Wellington traduction Espagnol
534 traduction parallèle
Ned Warrington hastalanmış. Başka duyduğum yok.
Wellington está enfermo, y ni se sabe cuantos más
... Wellington Dükü'nün spor hakkındaki sözlerini hatırlayabilir.
"... tal vez ella recuerde lo que dijo sobre los deportes el duque de Wellington.
Bay Craig, Wellington'ın Waterloo hakkındaki gözlemini alıntılamış.
" El Sr. Craig cita la observación de Wellington sobre Waterloo.
Evet. Bayan J. Wellington, Junior, Duponte Circle.
Sí, Sra. De Wellington júnior Dupont Circus.
Kanaldan sonra, Yeni Zelanda'daki Paekakariki Kampı'na gönderildik.
Después del Canal, fuimos al campo Paikakariki... cerca de Wellington, Nueva Zelanda.
Şu Wellington'lı yavruları görmeliyim.
Quiero ver a las chicas de Wellington.
Savaşa gitmeden önce bunları söylediğimde böyle davranmalarını isterdim.
Wellington decía que no le importaban las aclamaciones antes de las batallas.
Beni hatırlamayacaktır ama Wellington kumandasındayken ben mareşalin yardımcısıydım.
No se acordará de mí. Yo era ayudante cuando él pertenecía al estado mayor de Wellington.
" Los Angeles'ta ikamet ettiği belirlenen Arthur Winant dün gece Wellington Oteli'ndeki odasında kendisini astı.
" Arthur Winant, residente en Los Ángeles, se ahorcó anoche en su cuarto, en el hotel Wellington.
Wellington Dükü ile bir ilginiz var mı?
¿ No será usted pariente del duque de Wellington?
Wellington Dükü'nün kızkardeşine bir şey olsaydı gemimiz kötü bir şöhrete sahip olurdu.
Yo incluido. Sería muy negativo para este barco que algo le pasara a la hermana del duque de Wellington.
Ayrıca Wellington Dükü'nün kardeşinin hayatını da riske attınız.
Puso en peligro la vida de la hermana del Duque de Wellington.
Wellington Dükü'nün onu altetmek ve İngiltere'yi zafere taşımak için bir şansı var, tabi deniz ablukasını sürdürebilirsek.
El duque de Wellington podría derrotarle y brindar la victoria a Inglaterra, si mantenemos el bloqueo naval.
Napolyon'un ordusu zaten Wellington Dükü tarafından İspanya içlerine itildi.
Napoleón se ha retirado hacia el interior España gracias al duque de Wellington.
Wellington ve İspanya'ya saldırı için.
Para atacar a Wellington y a España.
Kasım 1942, Pearl Harbor'dan 11 ay önce taburumuz Wellington Bay'e demir attı.
Noviembre de 1942, 11 meses después de Pearl Harbor en la bahía de Wellington.
McKay Kampı'na, Wellington'ın 45 kilometre dışına yerleştik.
Nos instalamos en Camp McKay, cerca de Wellington.
Şükran Günü'nde, tüm takım üç günlük izin aldı ve biz de Wellington'a gittik.
En noviembre nos dieron tres días libres. Todos fuimos a Wellington, menos Andy.
Bu kadarını biliyorum. Wellington'a taşınması aksini kanıtlamadı.
Que viva en Wellington, nada significa.
1942'nin Noel ayini Wellington iskelesindeki bir depoda yapıldı.
Nochebuena de 1942 : Los oficios religiosos son en el muelle.
Sonra, Şeytani Dörtlü olarak bilinen gemilere bindik ve Wellington Bay'den uzaklaştık, cesaret ve kıyı çıkarması yapacağımızın inancıyla dolu olarak.
Al salir nuestros transportes de Wellington íbamos ansiosos de combatir y seguros de que pronto atacaríamos alguna playa.
Gemiye tekrar binip Wellington'a yol aldık. Köpek gibi yorulmuştuk ama anlatacak türden bir çatışma olmamıştı.
Después regresamos a Wellington cansados, pero sin poder jactarnos de grandes combates.
Wellington'da bir otel odası tuttum kendime.
He tomado una habitación en un hotel.
Albay çifte adım Wellington'a gitmeni emretti.
Tiene que ir a Wellington enseguida.
Dua edin Wellington olayım
Pide que sea Wellington
Evet, Sandhurst'ta olduğum yıllarda ve yine Wellington'ta olduğum yıllarda ben de sizin gibiydim.
Sí, decía que cuando estudiaba en Sandhurst y también en Wellington, era un poco como usted, ya sabe...
Ama Wellington'ta olduğunuz dönemde yeni telaffuz öğretmemişler miydi?
¿ No le enseñaron la nueva pronunciación cuando estuvo en Wellington?
Okul hayatım çok kötü geçti. Tabii Wellington değildi.
Lo pasé mal en la escuela, la cual no era Wellington, claro.
- Eski Wellington renkleri.
Los viejos colores de Wellington...
Wellington birliği.
El Wellington.
- 225 Wellington Caddesi. - Dalby'mi arıyorsun?
225, Wellington Street.
Bu alay, 1704'de Marlborough ile, Napolyon'a karşı Wellington'la ve Kırım'da savaştı.
Este regimiento luchó junto a Marlborough en 1704, junto a Wellington contra Napoleón, y se heló en Crimea.
Wellington ve Marlborough'nun mezarda kemikleri sızlar Binbaşı, olur mu?
Wellington y Marlborough se retorcerían en la tumba, ¿ no cree?
Tam da Wellington'dan haber gelirken hatlar gitti. Duncan ve adamları Pyote kentini tamamen yerle bir etmiş.
Fue justo cuando recibía un mensaje de Wellington... diciendo que los bandidos destrozaron la ciudad de Pyote.
Sizler treni koruyun. Ben Wellington'a gidip yardım getireceğim.
Ustedes deben defender el tren, yo iré a Wellington a pedir ayuda.
Hayır tatlım, ortam gergin ve Wellington'a gitmesi gerekenin ben olduğunu hissediyorum.
No querida, hay mucho en juego, mi deber es ir a Wellington.
- Sakin ol Duncan. Hâlâ yardımın dokunabilir. Aptallar, korkak tavşanlar gibi koşuşturup duruyorlar.
Harás algo todavía... todos en la ciudad están corriendo como conejos asustados... creen que fui a Wellington por ayuda.
Chester'ın Wellington'a gideceğinden eminim. Buraya askerlerle dönecektir.
Estoy segura que Chester llegará a Wellington... y traerá la policía montada.
O Kızılderili'ye güvenmek tam bir delilikti. Umarım Chester Wellington'a varmıştır. Şu anda tek şansımız o.
Cielos, pienso que fue una locura creer en es indio... espero que Chester llegue a Wellington porque es lo único que nos queda.
Leydi, geçen hafta Wellington Dükü ile konuşmayı başardı.
La última semana la dirigimos para hablar con el Duque de Wellington.
Tek sıra halinde yürüdüklerini görmen için Wellington Dükü olmana gerek yok.
No hace falta ser el Duque de Wellington para saber que no debes caminar en fila.
Wellington.
Wellington.
Wellington?
¿ Wellington?
Neden hep Wellington?
¿ Por qué siempre Wellington?
Wellington. İspanya'da sizi yendiği için mi ondan korkuyorsunuz?
Wellington. ¿ Le tienen miedo porque los venció en España?
Bu yüzden Wellington'ın burada bulunmasına karşı çıkıyorum...
Por consiguiente, protesto por la presencia de Wellington...
Soytarıların beni öldürmesi yasal oldu. Wellington'dan haber var mı?
Hacen legal que cualquier payaso pueda matarme. ¿ Algo nuevo de Wellington?
Barışı Wellington'un cesedinin üstünde konuşacağım.
Discutiré la paz sobre el cuerpo muerto de Wellington.
Wellington ve Blucher'ın orduları ayrılmış, majeste.
Los ejércitos de Wellington y Blucher se han separado, Sire.
Blucher'ı kenara itip Wellington'ın üstüne yürüyeceğiz.
Empujaremos a Blucher hacia un lado y marcharemos sobre Wellington.
Hiç Wellington dışına çıktın mı?
¿ No pasó del Wellington?