Wesen traduction Espagnol
602 traduction parallèle
- Galiba birkaç Wesen, senin Grimm olduğunu anlamış ve merak ediyorlar.
Creo que algunos Wesen descubrieron que eres un Grimm - y son curiosos.
- Wesen ne?
- ¿ Qué es un Wesen?
- Wesen dünyasında büyük haber oldun.
Eres la gran noticia en el mundo Wesen.
- Kaç Wesen'a anlattın?
- ¿ A cuántos Wesen le ha contado?
Aslında ben örümcek Wesen'ından konuşmak istiyordum.
En realidad, quiero hablar contigo sobre la araña... ¿ Wesen?
- Burası neresi böyle? - Bura Klosterhaus. Emekliye ayrılmış Wesenlar için bir yuva.
- Es un Klostherhaus, un casa de retiro espiritual para Wesen.
Spor için dövüşmek Wesenlar için eşsiz bir şey sayılmaz.
Pelear por deporte no es solo cosa de los Wesen.
Tamam, peki ya bir Löwen diğer Wesenları kaçırıp, onları dövüşmeye zorluyorsa?
De acuerdo, bien, ¿ qué pasa si un Lowen es capturado además de un Wesen y forzados a pelear entre ellos?
Bak, yüz yıl önce Hamlet'de Wesenların kaybolma olayları hep vardı.
Mira, hace cien años, siempre hubo Wesen desapareciendo de algún Hamlet, ¿ sabes? ¿ Pero en estos días?
Bu bodrumdaki, bir Wesen'ın, almak için adam öldüreceği her şeyi bilmek istiyorum.
Necesito conocer todo en este sótano por lo que pudieran matar a un Wesen.
- Bir çeşit Wesen evinden mi bahsediyoruz?
¿ Estamos hablando de una casa de crack Wesen?
Bak... Duyarsız davranmak istemiyorum. Ama şu an bir katili bulmaya çalışıyorum.
Mira, no quiero ser insensible pero ahora estoy intentando encontrar un asesino no tener una lección de historia Wesen.
Rosalee'nin kardeşi, ülkeyi terk etmek isteyen bir Wesen'ın gideceği kişidir.
El hermano de Rosalee era la última parada de los Wesen para intentar salir del país.
Masum Wesenler, yargılanmadan hırsızlık suçundan idam edildiler.
Acusados por robo, estos Wesen inocentes eran ejecutados sin juicio.
Yani Wesen dünyasının sokak çeteleri.
Está bien, ¿ estamos hablando de pandillas del mundo wesen?
- Kaç tane var bu dediğin şeylerden?
Ahora, ¿ cuántos de estos "como los llames" hay? Wesen.
- Wesen. Kendilerine Wesen diyorlar.
Se hacen llamar Wesen.
Grimm olduğumu biliyor ve Wesenlardan haberi var.
Él sabe que soy un Grimm, y sabe sobre los Wesen.
Köyleri yok ederdi eskiden.
Es malo para los Wesen... solían, arrasar pueblos enteros.
Yarı insan yarı Wesen gibi.
Como en medio, a la mitad.
- Wesen terapisti.
Un terapeuta Wesen.
Wesenların senden nefret ettiğini ve korktuğunu biliyorsun.
Sabes que es odiado y temido por los Wesen.
Wesen prozakı mı?
¿ Wesen Prozac?
Yani Wesenlar da mı aileler için çalıştı?
Entonces, ¿ los Wesen lucharon para las realezas?
Gerisi 1285'teki Wesen savaşlarında yok oldu.
El resto fueron destruidas en las guerras de los Wesen de 1285.
Ve, bu çizimler Wesenları gösteriyor. - Kendilerine böyle diyorlar.
Y los dibujos son sobre Wesen que es como a ellos les gustaba llamarse a sí mismos.
- Hayır, Wesenlar.
No, los Wesen.
Demek istediğim ben, senin normal biri olarak gördüğün Wesenları görebiliyorum.
La cosa es que puedo ver estos Wesen como tú verías a una persona perfectamente normal.
- İçlerinde Wesen var mıydı?
- ¿ Alguno de ellos era un Wesen? - No es que lo hayan mostrado.
- Hayır, nefes alıyor. - Ama Wesen'mış.
No, está respirando, pero es un Wesen.
Ne tür bir Wesen olduğunu bilmiyorum ama umarım kitaplardan birinde buluruz.
No sé qué clase de Wesen es pero con suerte lo encontraremos en uno de estos libros.
- Arbalet her türlü Wesen'ı zapt etmede kullanılır.
Sí, las ballestas se usaban para someter toda clase de Wesen.
Wesen mı? Evet.
¿ Es un Wesen?
Sırf Wesen olması suçlu olduğunu göstermez, değil mi?
Solo porque sea un Wesen no significa que sea culpable, ¿ verdad?
Ben küçükken ailem bana masallar anlatırdı. Albträume für Wesen Kinder.
Cuando era un niño, mis padres y abuelos solían contar historias, "albtraume fur Wesen kinder".
Wesen çocuklara anlatılan onları beterin beterine karşı uyaran masallar.
Eran cuentos con moraleja que se transmitían a los niños Wesen, advirtiéndoles de lo peor de lo peor.
- Bu ne böyle? Wesen masal kitabı mı?
¿ Qué es, una especie de libro de cuentos de los Wesen?
Öldürdükleri herkese içinde Wesen olan tüm köylerdeki tüm evlere bunu damgaladılar.
Con el cual marcaban a todo el que mataban y a cada casa en cada pueblo en la que había un Wesen.
Wesen soykırımlarının simgesi gibi bir şey. Ve geçmişini bilen neredeyse tüm Wesen çocuklar Sterbestunde'yı bilir. Ölüm saati.
Es básicamente el símbolo de la matanza de Wesen, y todo niño Wesen con conexión con su pasado conoce el Sterbstunde, la hora de la muerte.
Ya da klasik bir samuray gibi hareket ediyor da olabilir. Şehir şehir dolaşıp ardında Wesen katliamları bırakıyordur.
O podría ser como un samurai clásico, ya sabes, moviéndose de lugar en lugar dejando muerte Wesen y destrucción en su estela.
- Adam Wesen'dı!
Era un Wesen.
-... ve Bud bir Wesen.
Y Bud es un Wesen.
Wesen öldürmeyen Grimm, Grimm değildir!
No, no, un Grimm que no mata a un Wesen no es un Grimm.
Bak, niyetim seninle tartışmak değil, ama şimdi herkesin fikri de kendine. Şu koca dünyada dediğin gibi... - Tüm Wesenlar öldürülmeli!
Mira, oye, no me refería a discutir contigo, pero tú obviamente, ya sabes, tienes tu propia opinión, y yo sería la última persona en el mundo en intentar... todos los Wesen tienen que estar muertos.
Grimm'im. Tüm Wesenlar ölmeli!
Todos los Wesen deben morir.
Çok eski bir Wesen geleneği vardır. Tüm önemli günlerin arifesinde gece yarısı Woge'sı yapılır. Ormanda çığlıklar atarız, köylülerin ödü bokuna karışır.
Hay una larga tradición Wesen de la víspera de Todos los Santos en la medianoche woge corriendo por los bosques asustando a los cagados aldeanos, a veces literalmente.
Pişman olacağın bir şey yapma. - Wesen mı?
No hagas nada de lo que te vayas a arrepentir.
Ne tür? - Bilmiyorum.
- Un Wesen policía. ¿ De qué clase?
- Wesen olması lazım değil mi?
Entonces tiene que ser una Wesen, ¿ verdad?
Bir Wesen'dan tarih dersi almaya değil. Nick, Ian'ın yardımına ihtiyacı var.
Nick, Ian necesita tu ayuda.
- Evet.
- ¿ Un Wesen?