Wilson traduction Espagnol
5,549 traduction parallèle
Bak dostum, Wilsonlar birkaç saat sonra burada olacak.
Mira, hombre, los Wilson se estar aquí en un par de horas.
Wilsonlar birazdan burada olacak.
Los Wilson estarán aquí pronto.
Fletcher Powell, bu mahkeme seni suçlu buluyor - Lucy Wilson'ın katili olmaktan.
Fletcher Powell, este tribunal te declara culpable del homicidio de Lucy Wilson.
Lucy Wilson, bir aydan fazladır kayıp ve öldüğü düşünüldü, - Doğu Yorkshire'de hayatta ve iyi durumda bulundu.
A Lucy Wilson, desaparecida hace más de un mes y presuntamente muerta, la encontraron con vida y bien al este de Yorkshire.
- Artık ailedensin. Lucy Wilson bir aydan fazladır kayıp ve öldüğü düşünüldü...
"Lucy Wilson, desaparecida por un mes y presuntamente muerta...".
Matt Stone, Trey Parker, Matthew Perry, Owen Wilson.
Matt Stone, Trey Parker, Matthew Perry, Owen Wilson.
Owen Wilson ile takıldın mı yoksa onunla ara sıra çalışıyor musun?
¿ Andas con Owen Wilson o trabajas ocasionalmente con Owen Wilson?
Bayan Wilson,
Señora Wilson.
- Şehirde Patrick Wilson gibi gezebilirdim.
Podría ser Patrick Wilson a mi manera por la ciudad. Mejor.
Ben Kaptan Bob Wilson, kısa süre içinde New York'a inişimize başlayacağız.
Este es el Capitán Bob Wilson, vamos a comenzar nuestro descenso hacia Nueva York en breve.
18 Cattis Yolu Pimleco'dan Clarence Wilson?
¿ Usted es Clarence Wilson de 18 Cattis Road, Pimleco?
Başhemşire Wilson. Başhemşire Gould?
¿ Enfermera jefe Wilson, enfermera jefe Gould?
Bayan Wilson? Hm?
¿ Srta. Wilson?
Kardeşim, Lance Corporal Wilson.
Mi hermano, el cabo Wilson.
Elbette bayan Wilson.
- Por supuesto, Srta. Wilson.
Siz Bayan Wilson un gönülüler için çağrısını kaçırdınız.
Te has perdido el llamamiento a voluntarias de la Srta. Wilson.
Babanızı son olarak Wilson Tanning ve Dye davasında görmüştüm.
La última vez que trabajé para su padre fue en el caso de Wilson, Tanning y Dye.
Benim adım Slade Wilson.
Me llamo Slade Wilson.
Ve biz Nicky Wilson'ın küçük kardeşini sırayla öperek pratik yaptığımız zamanı.
Y ahí es donde nos turnábamos para practicar besos con el hermano de Nicky.
- Bobby Wilson'ın hayatının en güzel günü..
- Los mejores días en la vida de Bobby Wilson.
Üzgünüm Bay Wilson.
Lo siento, Sr. Wilson.
Jacob Wilson hızlanmak için biraz daha efor sarfediyor.
Jacob Wilson comienza a meter un poco de presión al frente.
Birkaç tur oldu ve şu an Gary Owens, Jacob Wilson ve Jason önde.
Faltan unas vueltas, Gary Owens, Jason Ian y Jacob Wilson...
Ve şu an Jacob Wilson birinciliğe geçti.
Y Jacob Wilson toma la delantera.
Owen öne geçip Jacob Wilson'u devirdi.
Owens hace un pase, manda a Jacob Wilson a la banquina.
Mesela İsviçreli Wilson Ailesi falan.
Será como... "La familia Wilson suiza" o algo así.
Belediye binası, başkanın en üst ekonomik danışmanı Graham Murray'in genç muhasebeci Paul Wilson'u hem öldürüp hem de yemekten dolayı tutuklanmasından sonra hayret verici biçimde sessiz kaldı.
Ayuntamiento restos hasta ahora en un estado de silencio de asombro después de la detención del alcalde de El máximo asesor económico Graham Murray, tanto para asesinar y comer los restos de una joven contador, Paul Wilson.
Paul Wilson'u yedim.
- Comí Paul Wilson. - De acuerdo.
Paul Wilson intihar etti.
Paul Wilson se suicidó.
Paul Wilson bizzat kendi söyleyebilir.
El mismo Pablo Wilson le puede decir.
Paul Wilson'un hapı içerken kendini çektiği görüntü kaydı varmış içerisinde.
Él dice que no hay material de archivo de Paul Wilson tomar las píldoras.
Paul Wilson intihar etmedi.
Paul Wilson no se suicidó.
- Wilson'nin bütün telefon kayıtlarını inceledim.
- He pasado por todos de registros telefónicos de Wilson.
Bayan Wilson, düşünceleriniz nedir?
La señora Wilson, puedo conseguir una declaración?
- Paul Wilson'u öldürmedin, değil mi?
¿ Cierto? No mataste Paul Wilson, ¿ verdad?
Dr. Murray, Paul Wilson'un önce neresini kesip yediniz?
Dr. Murray, que parte de Paul Wilson has cortado y comer primero?
- Bayan Wilson yakın bir aileydiniz.
La señora Wilson, usted era un familiar cercano. Oh, sí.
Ara verin, Bayan Wilson.
Tome un momento, La señora Wilson.
Adım Paul Matthew Wilson.
Mi nombre es Paul Matthew Wilson.
Görünene göre müvekkilim Paul Wilson cinayetle suçlandığı için davada tamamıyla haklıdır.
Creo que vemos ahora que mi cliente no mató a Paul Wilson, y ya que el cargo es asesinato, Creo que de mi cliente sido completamente vindicada.
Dr. Black, Gordon Finley ve nişanlısı Stacey Wilson.
Doctora Black, este es Gordon Finley y su prometida, Stacey Wilson.
Wilson hastalığının bir bulgusu.
Es el diagnóstico de la enfermedad de Wilson.
Woodrow Wilson üç yıl boyunca demir yollarında aynı şeyi yaptı.
Woodrow Wilson lo hizo con los ferrocarriles durante tres años.
Eleanor Wilson.
Eleanor Wilson.
Eleanor Wilson, babanın cinayeti tek tanığıydı.
Eleanor Wilson es la única testigo del asesinato de tu padre.
Eh, eğer biz onları şaşırtmasaydık onlar da Ellie Wilson'ı kaçırabilirlerdi.
Los sorprendimos antes de que tuvieran la oportunidad de matar a Ellie Wilson.
Ellie Wilson, 19.
Ellie Wilson, 19 años.
Problem değil... yeter ki Ellie Wilson dosyasını gösterin bana.
No hay problema... mientras pueda ver tu expediente de Ellie Wilson.
- Dua et de, Ellie Wilson olmasın.
- Será mejor que no sea Ellie Wilson.
Wilson ve Fisher?
¿ Wilson y Fisher?
Bayan Wilson.
Sra. Wilson.