Walkie traduction Espagnol
453 traduction parallèle
Telsizleri de ben satın aldım zaten.
Yo compré los walkie-talkies...
Bir tanesinde telsiz vardı.
Uno de ellos tiene un walkie-talkie.
- Telsiz.
- Walkie-talkies.
Telsizinin her zaman açık olduğundan emin ol.
Asegúrate que el walkie esté siempre encendido.
- Walkie-Talkie'leride al.
- Toma los walkie-talkies.
- Tamam. - Telsizler?
¿ Walkie-talkies?
Telsiz varsa monitörden izleyerek yardım ederim.
Con unos walkie-talkies podría echar una mano desde el monitor.
Evet. lütfen Prakha Lasa'yı ve neydi onun adı,
Grayson. - Usted me llamó por walkie talkie, Señora?
Hatta walkie talkie de alabiliriz.
Puede que también unos walkie-talkies.
Almalıyız tabii ki.
- Walkie-talkies?
Evet, walkie talkie'leri kullanabiliriz.
Sí, podríamos usar los walkie-talkies.
Bu adamların telsizleri yok.
Estos tipos no tienen walkie-talkies.
Telsizleri yoksa o zaman onların geri dönmesini beklemiyorlar.
Si no tienen walkie-talkies... no deben esperar que regresen.
Malkie-Walkie, biraz para versene.
Malkie-Walkie, dame plata.
- Ne? - Telsizle konuşurken duydum. - Oh, Tanrım.
- Le he oído hablar por el walkie-talkie.
- Walkie-Talkie
EI transmisor!
- Kimde telsiz var?
- ¿ Quién tiene un walkie?
Krusty the Klown telsizleri!
¡ Son walkie-talkies genuinos de Krusty el Payaso!
Ne zaman benimle konuşmak istersen... telefon aç... ve telsizimi açmamı söyle.
Cuando quieras hablar conmigo, llámame por teléfono y dime que encienda mi walkie-talkie.
Gel oğlum, gezintiye çıkıyoruz.
Vamos, chico, vamos Para un walkie-walkie.
Her grupta bir telsiz.
Un walkie-talkie por grupo.
Bir telsiz alacağım.
Agarraré el walkie-talkie.
Hadi, hadi. Telsizi al.
¡ Venga, pilla el walkie-talkie!
Seksenli bir telsizden sinyal yakalamış olmalı.
Debió haber tomado una señal de los Walkie-talkie.
Emri walkie-talkie aracılığıyla verdin.
Usted le dio la orden desde lejos con el walkie-talkie.
Ama yinede, şu walkie yepyeni görünüyor.
Y como decía, ese walkie-talkie luce muy nuevo.
Seni o telsizin arkasından atmalıyım ama bir fırsat daha vereceğim. Çünkü sen bir amatörsün.
No le arrojaré tras el walkie-talkie, porque es un amateur.
Terry, etraf beton olduğundan telsiz burada çalışmıyor.
Terry, los walkie-talkies no funcionan aquí. Demasiado hormigón.
Telsizden mi arıyordun?
¿ Llamabas desde un walkie-talkie?
Ama neden bunun kablosuz özelliğini kullanıp Karan konuşmuyorsun?
¿ Por qué no hablas con Karan por este walkie-talkie?
Şimdi telsizini al ve onu bul!
¡ Saque su maldito walkie-talkie y encuéntrelo!
Telefonum nerede?
¿ Dónde está mi walkie?
Kelly, şu telsizi al, bir şey olursa bize haber ver. Tamam.
Kelly, toma este walkie-talkie, llámanos si necesitas ayuda.
Telsizden fasulyeye seslen!
¡ Llama al ser con el walkie-talkie!
Telsizi birdaha dene.
Intenta de nuevo con el walkie-talkie.
Telsiz telefonum vardı.
- ¿ Y el walkie-talkie?
Telsiz telefonu kullandım.
- ¡ Utilicé el walkie-talkie!
- Araca bin...
- Agarra el walkie...
Bir çeşit bebek telsizi mi?
¿ Un walkie-talkie para bebés, Sarah?
Evet, evet. Güzel bir şey. Hatırlıyor musun, onlardan bizde de vardı o küçük telsizlerden.
Sí, está bueno. ¿ Recuerdas lo que hacíamos con los walkie-talkies?
Telsizlerinizi açın!
¡ Enciende el walkie-talkie!
Walkie-talkie mi geri alabilir miyim lütfen?
¿ Me das mi transmisor?
En azından Robert Smith'in verdiği güzel Walkie-Talkie'm var.
Al menos tengo el transmisor de Robert.
o walkie-talkie benim. O bana verdi!
¡ Me Io dio a mí!
Bu ne be! Rezalet!
Y asi podremos usar los walkie-talkies sin tener que ir al parque.
Telsizini açık bırak, neler konuştuğunuzu duyalım!
Enciende el walkie-talkie, quiero saber lo que habláis.
neden telsizini kapadın?
¿ Por qué apagaste el walkie-talkie?
müfettiş Wong geliyor telsizini ver
Viene el inspector Wong. Dame un walkie-talkie.
Bu bir telsiz.
Este es un walkie-talkie.
Telsiziniz var mı?
¿ Tienen un radio o un walkie-talkie?
Şalımı asabileceğim bir yer var mı?
Comprar pilas para los walkie-talkie.