English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ V ] / Vücudumun

Vücudumun traduction Espagnol

616 traduction parallèle
Vücudumun her noktasına dokundun.
Has tocado todos los rincones de mi cuerpo.
Bu bölgedeki ününüzü dikkat alınca vücudumun şu anki durumu ilginizi çekebilir diye düşündüm.
Pues, conociendo su fama pensé que mi cuerpo en su estado actual podría interesarle.
Eklemlerim hala yerinde ama vücudumun ağırlığını taşıyamacaklar.
Sigo teniendo las extremidades, pero no soportan el peso del cuerpo.
Güya vücudumun doktoru olacaktınız!
¡ Usted era el doctor que atendería mi cuerpo enfermo!
Vücudumun zayıflığını ve ruhumun tamahkârlığını görsünler diye!
¡ Que me vean en la debilidad de la carne y la crueldad de espíritu!
Vücudumun üzerinde soğuk şeyleri sevmiyorum.
No me gustan las cosas frías sobre la piel.
Vücudumun hiçbir yeri görünmemeli.
No se debe ver absolutamente nada.
Vücudumun bir parçasının açlıkla yanıp bittiğini farkettim.
Parte de mi enfermedad se debía al hambre.
Vücudumun küçüldüğünü hissettim. Eridiğini. Hiçbir şey olmaya başladığını hissettim.
Ysentí mi cuerpo menguando, fundiéndose, convirtiéndose en nada.
Vücudumun başka bir parçasıyla mı?
¿ Con otra parte del cuerpo?
Vücudumun parçaları mı?
¿ Con otra parte del cuerpo?
Vücudumun ne kadar güzel olduğunu bilmez, doğru mu Harry?
Entonces aún no sabía qué pinta tenía. ¿ Verdad, Harry?
Vücudumun her köşesinde büyük küçük morluklar var tepeden tırnağa.
Tengo cardenales en todas partes de mi cuerpo, desde el... hasta arriba.
Ben olsam maymunlardan korunmak için zırh kuşanırdım. Dişlerinin vücudumun belli bölgelerine girmesindense.
Si estuviera en vuestro lugar, llevaría una armadura para evitar que hinquen sus dientes en alguna parte de vuestra anatomía.
Roma'nın mağrur halkı ölü vücudumun Forum'da sürüklendiğini görmek için güneş altında saatlerce bekler mi?
Los orgullosos romanos, ¿ esperarán horas bajo el sol para ver arrastrar mi cadáver por el foro?
Vücudumun tüm sinirleri alev alevdi.
Me ardían todos los nervios del cuerpo.
Siz gülebilirsiniz ama ben inanıyordum vücudumun her lifiyle düşen her yağmur tanesiyle bir çiçek yeşerir.
Podéis reíros, pero creía con todas las fibras de mi cuerpo... que con una gota de lluvia que cae... nace una flor.
Vücudumun aşağı kısmını hissetmiyorum.
No s ¡ ento Ia parte ¡ nfer ¡ or del cuerpo.
Hatırladığım kadarıyla bu dönemlerde vücudumun her tarafına garip bir şey yayıldı. Daha önce hiç olmamış bir şey.
Recuerdo que en aquella época, comenzó a salirme sobre la piel algo extraño, que nunca antes había tenido.
Kanı vücudumun her tarafında hissedebiliyorum.
Puedo sentir mi sangre bullir por todo mi cuerpo
Bu vücudumun bir kısmının zaten öldüğü anlamına mı geliyor?
¿ Es que ya se ha muerto parte de mi cuerpo?
Yatakta olağanüstüsün... Çünkü sana her dokunuşumda vücudumun her yeriyle zevk alıyorsun.
Eres excepcional en la cama... cuando te toco, experimentas placer en todas las partículas de tu cuerpo...
Vücudumun bir kısmı hareket eder...
Alguna parte de mi cuerpo se mueve...
Dokunaklı bir ifadeyle söylemek gerekirse, vücudumun gözünden baktığımda, tabii eğer başka bir biçimde ayırdında olabilseydim bunun, vücudum aslında benim irademdir.
Ésto que, en términos funcionales, llamo mi cuerpo, si puedo referirme a él de otro modo, es, de hecho, mi voluntad.
Bu benim gen kütüphanem olsa vücudumun düşünmeden yapabileceği her şey yazılı olurdu.
Si ésta fuera mi biblioteca genética contendría todo lo que mi cuerpo sabe hacer sin haberlo aprendido.
Size vücudumun çeşitli yerlerini tanıtabilir miyim?
¿ Les interesa alguna parte de mi cuerpo?
Bana, vücudumun güzel olduğunu söylemeni istiyorum.
Quiero que me digas que mi cuerpo es hermoso.
Ben de vücudumun kıvrımlarıyla bir yılana çok benziyorum!
¡ Yo soy como una serpiente con mi figura serpentina!
Belki de ona vücudumun kabartma haritasını gönderebilirim.
Tal vez podría enviar a su un mapa en relieve de mi cuerpo.
- Vücudumun bir yerinde mi?
- ¿ En qué parte del cuerpo?
Vücudumun hangi kısmı olduğunu pat diye söyleyemeyeceğim.
No puedo decir en qué parte del cuerpo.
Ben güçten bahsederken sen yüzümün yaşIı ve yorgun olduğunu düşünüyorsun. Kendi vücudumun çürümesini engellemekten yoksunum.
Estás pensando que mi cara está vieja y cansada... que mientras te hablo de poder... soy incapaz de impedir la decadencia de mi cuerpo.
Sadece yüzümü değil. Vücudumun her noktasını biliyorlar.
Y no sólo la cara, sino cada centímetro de mi cuerpo.
Onu vücudumun heryerinde eriyen bir tereyağına çevireceğim!
¡ Se derretirá como mantequilla caliente sobre mi cuerpo!
Vücudumun her bir parçası bana yaratmaya çalıştığım bu inanılmaz gücün bir "DELİ" nin ellerine verildiğini söyleseydi!
Cuando todo mi ser me dice que las enormes fuerzas que yo ayudé a crear... fueron colocadas en manos de, ¡ LOCOS!
Ben bir mahkumum kendi vücudumun içinde mahkumum.
Estoy prisionero dentro de mi propia piel.
Bir defasında, annem işteydi ve o zamanlar 13 yaşımdaydım odama girdi ve vücudumun gelişimine bakmak bahanesiyle, gömleğimi çıkarmamı söyledi.
Una vez, cuando mi madre estaba trabajando, yo tendría 13 años, entró en mi habitación y me dijo que me quitara la blusa, para ver si estaba desarrollada.
Vücudumun benim asla göremeyeceğim yerlerini... görüyorsun.
Estás viendo partes de mi cuerpo... que yo nunca podré ver.
Vücudumun içine gel...
Dentro de mi cuerpo...
Evet, ben de vücudumun bir kaç yeri hakkında öyle düşünüyorum.
Si, lo sé, siento las mismas cosas sobre algunas partes de mi cuerpo.
Vücudumun içi hakkında bunu söyleyen biri daha önce hiç olmamıştı.
Nunca habían dicho eso sobre el interior de mi cuerpo.
Vücudumun bir parçası olmaz.
No sería una parte de mi cuerpo. Sí, eso es cierto.
Vücudumun acılı pozisyonunu değiştirmemeye yemin ettim ve sabaha kadar bu şekilde durdum.
Juré que no cambiaría... la posición dolorosa de mi cuerpo y me quedé así hasta la mañana.
Vücudumun yarısı tünelde, yarısı dışarıda.
Mitad fuera, mitad dentro de un túnel.
Vücudumun uyum sağladığını sanıyordum.
Creí que mi sistema se ajustaría.
Dinle zavallı! Ben vücudumun her zerresiyle sevişirim. Tenimin her noktasıyla...
Cuando yo hago el amor, lo hago con cada centímetro de mi cuerpo, cada poro de mi piel.
Sadece vücudumun yanında vücudunun sıcaklığı bu ağız, senin ağzın bu gözler, senin gözlerin.
Esta boca que es su boca, y estos ojos que son sus ojos.
Biri vücudumun şeklinden mi bahsetti yoksa?
¿ Alguien habla de mi cuerpo?
Vücudumun her yanında dolaşıyor.
- ¡ Boris, eres un cobarde!
Çünkü vücudumun herhangi bir parçasını istediğim zaman oynatabiliyorum. Size göstereyim.
Te lo enseñaré.
Vücudumun karincalandigi evre.
Mi fase de adormecimiento.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]