Yaratıcı traduction Espagnol
6,664 traduction parallèle
- O zaman biraz yaratıcılığını konuştur.
- Sé más creativo.
Şimdi, bugünkü Sanat Gezisinde "Voulez" nin elçisi olarak eve gidip daha yaratıcı bir şeyler giymem gerekir.
Así que, como emisario de Voulez en el Art Walk de hoy tengo que ir a casa e idear algo más creativo.
Senin yaratıcı bir işin yok.
Tú no tienes un trabajo creativo.
Açık mikrofon yaratıcı deneyimlerin güvenilir sahası olmalı sürekli "deli hatun yaa!" diye bağırılan yer değil.
Lo del micro abierto se supone que es un lugar seguro para expresarse, no un ligar para gritar todo el tiempo "¡ Las zorras están locas!"
Başka yerden telafi edebiliriz. Biraz yaratıcı oluruz.
Sí, pero podemos hacerlo de otras maneras, podemos ser creativos.
Bu silahların yaratıcısına çevrilmesine eşlik eden herkes için kendim, nakliyat hattım etkili bir iaşe subayı olacağız.
A todos aquellos a quienes les encantaría ver esta artillería volviéndose en contra de su creador, de mí, de mi compañía naviera, debemos demostrarles su evidente subordinación.
Bir fahişeyi radyoda konuşması için işe almak çok yaratıcıymış.
Contratar a una prostituta para hablar en la radio es muy creativo.
Yaratıcılık misyonumuzu verimsizleştirdiğini düşünüyoruz o yüzden sana şöyle söyleyeyim...
Nos parece contraproducente para nuestra misión creadora. En vez de eso, déjame decir :
Sıradan şeyleri harika gösterme konusunda çok yaratıcısın.
¡ Tienes una forma de ver las cosas que es deliciosamente fresca!
Yapmak istediğim şey, onları bir bütün haline getirecek doğal, güzel ve toksik olmayan baloncuklar yapan yaratıcı varlıklar olmalarına müsaade eden türden bir şey.
Lo que yo quiero es algo que una a los niños como si fuesen solo uno y que les permita ser los seres creativos que son por naturaleza, a través de hacer preciosas y no tóxicas pompas de jabón...
Sen ortama uyum sağlayan, akıllı, yaratıcı bir insansın.
Eres resistente e inteligente y creativa y determinada.
İki çocuğumuz olacak. Öyle yaratıcı olacaklar ki adlarını kendileri koyacaklar.
Dos pequeños niños que son tan creativos que se han asignado un nombre ellos solos.
Seni görünmez kılacak ve böylece Yaratıcı bizi bulabilecek.
Te hará invisible, así el Creador podrá encontrarnos.
Çocuklarımıza evrenin ve hepimizin yaratıcısı olan Tanrı'nın onları ne kadar çok sevdiğini anlattığım ve senin bana saygısızca yargılayıcı tavırlarla bakacağın güne kadar. O yüzden bunu yok sayamam.
Hasta que pienso en cuando les diga a nuestros hijos lo muchísimo que les quiere el creador del universo, quien los ha hecho a ellos, y solo puedo verte ahí de pie, juzgando y siendo despectivo, y no puedo dejarlo pasar.
Bunu sana söylemeden önce bu çöplükte çok uzun süre kaldık, bunu anlaman gerekiyor. Tek kurtuluş yolumuz yaratıcı olmaktı.
Antes que te diga sobre eso... debes entender que ya estábamos tan en el fondo del hoyo... que la única manera de salir era siendo creativa.
Burada olmamın diğer sebebi artık onlarla değilim. Yaratıcılık farklılıkları.
La otra razón por la que estoy aquí... y ya no con ellos... diferencias creativas...
Yaratıcılığının doruk noktası.
Realmente es el apogeo de tu creatividad.
Kuzey Işıkları etkiliydi ancak yaratıcısının etik değerleri yüzünden bu durumlara düştü.
Northern Lights era efectivo pero estaba comprometido por la ética de su creador.
Rachel... Biz Yenilikçi Yaratıcı Sanatçılar olarak seninle çalışacağımız için çok heyecanlıyız.
Rachel... en Artistas Creativos Intercontinentales estamos muy emocionados de trabajar para ti.
İnanılmaz yaratıcı ve üretken bir dönemdeydi.
Tuvo un período increíblemente creativo y productivo. Tú también puedes tenerlo.
Bu muhtemelen Martin'in en yaratıcı efsanesi.
Esta posiblemente sea la mejor identidad y la que mejor resultados ha dado a Martin.
Bu yaratıcı düşüncen için, çok teşekkür ederim, ama... Bir düşüneyim olur mu?
Mira, gracias por... pensar creativamente, pero... déjame pensarlo, ¿ de acuerdo?
- Yaratıcılığın her halini takdir ederim.
Bueno, aprecio la creatividad en cualquier forma.
Belki de yaklaşımımı biraz daha yaratıcı hale getirmeliyim.
Quizá tenía que usar un acercamiento más creativo.
Bu birinin yaratıcısına gösterebileceği en büyük saygıdır.
Esto es el mayor respeto que uno puede pagar a su creador.
- Daha yaratıcı olmalısın.
Solo tienes que ser creativo.
Hoşuna gitmemesinin sebebi yaratıcı ekibin icraatı olmaması olmasın?
¿ No crees que eso es porque nuestra creatividad es invisible en este momento?
Bu ajans yaratıcı kişilere çok bağlanmış
Esta agencia es demasiado dependiente en las personalidades creativas.
Müşterilerimize geleceği düşündüğümüz izlenimini vermeliyiz esprili yaratıcılığı değil.
Tenemos que decir a nuestros clientes que estamos pensando en el futuro, "hijinks" no creativas.
Yaratıcı ekip salonunda herhangi bir kişisel eşyanız varsa lütfen onları hemen alın.
Si tienen cualquier objeto personal en la sala de creativos, por favor retírenlo inmediatamente.
- Don bir ortak ve yaratıcı direktörümüz.
Don es, un socio y nuestro director creativo.
Yaratıcı direktörün Lou olduğunu sanıyordum.
Pensaba que Lou era nuestro director creativo.
Burada büyük bir yaratıcılık krizi baş gösterdi ve biz de seni oyuna bu yüzden aldık sanıyorsun. Ama gerçek şu ki, burada işler gayet yolunda gidiyor.
Pensabas que iba a haber una gran crisis creativa y que te íbamos a sacar del banquillo, pero de hecho, nos ha ido muy bien.
İntikam konusunda çok yaratıcı olabiliyor.
Puede ser bastante creativo con venganza.
Sen oldukça yaratıcı bir katilsindir. Bunun bir yolu olmalı.
Eres una asesina muy imaginativa.
- Bu muhtemelen Martin'in en yaratıcı efsanesi. - Dante Auerbach.
Esta es la leyenda más productiva de Martin.
Belli ki yaratıcı insanlarsınız.
Obviamente ustedes son personas creativas.
Acaba her şeyi hesaba kattılar mı? Çünkü para işleriyle uğraşanlar yaratıcı düşünmez.
Me pregunto si han pensado bien todo esto, porque "los que ponen la pasta" no piensan creativamente y...
Bu fikirde her şeyi çocukların bakış açısından görmek daha yaratıcı olur bence.
¿ Sabes? , he estado dándole vueltas a la idea de verlo todo desde la perspectiva de los niños.
- Yaratıcı çocuk işte.
Solo está siendo creativa...
Yaratıcılık açısından idare ederdi ama ekonomik olarak felaket oldu.
Fue muy divertido, pero un desastre financiero.
Holden yaratıcı adammış. Hakkını vereyim.
Holden es creativo.
Diğer yarısında, resimler karşısında kendi yaratıcı tepkilerinizi üretmeniz ve bu resimleri günümüzle nasıl ilişkilendireceğinizi keşfetmeniz gerekir.
La otra mitad, es encontrar tu propia respuesta creativa a las pinturas, encontrar maneras en que estas pinturas tienen una relevancia para ti hoy.
- Bundan daha yaratıcı olursun sanmıştım.
Pensaba que eras más creativo que eso.
Adım Ben Queen. Dizinin yaratıcısı benim. Ve bu da...
Soy Ben Queen ; el creador del show, y estos son...
Güneş ufka doğru battığında ve yaratıklar gece uçusuna çıktığında buraya dön.
Regresa a este punto cuando el sol se ponga en el horizonte y las criaturas de la noche salgan a volar.
Bazı insanlarda sosyal refleks yitimi yaratıcılığı ortaya çıkarır ki...
Para algunas personas, la desinhibición desenmascara la creatividad que... antes estaba atrofiada, lo que explicaría su habilidad artística súbita
Dolayısıyla iki Kraliyet Muhafızı, Pitou'nun Dr. Blythe'ını kullanarak Palm'ın beynindeki anılarla duyguları birleştiren bağı kesmeye karar verdiler. Cheetu ve Leol'ü yaratırken yapılan deneyler göstermişti ki daha fazla anısını koruyan denekler kozalarından daha çabuk çıkıyorlardı.
los dos Guardias Reales decidieron usar el Dr. Blythe de Pitou para destruir la conexión entre los recuerdos y las emociones de Palm. emergían de sus capullos más rápido.
- Hangi yaratıcı ekip bu işin üzerinde?
¿ Qué equipo creativo está en ello?
Yaratılıcılığa inanmıyor çünkü nasıl yapıldığını bilmiyor.
No cree en la creatividad porque él no la tiene.
Her geçen gün, Bu akıllı küçük yaratık büyüdükçe yoluna çıkan tehlikelerle başa çıkabilmek için daha da akıllanır.
Cada día que pase, esta pequeña y astuta criatura irá aprendiendo a sortear los peligros que la selva le tenga reservados.