Yapmam gereken bir iş var traduction Espagnol
406 traduction parallèle
Yapmam gereken bir iş var.
Tengo que hacer una cosa.
Benim de yapmam gereken bir iş var.
También tengo una misión.
Yapmam gereken bir iş var.
- Debo hacer una cosa.
Yapmam gereken bir iş var.
Tengo que hacer ese trabajo.
Ama söyledim ya, yapmam gereken bir iş var... - Benim de.
- Oye hace mucho tiempo...
Yapmam gereken bir iş var.
Tengo trabajo que hacer.
- Şef için yapmam gereken bir iş var.
- El jefe tiene un trabajo para mí.
Bakın, bayım, benim yapmam gereken bir iş var ve siz de bana engel oluyorsunuz.
Mira, tengo un trabajo que hacer y me estás estorbando.
Yapmam gereken bir iş var.
Tengo un trabajo que hacer.
Beni iyi dinle Gus. Yapmam gereken bir iş var. - Benim de yapmam gereken bir iş var.
Escucha, acabo de hacer mi trabajo y lo haré con o sin ti.
Yapmam gereken bir iş var, o da sizi sağ salim Berlin'e götürmek.
Mi trabajo consiste en llevaros hasta Berlín vivos.
Şimdi izin verirseniz, yapmam gereken bir iş var.
hay algo que debo hacer.
Yapmam gereken bir iş var.
Hay algo que debo de hacer.
Tanrım, yapmam gereken bir iş var da.
Vaya, porque tengo que hacer otra cosa.
Yapmam gereken bir iş var.
¡ Tenemos una misión que cumplir!
Yapmam gereken bir iş var.
Estoy ocupado
Fakat burada yapmam gereken bir iş var. Açıkçası bana engel oluyorsunuz.
Francamente, me está molestando.
- Yapmam gereken bir iş var.
Tengo que hacer algo.
Yapmam gereken bir iş var.
Debo hacer algo.
Belki de, ama bunun yanında yapmam gereken bir sürü iş var.
En cierto modo, aunque tengo mucho trabajo por hacer.
Yapmamız gereken bir iş var.
Tenemos asuntos que tratar.
Çok sık yapmamız gereken bir iş var. Yemek pişirmek.
Si algo tendremos bastante será de comida casera.
Yarın yapmam gereken ufak bir iş var- -
Hay un asunto que tengo que resolver mañana mismo.
Hey, Costa. Yapmamız gereken pis bir iş var.
Tenemos otro pequeño trabajo feo que hacer aquí.
Yapmamız gereken bir iş var.
Es nuestro deber.
Genç bayan, size tekrar anımsatırım ki, yapmamız gereken bir iş var.
Señorita, me gustaría recordarle una vez más que tenemos un trabajo que hacer.
Yapmam gereken önemli bir iş var, Danny, ama sır olarak kalmalı.
Tengo algo muy importante que hacer Danny, pero es un secreto.
Öncelikle yapmam gereken bir kaç ufak iş var.
Primero debo hacer unas cositas.
Yapmam gereken bir iş daha var.
Hay una cosa mas que tengo que hacer.
Yani yapmam gereken pis bir iş var.
Quiere que haga un trabajo sucio.
- Yapmam gereken çok büyük bir iş anlaşması var ve artık sizin komik şüphelerinin dinleyemem.
Tengo mucho trabajo y no puedo seguir tolerando sus sospechas.
Çok isterdim Pamela ancak otelde yapmam gereken bir sürü iş var.
Me gustaría, pero debo encargarme de tantas cosas.
Gitsem iyi olacak. Yapmam gereken bir sürü iş var.
Bueno, me voy, tengo mucho que hacer.
Evlat yapmamız gereken pis bir iş var ama tamamlayacağız.
Hijo tenemos algo muy desagradable que hacer pero hay que hacerlo de todos modos.
Gitmeliyim fakat önce Pinewood'da yapmam gereken önemli bir iş var.
Debo seguir pero antes debo hacer algo importante en Pinewood.
Yarınki toplantıdan önce yapmam gereken bir sürü iş var.
Tengo mucho trabajo para la junta de mañana.
Yapmamız gereken bir iş var.
La verdad es que me encantaría saber para qué quiere al niño.
Yapmam gereken bir iş var.
Apártate muchacho, tengo que entrar en acción.
Senin iyiliğin için avukatıma danışacağım. Ama önce yapmam gereken bir şey var : Yaptığın iş için sana ödeme yapıyorum.
Por tu bien voy a ir a ver al abogado... pero antes cumpliré con mi deber ;... te pago por el trabajo que has realizado,
Yapmam gereken bir iş daha var
Hay algo que aun no he hecho.
Benim yapmam gereken bir iki iş var.
Escucha, tengo algunas mejoras que hacer. Gracias por visitarnos.
Yapmamız gereken bir iş var.
Tenemos trabajo que hacer.
Çocuklar, Willerton'da yapmamız gereken büyük bir iş var.
Tengo entre manos un gran negocio en Willerton.
Yapmam gereken bir sürü iş var.
Tengo que acabar con estos papeles.
İzin verirsen, arka bahçede yapmam gereken küçük bir iş var.
Con permiso, que tengo que ir a trabajar en el patio.
Yapmam gereken bir sürü iş var.
Tengo un montón de trabajo con esto para ponerme al día.
Yapmamız gereken bir iş var.
Tienes que hacer una cosa.
Sonra anlatsam olur mu? - Yapmam gereken bir sürü iş var.
Tengo muchas cosas que hacer.
Benjamin, yapmamız gereken bir jilyon iş var.
Tenemos trillones de cosas que hacer.
Muayenehanede yapmam gereken bir yığın iş var, seninle sabah görüşürüz, Holmes.
Tengo un montón de trabajo que hacer en el consultorio, Holmes así que le veré por la mañana. Hasta mañana, pues.
Yapmamız gereken bir iş var.
Tenemos trabajo por hacer.