü durumda.
Entre la tensión emocional y la descompresión, está bastante mal.
Ayrıca, bana vurgun her küçük kızı fark ederek dolaşamam.
Y además, si tengo que notar todas las emociones de las niñas...
Senin için iyi bir vurgun, Link. 3 de 1.
Todo un recorrido por usted, Enlace eh Un tercio.
Bu akşam, hava kararınca vurgun yapacağız.
¡ Cuando oscurezca robaremos una caja fuerte!
Vurgun yapacaksan adamın Dillon olmalı.
Si quieres dar un golpe, Dillon es tu hombre.
Shaw'un yerine sürekli gidip vurgun yapamazsın.
No podemos seguir ganándole a Shaw con victorias improbables.
Bana vurgun bir boa yılanı.
Sí, una boa que me adoraba.
Gerçek bir vurgun yapmamız gerek!
Tenemos que conseguir dinero. ¡ Tienes que tomártelo en serio!
Bir vurgun ayarlayacağım.
Conseguiré dinero.
Ama vurgun konusunda senden söz almalıyız.
Pero tienes que darnos tu palabra en eso del dinero.
O da bana vurgun gibi görünmüyor.
Y no me parece que vaya a dar dinero.
Neden sürekli Pasifik Trenyolu'na vurgun yapıyorlar dersin?
Han asaltado en esa ciudad a la Unión Pacific tantas veces..
- Vurgun tehlikesi var mı?
¿ Hay algún peligro de los escombros?
İyi bir vurgun yapıp büyük para kazanabilirsem o zaman rahatlayıp belki buradan gidebiliriz. Hepsi bu.
Si pudiera dar un buen golpe, organizar algo entonces nos relajaríamos y tal vez saldríamos de aquí.
Bize bir vurgun gerek.
Necesitamos una bonanza.
Büyük vurgun.
Fue un gran golpe.
Ama O, uçağına vurgun.
pero él tiene un agolpamiento en su avión.
Bak burda bir vurgun yaptık.
Mirad, tenemos una oportunidad.
Librizzi vurgun yedi, adam bunun karşılığını verecek.
Dan un golpe contra Librizzi y él se vengará.
Sana söyleyeyim Noogman, bu görebileceğin en kral vurgun olacak.
Te digo, Noog... es el robo más grande en los anales del crimen.
Şu an, banka görevlisi bir vurgun planlıyor.
Ahora mismo, algún cajero de banco está pensando en la gran pirula.
Bir gün büyük bir vurgun vurursam borçlarımı faiziyle ödeyeceğim.
Un día, cuando demos con la veta, le pagaré todo yo mismo.
Hatta sen ve ben, geçen yıl Marco'yla Belmont'ta vurgun yapmıştık.
Es más, tú y yo ganamos mucho con éste hace un año en Belmont con Marco.
Büyük bir vurgun olmalı.
Debe ser alguien muy poderoso.
Bu seferki büyük vurgun.
Esta vez es grande.
VURGUN
GRAN JUGADA EN LA COSTA AZUL
John Trinian'ın "Büyük Vurgun" adlı romanından uyarlanmıştır
"Basada en la novela'The Big Grab'de John Trinian"
Büyük vurgun.
¡ Un gran golpe!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]