Weldon traduction Espagnol
135 traduction parallèle
Adım, Ed Weldon, tabii ki daha önce beni hiç görmediniz.
Me llamo Ed Weldon. Creo que no me conocen.
- Weldon.
Weldon.
-... Bay Weldon, gerçekten çok iyisiniz.
Es muy amable de su parte, Weldon.
Bay Weldon.
Sr. Weldon.
Weldon'dayım.
Estoy en el Weldon.
bay Welden'nin sekreterini bağlayabilirmisiniz lütfen.
Comuníqueme con la secretaria del Sr. Weldon, por favor.
Weldon!
¡ Weldon!
Ben at binmeye gidiyorum, Weldon.
Voy a dar una vuelta, Weldon.
Weldon'a arka bahçeyi temizletmesini söylemiştim.
Le pedí a Weldon que arreglara el fondo del jardín.
Benimki de aynından olsun, Weldon. Sulandırılmış viski koyuver.
Tomaré lo mismo, Weldon, y un poco de agua.
Weldon, karın hile yapıyor.
Tu esposa está haciendo trampa.
Çok çalışıyorsun, Weldon.
Trabajas demasiado, Weldon.
İyi geceler, Weldon.
Buenas noches, Weldon.
- İyi misin, Weldon?
- ¿ Estás bien, Weldon?
- Weldon, şu Er Williams değil mi?
- Ese es el soldado Williams, ¿ no?
Hadi ama yapma, Weldon.
Déjalo ya, Weldon.
- Weldon nerede?
- ¿ Y Weldon?
- Evet ya, Weldon nerede?
- Sí, ¿ dónde está?
Weldon?
¿ Weldon?
Ee, sizin Weldon'la aranız nasıl?
¿ Cómo van las cosas entre tú y Weldon?
Weldon çok şanslı.
Suerte para Weldon.
Weldon böğürtlenlerin arasına düştüğünü söyledi.
Weldon dijo que se cayó en el arbusto de zarzamora.
Haklısın, Weldon.
Sí, es cierto, Weldon.
Weldon!
Weldon.
Galiba Alison'ın ölümünden Weldon da çok etkilendi.
Supongo que la muerte de Alison también fue un duro golpe para él.
Bu kadın, Bayan Weldon gerçek bir savaşçı.
Esa señorita Weldon lleva una auténtica cruzada.
En başından beri silah Debra Weldon'dadır ve ikisini de Debra öldürmüştür.
Debra Weldon siempre tuvo el arma y ella mató a los dos.
Evet ama Debra Weldon veya adı her neyse ondan bir şey alamayacağız. Neden?
No nos la dará Debra Weldon, o como quiera que se llame.
Weldon Parish hakkında ne düşünüyorsun?
- Sí ¿ Qué piensas de Weldon Parish?
Weldon Parish.. 1980'lerin ortalarında Amerika'dan ayrıldı.
Weldon Parish. Dejó los EEUU en los años 80.
Weldon Parish'le anlaşma yapabiliriz. Onun seveceği bir yayıncı buluruz.
Si contratásemos a Weldon Parish, el mundo editorial va quedar con los pelos de punt
Bay Benton, tüm saygıma rağmen... Ayrıca inanın kimse Weldon Parish'in yeni bir eserini görmeyi benden çok isteyemez, ancak bu olacak bir şey değil.
Sr. Benton, con todo respeto, y créame a nadie le gustaría más ver un nuevo romance de Weldon Parish que a mí.
Neyse, bu şehirde yaşayan Weldon Parish'i arıyorum, onu tanıyor olabilir misiniz?
Bien, estoy en la ciudad atrás de Weldon Parish. ¿ Tú no lo conoces?
Weldon Parish?
¿ Weldon Parish?
Affedersiniz, Weldon Parish'i nasıl bulabileceğimi iliyor musunuz?
Perdonen, ¿ saben adónde puedo encontrar a Weldon Parish?
Weldon Parish?
¿ Dove Weldon Parish?
Siz Weldon Parish misiniz?
¿ Usted es Weldon Parish?
Hayır, tamamen kafayı yediğini düşünüyor. Her şey yolunda.
No, él piensa que tú estás loco, Weldon.
Bir gün, teyzem bana bi kitap getirdi. Weldon Parish'in "The Shadow Dancer" i.
Un día mi tía me llevó el libro "The Shadow Dancer" de Weldon Parish.
Düşünmüştüm ki, şayet büyük'Weldon Parish'le konuşabilirsem... bana nasıl daha iyi bir yazar olunacağını öğretebilirdin.
Pensaba que si conociera al gran Weldon Parish, tal vez pudiera enseñarme a ser un escritor mejor.
İşler nasıl gidiyor Weldon?
- ¿ Cómo van las uvas, Weldon?
Weldon, lütfen, yapma! - Weldon!
¡ Weldon, por favor!
- Isabella, baban nerede?
Hola, ¿ Isabella. Weldon?
Sen, büyük Weldon Parish'i görüyorsun.
Ves al gran Weldon Parish.
Weldon, bu arabamın tamir faturası.
Weldon, aquí está la cuenta del auto.
Yapamam, Weldon'la gidiyorum.
No puedo. Voy con Weldon.
Bu aralar bir gün, damarıma çok kötü basacaksın Weldon!
Un día de estos, vas a excederte conmigo, Weldon.
Herkesin bir fiyatı vardır Weldon.
Todos tienen su precio, Weldon.
Mükemmel, Bay Weldon.
Es perfecto.
Debra Weldon, Becker tarafından tecavüze uğradı.
Becker violó a Debra Weldon.
Weldon!
Weldon...