Yazılı traduction Espagnol
11,546 traduction parallèle
200 yıllık bir mürekkeple 200 yıllık bir kağıda 200 yıl sonra doğan bir adam tarafından yazılıyor.
Un documento en papel 200 años de edad, escrito en tinta 200 años de edad, encontrado para haber sido escrito por un hombre quien nació 200 años después de que se creó el documento.
Baştan beri her şeyi videoya çekiyorsun ve şimdi de tarih yazılırken orada olmak istemiyor musun?
¿ Lo filmaste todo y ahora no quieres que esté... -... ahí cuando se haga historia?
- O zaman neden ismin onun sırtında dövme olarak yazılı?
- ¿ Entonces, por qué tu nombre... está tatuado en su espalda?
- O zaman neden ismin sırtındaki dövmede yazılı?
- No. ¿ Entonces por qué está tu nombre tatuado en su espalda?
- O zaman neden ismin sırtındaki dövmede yazılı?
¿ Entonces por qué tiene tu nombre tatuado en la espalda?
TRAKZER'ın kaynak kodundaki güvenlik sistemimize karşı olan yazılım kodlarını iyice inceledim.
He cotejado los elementos de la firma en el código fuente de TRAKZER con los de nuestra base de datos de malware.
Ve yazılımdaki parmak izleri, Hackathon'un son kazananı ile eşleşti.
Y las huellas dactilares en el software coinciden con las del ganador más reciente del Hackatón.
Bunlar senin yazılımın sayesinde yeri tespit edilen hükümet araçlarında işlenen son silahlı saldırının görüntüleri.
Son crímenes recientes llevados a cabo contra vehículos del gobierno... que fueron localizados con tu software.
Hayır, benim yazılımım gerçek değil.
No, mi... mi software no era real.
Yazılımını iyi adamlara değil, oldukça tehlikeli kişilere verdin.
No entregaste tu software a los buenos. Se lo entregaste a alguien muy peligroso.
Ana, yazılımı kapatman gerekiyor.
Ana, necesitamos que neutralices ese software, lo necesitamos offline.
Tüm bunlar Ana'nın yazılımını kullanmaya çalıştığınızda oldu.
Esto es todo lo que aparece cuando intentas usar ahora el software de Ana.
Yüz tanıma yazılımı.
Software de reconocimiento facial.
- Elimde Alfred'in yazılı emri var.
- Tengo una orden escrita de Alfred.
Dedikodulara göre yanında, diğer 23 kişinin kimliklerinin yazılı olduğu şifreli elektronik bir defter taşıyormuş.
Se rumorea que lleva una contabilidad encriptada consigo conteniendo los alias de los otros 23.
İşimiz sadece DNA'yı test etmek için kendi yazılımlarım ve cihazlarımızı kullanmaktı.
- ¿ Pero cómo? Se supone que solo íbamos a usar nuestros software y nuestros dispositivos para analizar el ADN.
Sanırım üstünde adım yazılı bir kase.
Un tazón con mi nombre, creo.
Yazılım hatalarınızı halledeceğiz Geri döndüğümüzde.
Resolveremos tus fallos de software cuando volvamos.
Söyledim ya, askeri mahkeme için yazılı ifadeleri gözden geçiyorum.
Te lo dije, revisar destituciones del consejo de guerra.
Catco'nun güvenlik duvarlarını oıluşturmaya yardım ettim ve şimdiye dek, ne bir kötü amaçlı yazılım ne de bir kırma işareti yok.
Ayudé a construir los cortafuegos de Catco, y hasta ahora, no hay rastro de ningún malware o que hayan pasado a modo manual, nada está fuera de lugar.
Söyledim ya, askeri mahkeme için yazılı ifadeleri gözden geçiyorum.
Te lo dije, la revisión de las deposiciones de un consejo de guerra.
Yaşlandırma programı, insanların yaşlandıkça görsel olarak nasıl değiştiklerini gösteren bir yazılımdır.
Los programa de evolución de la edad utilizan diseños muy sofisticados para predecir los cambios visibles en una persona a medida que envejece.
Biz de dizüstümüzdeki okuma yazılımıyla binadakilerin genel biçimini görebiliriz.
Y podemos ver una forma general de lo que está en el edificio a través de la lectura de software en nuestros ordenadores portátiles.
Bak, elimden gelen tüm yazılım desteğini buradan verebilirim ve sizi yüz üstü bırakmam.
Mira, II puede proporcionar todo el apoyo de software de forma remota desde aquí y no voy a defraudar.
- Tamam o zaman arabamın yazılımını uzaktan devre dışı bıraktınız bu yüzden araba süremiyorum.
- Bueno. Así que se inhabilito de forma remota el firmware de mi auto así que no poder conducir no es suficiente.
Şu anda kanka defterimde tek bir sözcük yazılı : O da adalet. Tüm imge arayışların imge arayışına çıkıyorum.
Actualmente tengo una palabra en mi diccionario entre -, y la palabra y la justicia que se dedican a la caza leer todas las visiones cazas
Genç Solomon antivirüs ve güvenlik yazılımlarıyla uğraşıyor.
La especialidad de Solomon es el software de seguridad y los antivirus.
Aslında, bir kez telefonun GPS verilerini izlemek için yazılım yüklerken kullanmıştım.
De hecho, acabo de usar una para instalar un software de seguimiento en un móvil que ocultaba sus datos de GPS.
Mezun olunca hiç kimsenin görmediği kadar iyi bir antivirüs yazılımı yapmaya başladım.
Cuando me licencie, crearé el mejor software de antivirus que jamás se haya visto.
I.P. adresleri sabit kodlu zararlı bir yazılımdan geliyordu, ve merkezi Kuala Lumpur'da.
- No. Las direcciones IP estaban codificadas por el Malware que se originó en Kuala Lumpur.
Bu yüz tanıma yazılımı karıştırır.
Confunde el software de reconocimiento facial.
Onlar bir yüz söyleyemem eğer. Birinin sizi takip ediyor düşünüyorum Yüz tanıma yazılımı kullanarak.
¿ Crees que alguien te está persiguiendo el uso de software de reconocimiento facial.
"Bu şey" İçinde bulunduğunuz bir anlaşmazlık olma Yüz tanıma yazılımı yapan bir firma ile?
"Esta cosa" ser un desacuerdo estás en con una empresa que hace el software de reconocimiento facial?
Ben bir eşleşme bulmak istiyorum Ben fotoğraf yükleyebilir ediyorum Ve maç ne kadar iyi kanıtlamak Onların orijinal yazılım aptal olabileceğini göstererek.
Cuando me iba a encontrar un partido que me subo las fotos y demostrar lo bueno que era el partido al mostrar que podía engañar a su software original.
Yani ilk kendi yazılım çalmak Ve sonra onunla onları mahcup.
Así que primero te roban su software y luego se les avergonzar con él.
F.R Bir milyar dolarlık iş ve ben kanıtladı Kendi yazılım kusurlu olduğunu.
FR es un negocio de mil millones de dólares y me demostró que defectuoso de su software.
Şirketinizin yazılımı Ama modifikasyonlar Avı mümkün kılan, bu yüzden... Eğer kabul bu riski bulundu.
Pero sus modificaciones en el software de su empresa hecho las cacerías posible, así que... que encontró que el riesgo aceptable.
Normalde bunun gibi oküler hareket okuyucular ileri düzey yazılım kullanır. Ama burada eğitimli bir "danışmanları" var.
Normalmente, este tipo de lector de movimiento ocular utiliza un software sofisticado pero aquí simplemente tienen a un asesor entrenado.
Referansların, araştırmaların, yazılı performansların ve diğerleri gerekli sınır için yetersiz değildi.
Tus credenciales, investigación, el nivel de tus documentos y ese tipo de cosas... no eran insuficientes.
Yazılı belge istiyorum.
Lo quiero por escrito.
- Yazılısını da alabilir miyim?
- ¿ Me lo pones por escrito? - ¡ Sí!
Üzerine Pilates çizelgesi yazılıyordu.
Con el horario de pilates de ella escrito.
Bütün en iyi şakalarının burada yazılı olduğuna bahse girerim. "Evi ilaçlat"
Apuesto a que sus sorprendentes bromas están escritas aquí. "Llamar al exterminador".
Yazılımınıza gelince, bir yerinde komutlara yanıt vermesini engelleyen bir açık var.
la seguridad es una mierda, es atroz. En cuanto a su software, hay una falla en alguna parte eso no es lo que le permite responder a los comandos.
Burada 17 yıl önce oğlunla bir yangında öldüğün yazıyor.
Aquí dice que murió en un incendio hace 17 años, junto con su hijo.
Biz, um, sanırım bir milyon, milyar, trilyon, zilyon yıl kadar falan önce, yaz kampında tanıştık.
Nosotros, nos conocimos en un campamento de verano hace como, un millón, un billón, un trillón, bueno, tropecientos mil años.
Kundakçılıktan yakalanmış ve hapisteyken Nathan Bedford Forrest'ın oğulları ile askere yazılmış.
Sí, lo hizo tiempo para incendios, y él se unió a los Hijos de Nathan Bedford Forrest, cuando estaba en la cárcel.
O şirket, Dorian Moll o yazılımın çaldı.
Esa es la compañía que Dorian Moll robó ese software de.
Burada'92 yılında lise okul müdürünün küçük kardeş Tyler'la disiplin sorunları yaşadığı yazıyor.
Eh, aquí dice que en el 92, un director de instituto tuvo "problemas disciplinarios" con el hermano menor Tyler.
Reza anlat bana nasıl Tarih hakkında bu kadar etkili yazılar yazabiliyorsun?
reza, dime... escribes tan elocuentemente acerca de la historia.
- İsmin nasıl yazılıyor?
¿ Cómo deletreas tu nombre?