Yasal traduction Espagnol
10,381 traduction parallèle
Ön talimat olmadan yasal bağlayıcılığı yok.
Sin una directiva anticipada, no es legalmente vinculante.
Kyle bu elektronik aletleri yasal yollardan satıyormuş yani.
Kyle estaba vendiendo estos aparatos electrónicos legalmente.
Ama ilk olarak, tek kelime konuşmadan önce Dr. Ward'un koruyucu gözaltı ve yasal dokunulmazlık aldığını gösteren yazılı bir garantiye ihtiyacı var.
Pero primero, necesito garantía por escrito de que el Dr. Ward recibirá tanto custodia protegida como inmunidad legal antes de que diga una palabra.
Ama yasal.
Pero es legal.
Birileri tüm yasal dökümanları yok etmeye çalışıyordu, ama tanıklar vardı.
- ¿ Cómo sabe esto? Alguien intentó borrar todo vestigio legal, pero hubo testigos.
Bu yasal ilimsel bir araştırmaydı.
Fue una investigación científica legítima.
Yaptığın şey yasal değildi. Ben işimi yaptım.
Lo que estabas haciendo era ilegal... hice mi trabajo.
Yasal olarak satın alma izni olmayan kişilerin yerine silah alanlara.
Personas que compran armas para otras personas... que legalmente no pueden comprar.
Alfredo Montez. Şartlı tahliye edilmiş bir uyuşturucu satıcısı. Bilgisayar uzmanlığı gibi yasal bir iş yapıyormuş.
Alfredo Montez... narcotraficante en libertad condicional... reconvertido en un "legítimo" consultor de informática.
İşleri çok iyi gidiyor. Üstelik hepsi yasal gibi görünüyor.
Y que se está forrando con ello, pero todo parece legítimo.
Yasal bir anlaşmaya ihtiyacımız yok.
No necesitamos ningún acuerdo de legalidad dudosa.
Hiç yasal velayetin iptalini duymuş muydun?
¿ Alguna vez has pensado en estar legalmente emancipada?
Yasal haklarını ailesinden almaya çalışıyor.
Ella está pensando en emanciparse.
Aman Tanrım. O yasal.
Dios mío.
O Hanna'nın yasal arkadaşıydı ve onu arabayla kazaya sürükledi.
Era la mejor amiga de Hanna, y aun así la atropelló con un coche.
Ya yasal durumun ne olacak?
¿ Qué hay de tu situación legal?
Yasal olmayan aramalar yapmadın mı?
¿ Hacer una búsqueda ilegal?
Bizi burada tutmak için yasal yetkiniz yok.
No tiene autoridad legal para retenernos aquí.
- Yasal evrakınız var mı? Mahkeme celbi? Eğer yoksa görüntüleri veremem.
Necesita un documento legal. ¿ Una orden?
Tüm bu suç imparatorluğu, yasal şehvetin hırsından doğmuş.
Todo este imperio criminal nace de una torcida lujuria prohibida.
Anne, paylaşması gerekmiyor mu? Bu yasal mı ki?
- ¿ No tiene que compartirlo?
Bak, beni hiç tanımadığını biliyorum ama önümüzdeki haftalarda yasal işlerle boğulacaksın. Avukatlarla, vasiyetlerle. Yardımcı olabilirsem, ikinci bir görüş vermek için ya da sadece konuşmak için harika kahve yaparım ve çok iyi kanuni dava özeti hazırlarım.
Sé que no me conoces por Adam, pero supongo que en las próximas semanas vas a tener un montón de papeleo legal y abogados y el testamento y fideicomisos, y si puedo ayudarte... o ser una segunda opinión, o alguien con quien hablar.
Yasal vasin artık teyzen.
Tu tutora legal es ahora tu tía.
Yasal vasinizin salınmanıza karşı olduğunu biliyor musunuz?
¿ Sabe que su tutora legal está en contra de su liberación?
Mahkumlara hakları konusunda tavsiye veren ve yasal sorunlarını cevaplayan bir müdafaa grubu için çalışıyor.
Trabaja para un grupo que asesora a los reclusos de sus derechos, responde a preguntas legales.
Yasal olarak.
Legalmente.
Ancak Yönetim Islah Grubunun bir çalışanı olarak yasal açıdan şirketin önceliğini düşünmek zorundayım.
Pero como funcionario del Grupo de Administración Correccional, estoy legalmente obligado a poner primero a la compañía.
Eh, yasal bir dayanağı olmadan hiçbir şey yapamaz.
Bueno, no puede hacer nada sin una base legal.
Yasadışı olmasalar da tam olarak yasal olmuş olmuyorlar. - Sanıyorum anlamışsınızdır.
Puede que no sean ilegales, pero... eso tampoco las convierte en legales, si sabes a lo que me refiero.
Silahlar, kelepçeler, yasal hakların okunması. Bunlar insanları korkutuyor ve sorunları aktifleşiyor.
Asustaron a la gente con las armas... y activaron sus problemas.
Yasal süreçten daha yavaş bir şey olamaz.
Nada más lento que el procedimiento legal.
Peki ya bunu durdurmak için yasal bir yol bulsak? Yavaşlatmak için.
¿ Y si pudiéramos encontrar una forma legal de detenerlo, de desacelerarlo?
Mesele şu ki ; onu araman yasal değildi.
Pero el punto es, tu llamada fue ilegal.
Kendine ait bir projeye yatırım yapmak yasal değildir.
Es ilegal si estás invirtiendo en el mismo proyecto.
Affedersin. Beni aşan bazı yasal meselelerle uğraşıyordum da...
Lo siento, yo estaba solo, atendiendo a alguien, algunos... asuntos legales más allá de mi control, eh...
- Los Angeles'da, yasal yetki alanının dışında bir dava soruşturdun.
En Los Ángeles, investigó un caso - fuera de su jurisdicción.
Holtzman da evin yasal sahibi olarak görünüyormuş.
Holtzman consta como el único administrador.
Adamın yasal olduğunu,
¿ Cómo sabemos si es de fiar,
Bilmiyordum... Yaptığımızın yasal olmadığını.
"No sabía"... qué lo que hacíamos era... "ilegal".
O ortaya çıktığında SOC ve Baker hakkında yasal işlem yapılacaktır.
Cuando se presente, SOC y Baker serán procesados.
Çocuğumu iyi bir papaz tarafından işletilen güzel bir kampa göndermek istiyorsam yasal olarak bunu yapmaya hakkım var ve sizi ilgilendirmez.
Si quiero mandar a mi hija a un campamento precioso dirigido por un sacerdote encantador... tengo todos los derechos legales para ello y no les concierne en absoluto.
UGD bu işi yasal olmayan bir şekilde halleder.
Seguridad Interior lo cerrará inmediatamente.
Hayır, yasal bir yer.
No, es legítima.
Devamlı olarak yasal yollardan almak gerçekçi değil. Keş olmak da öyle.
Conseguir recargas legales continuamente no es realista y tampoco es ser un drogadicto.
Artık eşcinsel evliliği de yasal olduğu için neredeyse herkes öyle.
Y ahora que los gays son legales y eso, están en todos los lados.
Reiden'ın yasal ekibi tarafından avukatları durdurulup vazgeçirtilmiş.
cinco minutos después, el equipo legal de Reiden abofeteó a sus abogados... con una orden de cese.
Birkaç çift kitap almış. İngiliz Vatandaşlığı ve Yasal Sistem.
He comprobado un par de libros... sobre la ciudadanía británica y el sistema legal.
Benim işim ise onları yasal hale getirmek.
Mi trabajo es hacerles legales.
-... yasal durumu düzelteceksiniz.
Una vez que esté de vuelta, limpian su situación legal con los franceses.
Ne olmuş yasal durumuma?
¿ Qué hay de ella?
Artık yasal bir şekilde çalışıyorum.
Me he vuelto legal.