Whitehaven traduction Espagnol
20 traduction parallèle
Whitehaven Konağı'nda benim alt katımda oturuyor.
Vive en el apartamento que hay debajo del mío.
Whitehaven Konakları'na lütfen.
A Whitehaven Mansions, por favor.
Whitehaven Konakları'na lütfen.
A Whitehaven Mansions, por favor
Whitehaven Konakları mı dediniz?
¿ Ha dicho Ud. Que iba a Whitehaven Mansions?
Whitehaven Mansions'ı deneyin. "
intentar Whitehaven Mansions. "
Whitehaven Mansions'a, lütfen.
A la mansión Whitehaven, por favor.
Whitehaven apartmanına, lütfen.
Mansión Whitehaven, por favor.
Ben de ona, Whitehaven Mansion'a gidip, sizi görmesini söyledim.
Le sugerí que fuera a Whitehaven Mansions - y que le visitara.
Ben, sherry partisi verdiğim günün sabahında Sir Charles'ın erkenden hatta gün doğarken kalkıp Yorkshire'a gittiğini ve orada bir serseri kılığına girdiğini düşünüyorum.
Estoy seguro de que el día de la degustación ofrecida por mí, Hercule Poirot, Sir Charles Cartwright se levantó por la mañana, quizás al alba, para cubrir el largo trayecto a Yorkshire, donde se disfrazó de vagabundo, le da a un muchacho un telegrama, dirigido a mí, Hercule Poirot, en Whitehaven Mansions... al parecer de parte de Mme.
Whitehaven Malikanesi ve daha sonra Bot treni için Victoria istasyonu!
Whitehaven Mansion y luego Victoria Station para el tren al puerto.
Sanırım başka bir Whitehaven vakası yaşıyoruz.
Creo que tenemos otro Whitehaven, amigo.
İkisi de, Whitehaven Shelters diye bilinen, uluslararası bir organizasyonun iştirakleri.
Ambas son afiliadas de una organización nacional llamada Whitehaven Shelters.
Bizim anladığımıza göre, bu 7 kadın Whitehaven iştiraklerinden yardım almış kişiler.
Por lo que entendemos estas siete mujeres obtuvieron ayuda de sus afiliaciones a Whitehaven.
Chad Henning, Whitehaven tarafından bedava yürütülen bir klinikten hukuk müşaviri alan Mary Henning'in kocasıydı.
Chad Henning era esposo de Mary Henning una mujer que recibió asesoraría legal de una clínica gratuita provista por Whitehaven.
Bu cinayetleri işleyen insanın, bu kadınlarla Whitehaven üzerinden etkileşime geçmiş olması kuvvetle muhtemel.
Es muy posible que la persona que haya cometido estos asesinatos haya estado hablando con esas mujeres a través de Whitehaven.
Whitehaven'e geldiler ve tüm çalışanların ismini aldılar.
Vinieron a Whitehaven pidiendo los nombres de cada empleado.
Ben de Whitehaven'ın çalışanlarına ve gönüllülerine baktım.
Luego le di un vistazo a los empleados y voluntarios de Whitehaven.
Öyle ya da böyle, kurbanların eşleri yardım için Whitehaven'ın iştiraklerine başvurmuş.
De un momento a otro, todas las esposas de las víctimas se contactaron con una de las filiales de Whitehaven... -... para conseguir ayuda.
Muhasebede çalıştığı yazıyor burada ki bu da ona, Whitehaven'dan yardım alan her kadının adına erişim imkânı sağlıyor.
Aquí dice que trabaja en contabilidad lo cual le daba acceso a los nombres de todas las mujeres que recibieron ayuda de Whitehaven.
Whitehaven'den yardım alan tüm o kadınlar, tıpkı benim gibi...
Todas esas mujeres que Whitehaven había ayudado, eran como yo...