English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ W ] / Whisky

Whisky traduction Espagnol

7,002 traduction parallèle
Bir şişe viskiden sonra, iyi bir fikir gibi gelmiş olabilir.
Después de una botella de whisky, pudo haberle parecido una gran idea.
- Viski soda.
- Whisky con soda.
Duble viski alabilir miyim? Sek olsun.
¿ Puedo obtener un whisky doble, aseado?
- Ona viskiyi getir Paul.
- Sólo él conseguir el whisky, Paul.
Viski.
Un whisky.
Tek bir malt geliyor...
Un whisky solo marchando...
- Buzlı viski. - İşte bu!
- Yo quiero un whisky con hielo. - ¡ Sí!
Rahipten sonra bir adam gönderdiler. Elinde bir şişe viski vardı.
Envían a un hombre, después del sacerdote, con una botella de whisky.
- Affedersiniz bayım. Viski mi istemiştiniz?
Perdone, señor. ¿ Pidió un whisky?
Bunu söylediğim için lisansımı kaybedebilirim ama şu 45 yıllık doktorluk hayatımda öğrendiğim tek bir şey varsa o da viskinin iyi bir ilaç olduğudur.
Perdería mi licencia por decir esto, pero si hay una cosa que he aprendido en mis 45 años de ejercicio... es que el whisky es una buena medicina.
İç şu viskiyi.
Tómate el whisky.
Burası ve Missisipi arasındaki en iyi ve muhtemelen tek viski ve kaçak içkiye ev sahipliği yapar.
Hogar de los mejores y en realidad el único lugar con whisky ilegal de maíz de aquí hasta... la señorita...
Ofiste gecelere kadar çalışmak zorunda kalıp "Hey, patronun masasındaki şu eski viski şişesi de neymiş böyle?" diyen cinsten.
El tipo de compañeros que se queda en la oficina hasta tarde una noche y, "oye, ¿ qué hace esa vieja botella de whisky escocés en el escritorio del jefe?"
Viski.
Whisky.
Viskileri devirdim.
Le di al whisky.
Viski çözümdür.
El whisky lo cura todo.
- Hayır. - Hiç de bile. - Baban İrlanda viskisi hakkında ne düşünürdü?
- ¿ Qué le parecía a tu padre el whisky irlandés?
Bana bir Bloody Mary ve üç duble sek viski.
Bloody Mary y un triple whisky aseado.
Dürüstlük ortağınızın özgürce kendini ifade etmeyi istemesi veya Jim Beam'in özgürce kendini ifade etmeyi istemesi gibidir.
Es algo que su socio podría decir si quería expresarse libremente o si el "Whisky" Jim Beam quiso expresarse libremente.
- Zaten bu yüzden viskiyi buldular, değil mi?
Para eso inventaron el whisky, ¿ no? Cierto.
Viskinin burada olduğunu biliyorum.
Sé que tenía este whisky.
Teselli viskisini getir.
No me va a llamar. Trae el whisky de consolación.
Hadi onu kutlama viskisi yapalım.
¡ Es ella! Que sea un whisky de celebración.
- Onlar aynı viski!
- ¡ Es el mismo whisky!
Kadehlerden birkaçını da kırmayı denemiştim.
Bueno, también probé un poco del whisky escocés.
Whisky Bravo hava birimi. Burası Northern Light.
Aire Cueva Whiskey Bravo Seis, aquí Luz del norte.
Bol şans Whisky Bravo.
Buena suerte, Whisky Bravo.
Bir tane viskili soda ve bir tane sodalı viski alabilir miyiz?
¿ Nos puedes poner una soda sin whisky y un whisky sin soda?
Esther büyükannemin tarifi... Hafif viski.
La receta de la abuela Esther... un poquito de whisky.
Böyle bir günde büyükanne Esther'ın eggnog'unda biraz viski eksik sanki.
Un día como hoy, el ponche de huevo de la abuela Esther parece que tiene un poquito de whisky.
İçi satılmayan bir yerde viski bulmak bunlardan biri değil.
Pero encontrar whisky en un lugar sin alcohol no es uno de ellos.
Duble viski alayım, hangisi olursa olsun.
Voy a tomar un whisky doble, cualquiera está bien.
Bize biraz viski getirin.
Traednos un poco de whisky.
İki viski soda olsun.
Dos whisky con gaseosa.
- Evet. Bu dünyadaki ikinci en iyi viski.
Esta es la segunda mejor whisky del mundo.
Unut gitsin.Viskinin etkisiyleydi.
Era el whisky el que hablaba.
- Böbürlenmeye geldiysen, viskiye geçeceğim.
Si estás aquí para regocijarte, Voy a tomar otro whisky.
Bir, iki...
Uno... dos... - ¡ Whisky!
- Peynir! - Peynir!
- ¡ Whisky!
- Viski.
¿ Whisky?
-... buzlu viskiye Sko Ro diyor.
- Al whisky en las rocas le dice whisrock
Viskiyi al.
Toma el whisky.
- Mesai sonrası bir viski içemeyecek miyiz? Buranın hiç uyumayan şehir olduğunu sanıyordum.
¿ Una chica no puede tomar un whisky a estas horas? Pensaba que esta era la ciudad que nunca duerme.
- Şu an ihtiyacın olan tek şey şu dolaptaki viski.
Ahora mismo la única dirección que necesitas es el whisky del mueble bar.
- Hayır. Şu ana kadar sadece "hola" ve "o viski misafirler için değil" laflarını işittim.
Lo único que obtuve de ellos hasta ahora fue "hola" y "ese whisky no es para la visita".
Sen gerçekten de... Ona sonunda bir tek o ve viskisi Battistone kalacağını söyle.
De verdad estás... Dile que dijo que, al final, solo estarían él y su whisky Battistone.
Viskinle mi konuşmaya başladın?
¿ Has empezado a hablar con tu whisky?
Buna içilir işte.
- El whisky. Brindo por eso.
- Bu pahalı bir viski.
Es un whisky caro.
- Burada viskiye ne deniyor ki?
¿ Cómo... cómo le llamáis al whisky aquí?
- Viski?
¿ Whisky?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]