Yaya traduction Espagnol
1,115 traduction parallèle
Oradan yoluma yaya devam ettim.
Desde ahí, continué a pié.
Kötü bir mahalleden yaya olarak geçerken bu düdük çok değerli olabilir.
Este silbato puede ser muy valioso cuando caminan por un mal vecindario.
Kalan herkes, ya yaya olarak, ya da ışınlanarak ayrılıyor.
Los que quedan se están yendo a pie o en el transportador.
- Şimdi hepimiz yaya kaldık.
Ahora estamos todos de a pié. Estamos empatados.
Yaya bayıldı.
Le encantó el arco.
Ancak şu an yaya, evin yaklaşık 800 metre batısında.
Pero ahora está a pie, cerca de 800 metros al oeste de la casa.
Yaya geçidinden geçmelisin.
Realmente deberías cruzar por la senda peatonal.
David aracı terk ederek, yaya olarak kaçmış.
David abandonó el vehículo y huyó corriendo.
Nereye gittiğine dikkat et sarhoş yaya.
¡ Mira por donde caminas, peatón borracho!
Yaya geçidinin tam ortasında durdu.
Se detuvo en este sitio, en medio del cruce peatonal.
Riggs ise yaya!
También Riggs. ¡ A pie!
Yaya olarak döneceğim.
Volveré a pie.
Yaya gerilmiş vibratör mü, kahretsin!
¡ No lo había visto nunca!
Olağanüstü! Yaya gerilmiş vibratör!
¡ Una polla artificial con un resorte!
Yaya geçidinin nerede olduğunu bilmiyor musun?
¿ No sabe dónde está el crucero?
Köye çıkan yol burası, efendim. Yaya olarak yaklaşık beş dakika sürüyor.
Este es el camino que conduce a la ciudad unos cinco minutos a pie, señor.
Tüm çıkışları tut. Bakarsın elimizden kurtulup, yaya olarak kaçmaya çalışabilirler.
Cierra todas las salidas por si uno de ellos intenta escapar.
bir tanesi yaya, ve bunu... yapan da o.
Uno va a pie, y tiene... esa.
Fazladan bir yaya geçidi alabilsek, hiç yoktan iyidir.
Podría obtener un extra de paso de cebra, mejor que nada.
Yaya yolunun ne olduğunu bilmiyor mu?
¿ No sabe lo que es una "vía pública"?
Oku yaya her yerleştirişimde Barbara'yı görüyorum.
Cada vez que lanzo una flecha, veo a Bárbara.
Arkadaşlar şunu memnuniyetle belirtmek isterim ki yumuşak içimli ve zengin tütün karışımlı yeni bir Laramie yüklü kamyon........ Sprinfield`a doğru yola çıkmış durumda. .. ve üstüne kamyon sürücüsü bütün yaya geçitleri ve trafik ışıklarını iplememesi konusunda tembihlendi.
Amigos, tengo el placer de anunciarles que un nuevo camión lleno de Laramie... con su gusto suave y su rico sabor a tabaco... ya está en camino hacia Springfield y se le ha ordenado al conductor... que ignore todas las señales de alto y de cruce de caminos.
Yaya olarak hiç bir şansı yok.
Nadie tiene posibilidades a pie.
Buradan biri yaya olarak Webb'e gidebilir.
Un hombre puede ir corriendo a avisar a Webb.
Yaya olarak takibe devam edeceğiz.
Lo rastrearemos a pie.
" Biz sadece 16 günde kutuptan Cape Columbia'yaya döndük.
" Regresamos del Polo a cabo Columbia en sólo 16 días.
Travis Walton'ın nesneye yaya yaklaştığını gördün mü?
¿ Vio a Travis Walton acercarse caminando al objeto?
Engebeli arazide ortalama yaya hızı, yaralanmayı saymazsak, saatte 6 kilometredir. Bu da demektir ki 10 kilometrelik bir yarıçap söz konusu.
A una velocidad media de 6 km. Por hora, nos da un radio de 10 km.
At üstünde ve yaya günde 80 kilometre katettiklerine şahit oldum.
Les perseguí cuando se hacían 50 millas al día a caballo y a pie.
Buradan sonra ancak yaya devam edebilirsiniz.
Bien, desde aquí podéis seguir solo a pie.
Bu kanuna göre bir yaya yolun karşısına geçmeye karar verdiğinde nerede ve ne zaman olursa olsun tüm araçlar durmak ve yayaya yol vermek zorundadır.
Esta ley dice que si un peatón decide cruzar la calle, en cualquier lugar o momento todos los autos deben frenar y dejarlo pasar.
Onlar yaya, sen kamyondasın. Sanırım bundan kurtulmanın bir yolunu buldum :
Ellos están de a pie, tú estás en un camión ¡ creo que veo una salida de ésta!
Çiftesini bir yaya bağlamıştı ya hani.
Ves, ató su escopeta en un arco antes.
Skokie, lllinois'den bir yaya denetçisi Henry Fudderman.
Es un guardia de cruce En Skokie, Illinois Henry Fudderman.
Şüpheli, yaya olarak güneyden ormana doğru kaçıyor.
¡ La sospechosa se dirige a pie hacia el bosque, en dirección sur!
Sınıra yalnız ve yaya dönmelisin.
tendra que regresar a pie hasta la frontera.
Yaya sıkıştı.
Está enganchado en el somier.
Nasılda yaya sıkıştırmayı başardım?
¿ Cómo habrá podido engancharse el pendiente debajo de la cama?
Anlaşılan buradan yaya gitmişler.
Desde aquí habrán seguido a pie.
Yaya kaldın, babalık.
No eres rival para ellos.
Bu toz, baharın yeşilliğine karışıyor... eve dönen Avrupalıların oluşturduğu bu sel içinde... insanlar yaya yürüyor, arabaları çekiyorlardı.
Una polvareda en medio del verdor primaveral,... un fluir constante de hombres europeos regresando a sus casas. ... la mayoría a pie, empujando sus enseres y sus carros.
Bir yaya geçidi var.
Y hay una cebra.
Sürücüyü yaya olarak gönderiyorum.
Le dije al chofer que se fuera a pie.
Bir kaç sayfa her gün vatandaşlarla görüşme fikrinin taslağını çıkarıyor postacı gibi, okuldaki yaya geçidi görevlileri gibi vatandaşlarımıza ne tür bir değerli hizmetin olduğunu bilgilendirmek için.
Un par de hojas esbozando ese concepto de entrevistar ciudadanos comunes... como carteros, guardas de tráfico escolar... para informar a la ciudadanía sobre los valiosos servicios de que disponen.
Araba yaya kazası, hemen geliyor.
Está llegando el atropellado.
Yavaşla. Yaya yolu düz yürümek içindir, böyle komik yürüyüşler için değil.
La acera es para los peatones normales, no para los peatones extravagantes.
- Yaya geçidini kullanmam gerekiyormuş gibi.
- Debí mirar antes de cruzar.
Yaya kaldırımı katilinin kurbanları. Virginia gazeteleri onu bu şekilde adlandırıyor.
Son las víctimas del Asesino del Sendero.
Yaya olmak zor ha peder?
¿ Cansa ir andando, verdad, padre?
- Gördüm. Peki gelelim bu sefer tamamen durmaya, yaya geçidinin arkasında.
Esta vez paremos completamente.
Yaya mı?
¿ Caminando?