Yapmışsın traduction Espagnol
3,477 traduction parallèle
Bu tarafı bitirin. Bir kat daha lazım buraya. İyi yapmışsın.
Sólo termina esta parte, y necesitamos una capa más, y eres bueno para hacerlo.
Sen yapmışsın!
¡ Fuiste tú!
Bu hafta sonu, benim planladığım, tanımadığım insanlarla benim adıma yeniden plan yapmışsın.
Solo me quedaba este fin de semana. y has sobrecargado mi descanso para quedar con gente que ni siquiera me gusta.
Tamam, fazla servis yapmışsınız ona.
Bien, creo que tuviste mucho.
Belki heyecan için yapmışsınızdır.
Tal vez lo haga por la emoción.
Yağmura yakalandık. Hayatım, alışveriş yapmışsın.
Querida, fuiste a comprar.
Ted, bebekler için yüzme kursundayız ve belli ki şu lolipop kutusunun isim haklarını almak için uç bir şey yapmışsın. Ted Mosby
Ted, estamos en clase de natación para bebés, y claramente lo has llevado al extremo... para tener los derechos de nombre de ese bote de piruletas.
Çok cesaret isteyen bir şey yapmışsın.
Hiciste algo valiente.
Vavv, bunu gerçekten sırıl sıklam yapmışsın.
De verdad que empapaste esa cosa.
- Bana yapmışsın gibi geliyor, Zoe.
Bueno, pues parece que sí, Zoe.
Siz ve Edmund iş ortaklığı yapmışsınız.
Edmund y tu eráis socios.
Anlıyorum. Akıllı bir seçim yapmışsın Michelangelo.
Tomaste una sabia decisión, Michelangelo.
Tüm fedakarlıkları sen yapmışsın.
Hiciste todos los sacrificios.
Sonra çatıya saklayıp gecenin bir yarısında banyoya kurarız sonra da sen bunları bizden izinsiz yapmışsın gibi davranırız.
Entonces podemos esconderla en el tejado y la instalamos en medio de la noche, y entonces podemos fingir que lo hiciste sin nuestro permiso.
- İyi yapmışsın. Onun için endişelenmene gerek yok.
Pero no tienes que preocuparte por Puppet.
İyi yapmışsınız.
- Hicieron bien. - ¿ Dónde ocurrió esto?
Vay be, hayran yapmışsın.
Dios mío, tienes un fan.
Binanızın maketini yapmışsınız. - Hayır. - Niye?
- Construyó un modelo de su edificio.
O zaman doğru seçimi yapmışsın.
Entonces has tomado la decisión correcta.
Öncelikle yanlış bir çıkarım yapmışsınız.
han dado por sentado algo incorrecto.
Çok başvuru yapmışsın.
Usted tiene una gran cantidad de presentaciones.
Teşekkürler, çok iyi yapmışsın.
Gracias. Eso es genial.
Burayı güzel yapmışsın.
Me gusta lo que hiciste con el lugar.
Muhtemelen biraz bench press yapmışsın.
Probablemente presionas un poco.
Gerçekten güzel yapmışsın.
Lo has hecho muy bien allí.
Beni güzel yapmışsın.
Me hiciste hermosa.
- Çok iyi yapmışsın dostum.
- Si, buen trabajo, compañero.
Rahip "Harika bir şey yapmışsın evladım" "günah çıkartmana gerek yok" der.
El sacerdote dice : "Eso que hiciste es maravilloso, hijo mío" "No hay necesidad de confesarte"
Rahip diyor ki, " Çok doğru yapmışsın evladım.
El sacerdote dice : " Bueno, eso algo maravilloso lo que hiciste, hijo mío.
Galiba ödevini yapmışsın, ha?
Supongo que hizo su tarea, ¿ eh?
"Yeniden doğmadan önce" babam için birkaç iş yapmışsın.
Hiciste unos trabajos para mi papá antes de "volver a nacer".
İyi yapmışsın.
Estuviste bien.
Araştırmanı yapmışsın, değil mi?
Ha investigado, ¿ no?
Burayı çok güzel yapmışsın.
Me encanta como has decorado este lugar.
Seçimi o kadar güzel yapmışsınız ki, birbirlerini çok güzel tamamlıyor. "
Sus selecciones fluyen como una sola obra ".
Şehirde bir konuşma yapmışsınız. Umarım televizyonda izleriz.
Se habla mucho de usted últimamente, esperaba verle en la tele.
Görüyorum ki gece çocuklar gibi yaramazlık yapmışsınız.
veo que han sido unos chicos malos por la noche.
Hayret bir şey, onca tesisiniz var ve böyle boktan bir şey yapmışsınız.
Todas estas instalaciones y hacen una porquería como esta.
Ah, görünüşe göre bunu zaten yapmışsın.
Parece que ya te la has roto.
Resmen uskumru kılçığını yapmışsın burada, harika duruyor.
Este es tu diseño, inspirado en las espinas de caballa.
Kendine iyi hekimlik yapmışsın.
Serías una buena hakim.
Evet, sanırım yapabileceğinizin en iyisini yapmışsınız, madam.
Oui, creo que ha logrado usted el acuerdo más prudente, madame.
Madam, anladığımız kadarıyla, dün gece yemekten önce Bay Paynter ile özel bir görüşme yapmışsınız?
Madame, entendemos que antes de la cena de anoche usted y monsieur Paynter conversaron en privado.
Bir kaçamak yapmışsın.
Hiciste trampa!
Yumurtaları harika yapmışsın.
Sacaste lo mejor de estos huevos.
Teğmen Lawson... Görüntü doğrulaması yapmışsınız.
Teniente Lawson, entiendo que hicieron una Identificación Visual
Çok iyi yapmışsın. Harikasın, süper olmuş!
¡ Es muy bueno!
Yanlış bir şey mi yapmışsın?
¿ Qué? ¿ Hiciste algo mal?
Bana çok büyük iyilik yapmışsın gibi davranma.
Sé exactamente lo que querías, pervertido.
- Alıştırma yapmışsın.
- Estás entrenando.
Sen de biri donuna kakasını yapmış da sen onu banka soygununda yüzüne takmışsın gibi görünüyorsun.
Pareces una persona que se hizo caca en sus calzoncillos, y los usaste como máscara para robar un banco.