English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yamyamlar

Yamyamlar traduction Espagnol

182 traduction parallèle
Yamyamlar.
Caníbales.
Ormandaki bütün aslanlar, kaplanlar... yılanlar, timsahlar ve yamyamlar dikkatli olun.
Y cuidado, leones, tigres, serpientes, cocodrilos y caníbales de la selva.
Yamyamlar.
Parásitos.
Güney Denizlerinde yamyamlar tarafından yenmişti.
Se lo comieron los caníbales en los Mares del Sur.
Afrika'da yamyamlar varmış ama, hiç kimse insan eti yemesi için oğlumun aklını çelemeyecek.
Hay caníbales allí, pero mi hijo no comerá carne humana.
Haydi çıkın karşıma sizi yarım akıllı yamyamlar!
¡ Venid aquí, pandilla de estúpidos caníbales!
Yamyamların korkunç törenini görünce dehşete kapıldım.
Toda la noche observé, horrorizado, a los caníbales y su espantoso espectáculo.
Yamyamlar sabahtan önce benim için buraya gelemeseler bile, o burdaydı.
Si los caníbales no vienen a por mí durante la noche, él podría hacerlo.
Çok şükür, yamyamlar gitmişlerdi. Kayıp kurbanını fazla aramadan.
Los caníbales se han ido, por suerte para mí, sin apenas buscar a sus compañeros desaparecidos.
Buradan su almaya karar verdiler, yamyamları öldürünce de bizi burada bırakmak istediler.
Arribaron aquí para aprovisionarse de agua y abandonarnos cuando sorprendieron y mataron a los salvajes.
Ayrıca bilgi olarak söylemeliyim ki, yamyamlar ara sıra, bu adayı ziyaret ederler.
Información, también, sobre los salvajes que, en ocasiones, visitan la isla.
Yamyamları da unutma.
No olvides que son caníbales.
Yamyamların unut.
Es un cuento.
Bu yamyamları gemiden indirin.
¡ Saque a estos caníbales de este buque! ¡ Sáquelos a todos!
- Yamyamlar.
Caníbales.
Bütün bu adacıklar, yamyamlar tarafından kuşatılmış.
Todo este grupo de islas está plagado de caníbales.
Şu yamyamlar var ya, çiğnemeden yutuveriyorlar.
Estos caníbales tragan sin masticar.
Ama yamyamlar yoldaysalar yakında gelirler.
Pero si los zulúes se fueran enseguida de Isandhlwana, podrían estar aquí ahora mismo.
Yamyamların arasında mıyız?
Entre caníbales.
Yaşasın yamyamlar!
¡ Heil caníbales!
Medeniyetten eser yok! Yamyamlar!
¡ Caníbales!
Yamyamlar bile bunlardan daha iyidir.
No, los caníbales al menos les gusta algo de los hombres.
Bizimle ilgili bir sürü güzel şey söyledi katiller, vahşiler, yamyamlar gibi.
Ellos dijeron algunas cosas malas sobre nosotros... Los gángsteres, los asesinos, los salvajes...
Böyle bir ıstırabı tatmamızın sebebi,..... onlara taktığı adla, o yamyamlar mı?
Por eso vinieron los "caníbales", como él les llamaba... ¿ Por eso sufrimos tanto?
Yamyamlar.
Antropófago.
Etrafta yamyamların olduğunu anlamamız o kadar sinir bozucu oldu ki ürkütücü yerden aceleyle ayrıldık.
Descubrir que allí vivían salvajes antropófagos nos trastornó de tal forma que nos fuimos rápidamente de allí.
Yamyamlar... Kuru'lar...
Caníbales...
Sizden bahsediyorum Sizi yamyamlar
Sí. Os lo digo a todos
Hâlâ taş devrindeki yamyamlar gibi yaşayan insanlar var dünya üzerinde acımasız, düşmanca ve çevreden yalıtılmış geçerli olan kanunun güçlü olanın ve ayak uydurabilenin hayatta kaldığı bir dünya.
Aun hay gente viviendo en la edad de piedra y practicando canibalismo. Aislados en un brutal medio ambiente. Donde prevalece la ley del más fuerte...
Merak ediyorum gerçek yamyamlar kim?
Me pregunto, quienes son realmente los caníbales.
Sizi yamyamlar!
¡ Caníbales!
Mike'ın yamyamlar hakkında anlattığı şeylerin hiç biri gerçek değil.
Ninguna de las historias que Mike contó sobre los caníbales es verdad.
Peki ya yamyamlar...
Pero entonces, los caníbales...?
Yamyamlar!
¡ Caníbales!
Yamyamlar da misyoneri yemeden önce... böyle söyler.
Sí, también es lo que le dijo el caníbal al misionero... justo antes de comérselo.
Yamyamları gördük.
Vimos a la Gente Feroz.
Yamyamlar seni yakalayacak.
Te atrapará la Gente Feroz.
Yamyamların eviydi.
Éste era el hogar de la Gente Feroz.
Seni adam edeceğim Şaban! Kongo'daki bütün yamyamların çüklerinin küçülmesini beklemem gerekse de!
¡ Voy a motivarte, Patoso... aunque sea más difícil que encogérsela a los caníbales del Congo!
Yamyamlar.
- Caníbales.
Ufak yamyamlar onun her tarafındaymış.
Esas pequeñas caníbales estaban encima de él.
Burunlarındaki kemiklerle yamyamlar antilopların boğazını parçalayan aslanlar ve bir sürü fevkalade sesler mesela Limpopo Zambezi Mombasa Tanganyika.
Caníbales con huesos atravesando su nariz leones desgarrando la garganta de antílopes y un montón de palabras increíbles... Zambezi. Mombasa.
- Yamyamlar. - Evet.
- Caníbales.
Az daha yamyamlar tarafından yenecekti.
Casi fue devorada por los caníbales.
Gerçekten de yamyamlar gibi davrandık.
Realmente nos comportábamos como canibales.
Birbirlerini yiyen yamyamları Anthropophagi'yi ve başları omuzlarının altından çıkan insanları.
Hablé de los crueles antropófagos que fieros se comen unos a otros y de seres cuyas cabezas bajo el hombro nacen.
Yamyamlar!
"¡ Caníbales!"
Yukarıda yamyamlar mı kalıyor?
¿ Qué tienes ahí arriba, caníbales?
Yamyamlar.
La Gente Feroz.
Yamyamlar gelmeden önce yaşadığımız yer.
Ahí vivíamos antes de que llegara la Gente Feroz.
Yamyamlar şafaktan önce geldiler.
Los Feroces vinieron antes del amanecer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]