English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yazmıyor

Yazmıyor traduction Espagnol

1,358 traduction parallèle
Ev adresi yazmıyor.
No hay dirección particular.
Bana böyle şeyler yazmıyor.
Él no me escribe éstas cosas a mí.
Yüz kere acaba neden yazmıyor diye kendime sordum.
Me he preguntado cientos de veces porque no me escribías.
Paketin üstünde bir şey yazmıyor mu?
- ¿ No pone nada en la bolsa? - No.
Dosyamda tıbbi nedenle terhis olduğum yazmıyor mu, göreve uygun olmadığım?
¿ Mi legajo no menciona mi baja por ineptitud física?
Burada siyanürle ilgili bir şey yazmıyor.
Esto no dice nada acerca de cianuro.
Burada onu 450 metrede bulduğun yazmıyor muydu?
¿ No decía por aquí que la hallaron a 450 m. de altitud?
Muhtemelen çiçekçi her gün karta böyle şeyler yazmıyor, ha?
Eso no lo escribirá el florista muy a menudo, ¿ eh?
Vasiyetnamesinde yazmıyor.
- No figuraban en el testamento.
- Alındığı yer yazmıyor. Nereye götüreceğiz?
- ¿ Adónde la regresamos?
Defterde yazmıyor. Çalışmamış.
Si no está en el registro, anoche no trabajó.
45 dolar yazmıyor ama!
No decía 45 dólares.
Artık kimse adam akıllı bir drama yazmıyor mu?
¿ Ya nadie puede escribir un drama decente?
Ledger'daki makalede yazmıyor, ama ne yaptıkları konusunda bir fikrin vardır.
El Ledger no lo cubrió, pero imagínate lo que hacían en la camioneta junto al lago.
Tamam, tek bir şey, o da başvurumda işe ne kadar istekli başvurduğum yazmıyor.
Está bien, pero una cosa mi solicitud no dice... Es lo mucho que se aplicaría a mí mismo con el trabajo aquí.
Kangurulara ceket giydirilmemesi gerektiği de yazmıyor muydu?
¿ Y no has leído el capítulo sobre no ponerle una chaqueta a un animal salvaje?
Konu şu ki, Efendim, Luther Latince yazmıyor.
La cuestión es que él no escribe en latín.
Her şey senin kitaplarında yazmıyor.
No todo está en tus libros, Stephen.
- Hayır, yazmıyor. - Bırak gitsin!
- ¡ No es cierto!
Hiç kimse bunları yazmıyor.
Nadie escribe al respecto.
Ama bizimkileri satılmış yıldızlar yazmıyor. Biz yazdık ve yürürlüğe koyacağız.
Pero la nuestra no la expide un sheriff comprado, sino nosotros.
Dosyasında yazmıyor.
No está en su registro.
Belgelerimde hiç ateş edildiği yazmıyor.
No dice nada de eso en el reporte.
Bayan, neden üzerinde "Votka" yazmıyor? Yanlış mı verdiniz?
Señorita, ¿ por qué se llama "Vodka Lemon" si sabe a almendras?
SD-6'dan aldığımız dosyaların hiçbirinde görevin ayrıntıları yazmıyor. Jack de bildiklerini anlattı.
Ninguno de los expedientes que tenemos del SD-6 detalla esa misión y todo lo que Jack sabe es lo que saben ustedes ahora.
Üzerinde yazmıyor.
No lo pone.
Ben Shanshu Kehaneti'ni okudum, size söylüyorum, bir şey yazmıyor.
Acabo de leer la profecía Shanshu y no decía nada de...
Hissetmek artık onun kitabında yazmıyor.
Más felices de lo que alguna vez pensé que era posible.
Belki evet, belki hayır. O bölüm elkitabında yazmıyor.
Esa parte no está cubierta por el manual.
Siparişleri yazmıyor, getirdiği yemek sıcak olmuyor, senin olmuyor. Çöreklerle açmaları ayırt edemiyor. Popo peçeteleri veriyor ve burada çalışmaya başladığından beri o Foreigner tişörtünü giyiyor.
- No apunta los pedidos, no te trae tu pedido, no distingue los bagels de los donuts da servilletas del culo, no se ha cambiado nunca de Camiseta
- Yazmıyor, resmen gösteriyor.
Sí, dice más que eso, dice cómo.
Nasıl yapacağı yazmıyor.
No dice cómo.
- O raporumda yazmıyor!
No, en sus notas adjuntas.
- Bugün yazmıyor musun?
Bueno, ¿ no vas a escribir hoy?
DNA'mda yazmıyor.
No está en mi ADN.
Aslında üniformamın üzerinde "albay" yazmıyor ama yazmalı.
Me doy cuenta de que no dice "Coronel" en ninguna parte de mi uniforme... pero debería.
Kimden geldiği yazmıyor. Ama bir şiir var :...
No dice, pero hay un poema!
- Neden olduğu yazmıyor.
- No dice ni cuándo.
Sydney yazmıyor ama şuna bir bak. Stanley Osbourne adına kayıtlı.
La dirección es de un tal Stanley Osbourne.
Öyle yazmıyor değil mi?
No dice eso de verdad, ¿ no?
Yazmıyor.
No lo pone.
Erkek arkadaşın bir süredir yazmıyor.
Tu novio no te ha escrito desde hace tiempo.
Artık yazmıyor musun?
¿ Y ya no escribes?
"Matthews Foseptik Hizmeti" yazmıyor.
No lleva escrito "El Séptico de Matthews", Kile.
Burada yazmıyor mu?
¿ No lo dice aquí?
Kurallarda hangi takımın gideceği yazmıyor.
En ninguna parte está estipulado... que el equipo universitario sea el que compita en la nacional.
Eğer böyle saçma birşeyi köşemde yazmış olsaydım. Şehirden kaçıyor olurdum.
Si escribo eso en mi columna, me echan de la ciudad.
Geçen sonbaharda yazmıştım. Onu hatırlıyor musun?
Eso fue el otoño pasado.
Musa'ya zaten inanıyor olsaydınız, bana inanıyor olurdunuz çünkü o benim hakkımda yazmıştı.
Si ustedes realmente le creyeran a Moisés, Me creerían a mi... Porque Él escribió Acerca de mi.
Kehanette ne yazıyor? Yazmıyor, sadece tarih var.
¿ Cuál es la predicción?
Yazmıyor.
No lo indica.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]