Yabanî traduction Espagnol
1,376 traduction parallèle
Venüs'ün hayal edilenden çok daha yabanî bir yer olduğu keşfedildi.
Venus resultó ser más extraño de lo que habíamos imaginado.
Yabani otlar da var!
¡ Y hay maleza!
Birkaç ay önce bir çift yabani ördek havuzuma yuva yaptı.
Un par de meses antes dos patos salvajes aterrizaron en mi piscina.
Bilmiyorum, sadece o gezilerinin arasında yabani hayvanların havuzuma gelip küçük yavrular doğurması..
Era un delirio tener a esas criaturas salvajes que vinieron a mi piscina a tener a sus bebitos.
Yabani mantarlar. Yabani mantarlar, Mulder.
Había hongos silvestres.
İçimizdeki hayvanı serbest bırakmak ve yabani bir şekilde yaşamasını sağlamak için.
¡ Para liberar a nuestro animal interno y dejarlo indomable y salvaje!
Belki şu güzel şeyin... birkaç yabani ilahi okumasını istersin.
¿ Tal vez te gustaría que esa bonita mascota que tienes... haga algunos ritos paganos?
Etraftaki yabani midilliler oğlumla oynarlar.
Cerca hay potros salvajes que juegan con mi hijo.
Çok yabani.
Esto es tan exitante.
Yabani patates mi?
¿ Ñame silvestre?
Yabani patates.
Ñame silvestre.
'Yabani otlar...''piyonlar...''süsenler...''kim düştü?
'Hierba salvaje...''peones...''lirios...'
"Aşk kafese kapatılmış ama evcilleşmeyen bir yabani boğa gibidir...".
El amor es como un toro acorralado. Capturado, pero sin domesticar.
"Yabani ağaçlar"
Caen las flores.
"Yabani ağaçlar solmuş çiçeklerini dökmekte"
Caen las flores.
- Yabani otları ayıklatırdın bana.
- Me obligabas a quitar los hierbajos. - No es verdad.
Bazı insanlar karahindiba çiçeğini yabani ot sayar ama ben her zaman yani lâlelerin güzel olduğunu kim söylüyor ki?
Saben, muchos creen que los dientes de león son hierba mala. Pero saben, siempre pensé ¿ quién diablos dijo que los tulipanes eran lindos?
Yabani Barış Muhafızı!
- ¡ Salvaje Pacificadora!
Onun yaptığı yabani tavşan.
Ella hace las liebres.
Yeteneği var, ama umursamaz ve yabani.. Tamam.
Tiene el talento, pero es temerario y alocado.
Size temin ederim, dağınık yabani gruplar sadece.
Salvajes dispersos, le aseguro.
Kralyaprağı, evet, yabani bir ottur.
Sí, es una hierba.
Bir yabani hayvan yolun ortasına çıkmaya karar verirse sanırım yapılacak fazla bir şey olmaz.
No puedes hacer mucho cuando un alce se te interpone. Cierto.
Evet. Ayrıca, bu mevsimde bu kadar büyük bir yabani hayvanın buralara kadar inmesi gerçekten çok garip. Sanırım bunların anlamı açık.
Y, fuera de temporada... es suerte tremenda hallar un alce de tal tamaño.
Yabani olanları gözden uzak tut.
Que no vean a los salvajes.
Bu yabani bezelyenin kökleri yavrunun tanıyacağı düzinelerce bitkiden biri.
La raíz de esta arveja silvestre es una entre docenas de diferentes plantas que los oseznos llegan a conocer.
Yabani kızım.
Mi chica salvaje.
Favorilerimizden olan, çikolata ve vanilya dışında bu hafta çilek ve yabani kiraz ve mandalinimiz var.
Además de nuestros favoritos, chocolate y vainilla esta semana tenemos fresa, cereza y naranja mandarina.
Aslında yabani ot.
No la llamaría planta, es hierba.
10 ölçü pudra şekeri alın ekstra kalite. Bir kimya setinden güherçile eczanenizden yabani ot ilacı. Arzuya göre deokside edin.
10 partes de azúcar extra fina salitre de un juego de química herbicida de la farmacia local.
Bu elbiseyi çıkarıp yabanî hayata döneceğim.
Guardaré este... disfraz... y retornaré a la vida silvestre.
Bu bir yabani ata yazılmış olmalı.
Esa es "Mustang Sally". Casi. Es un caballo.
Bunun yanına ravioli iyi gider, içine boletus, trüf, yabani mantar ya da chanterelle mantarı koyabilirsiniz.
De guarnición, no hay nada como los ravioli con hongos de Burdeos, trufas y setas del bosque, o rebozuelos, según la estación.
eğer ona bir yuva verirsen tatlım, yabani çiçeklere koşar kraliçe için nektarı toplar.
podrias hacerme un hueco, cariño. ellos pululan por flores salvajes consiguen el néctar para la reina.
Benim bahçemi istila edecek. Yabani ot gibi büyür.
Pero va a invadirme el jardín, eso crece como el diente de perro.
Yabani ot?
¿ Perro?
Bakalım... "Hatıra," "Sefalet"... "Yabani Nane"
Memoria... mendigo... menta... o hierbabuena silvestre.
Ya da binlerce yabani, arkadaş ve akrabaları.
O miles de fieros muchachos hippies, amigos y parientes
Yabani otların bir üst seviyesidir.
Deben de ser al menos... Mil.
Ayrıca çakallar, yabani köpekler ve satanistler.
Aunque también los coyotes y perros salvajes y satanistas
Gregory'nin yabani mantarları toplamasını hiç sevmezdi.
Un lunático conservador. No como Gregory para recoger todos los hongos silvestres.
Yabani mantarlarla ilgili bilgisi olan kimseyi tanıyor musunuz?
¿ Conoce a alguien con conocimiento sobre los hongos silvestres?
Çok yabani bir adam.
Ese es un salvaje.
Yabani çiçeklerin kayalıklarda, az su ile daha iyi çiçek açtığına inanırdı.
Ella creía que las flores silvestres florecen mejor entre las rocas, con poca agua.
Yabani incirler favori yiyecektir :
Los higos silvestres son sus favoritos :
Ağaçlar yabani ve tehlikeli oldular.
Los árboles se han vuelto salvajes y peligrosos.
Yabani bi ota denk gelmiş olmalı.
Se debe haber enredado.
- Evet, ama bazen yabani otlar çimentoda ki çatlaklar arasında büyür.
Sí, pero, a veces la hiedra crece entre las grietas del cemento.
- Yabani yemişlere ne dersiniz?
- ¿ Y una de palos y grosellas?
Şafak sökmeden önce vadi boyunca at sürdüğümde güneşin doğup yüzümü ısıttığı ve bütün yabani çiçek filizlerinin açmaya başladığında hissettiğim aynı duygu.
Es el mismo sentimiento cuando me paseo través de la pradera antes del amanecer Y sale el sol y calienta mi cara Y todos los capullos de flores silvestres comienzan a abrirse.
Biraz yabani büyümüş.
Creció desatendido.