Yedi traduction Espagnol
23,271 traduction parallèle
Bes, alti, yedi...
Cinco, seis, siete...
Dört, bes, alti, yedi, sekiz, do...
Cuatro, cinco, seis, siete, ocho, nue...
Yedi tane güçlü görünümlü herif depo konteynırlarını koruyor.
Veo siete amenazantes amigos custodiando un montón de contenedores.
Annem başımın etini yedi. Zarf fazla pembe.
El sobre es muy rosado.
Senin için bir ok yedi.
Él recibió una flecha por tí.
Yedi yıl önce o böcek dolu yurt odasında yapmak istediğimiz şeyleri hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas lo que queríamos hacer hace siete años en aquel dormitorio infestado de cucarachas?
Yedi yaşında bir kızım vardı ve kumar oynamanın ne demek olduğunu biliyordum. Ve babanın değişebileceğini düşünerek kumar oynamak istemiyordum işte.
Tenía una hija de siete años, y conozco todo sobre las apuestas, y no estaba dispuesta a apostarme todo con el hecho de que tu padre podría cambiar.
Yedi yıldır kürek çekiyorum.
Ya lo hice por siete años seguidos.
- Yedi...
- siete...
On, dokuz....... sekiz, yedi, altı beş, dört, üç iki, bir! Başlayın!
¡ Vamos!
- Yedi Sıfır.
- Siete Cero.
- Yedi Sıfır, anlaşıldı.
Siete Cero, recibido.
Masalarda yedi personel var. Dört erkek üç kadın.
Sentados en las mesas hay siete miembros del personal, de los cuales cuatro son hombres y tres mujeres.
- Yedi Sıfır. Telsiz kontrolü.
- Skiete Cero, comprobando radio.
- Yedi, altı beş, dört, üç, iki.
- siete, seis... cinco, cuatro, tres, dos.
Sizi yedi numaralı odaya vereceğim, iyi şans için.
Les pondré en la habitación número siete, por la buena suerte.
Yedi dakika önceki mi?
¿ La que comenzó hace 7 minutos?
Yedi dakika önce başladı.
Comenzó hace 7 minutos.
Hayır, saat yedi.
Son las 7 : 00.
Yarın saat yedi gibi gelip alsam olur mu?
Pasaré a buscarla mañana. ¿ A eso de las 7 : 00?
Pasifik sahili bölgesi, California, Oregon, ve Washington'da yedi koloni var.
La región de la costa pacífica en California, Oregón y Washington... tiene siete colonias.
- Evet yedi.
- Sí. Yo se la hice.
Mezun olmam yedi buçuk yıl sürdü ama başardım.
Tardé siete años y medio en graduarme, pero lo hice.
Bir keresinde... BACAK BÖYLE AÇILIR... bütün bir devre boyunca canım çok yanmasına rağmen bacaklarımı 180 derece açarak ciddi bir kas zedelenmesine sebep oldum ve sonunda dört saatlik ameliyatla sol bacağıma yedi buçuk santim eklendi ve emekli olmak zorunda kaldım.
Una vez mantuve las piernas abiertas... durante toda la entrada extra del juego de béisbol a pesar del dolor insoportable, y un corte grave del músculo aductor largo que finalmente requirió cuatro horas de cirugía y le sumó 6 cm a mi pierna izquierda, por lo que me retiré.
Yedi.
Siete.
Sonja Hıristiyanlığa inanıyordu bu yüzden kafasına üç kurşun yedi.
Sonja creía en el cristianismo, así que recibió tres balas en la cabeza.
Amber da yedi yaşına girdi demek?
Los 7 años de Amber.
İçe atmak sağlıklı bir şey değil, hele ki yedi yaşındaki bir çocuk için.
La evasión no es saludable, no para una niña de siete años de edad.
Yedi yaşında doru bir kısrak.
Una yegua de siete años, alazán.
Önümüzdeki yedi eyaletin altısında önde.
Encabeza en seis de los próximos siete estados.
Aralarında bir zıtlık var, bu iyi ama burada Frank onlara karşı, o da kafasına kurşun yedi.
Hay discrepancia, lo cual es bueno, pero igual es su palabra contra la de Frank, quien recibió un tiro en la cabeza.
Otuz yedi ayrı cinayet suçlaması.
Son 37 cargos distintos por asesinato.
Bizim tarafımızda bir gardiyan var, ama Dutton'a ulaşıp cevaplarını alıp, oradan çıkman için yedi dakikalık bir aralığın var.
Un guardia nos apoya. Tendrá siete minutos para llegar a Dutton y obtener sus respuestas.
Yedi dakika, hepsi bu kadar.
Siete minutos, nada más.
Yedi figürlü antlaşmayı bozmak istemeyiz değil mi?
no se quiere correr el riesgo de que acuerdo de aprobación de siete cifras, ¿ verdad?
Quicky parmağımı yedi.
Quicky se comió mi dedo.
- Beş günde yedi kez. - Buzz.
- Siete en cinco días.
- Son altı ayda mahallenizde yedi kişi tutuklanmış. Hepsi kardeşinize çalıştığı söylenen torbacılar ve hepsi de Peter Goldman tarafından temsil edilmiş.
- Siete detenciones en su vecindario en los últimos seis meses, todos ellos supuestamente distribuidores de trabajo para su hermano y todos ellos representado por Peter Goldman.
- Yedi işte, evlat.
- Bien, lo creyó.
On yedi bin yıl.
Diecisiete mil años.
Yedi yaşındaki küçük bir kilime benziyorsun.
Pareces un muñeco de arcilla de siete años.
Fakat oradan yedi kişiyi öldürerek ayrıldı. Bu olay tarihe "Büyük öldürüş" olarak geçmiştir.
Pero el enfrentamiento deja a siete personas muertas y se convierte en la conocida como : "La Gran Matanza".
Hayır, turtanı aldı, turtanı yedi ben de onu yedim.
No, él le robó el pastel, se lo comió, y luego yo me lo comí a él.
Yedi yaşındaydı be.
Tenía siete años.
- Bozulmuş et yedi de.
- Sólo comió carne en mal estado.
Yedi. Yoksa bize beş mi?
Siete. ¿ O cinco para nosotros?
- Yedi.
- Siete.
Efendi yedi kadimden biri.
El Amo es uno de los siete Ancestros.
" Yedi salgın sadece Tanrı'nın yüzüne beşerdir.
"Las siete plagas, mortales solo a la cara de Dios".
Orijinal yedi strix'den biri olan, Efendinin tek oğlusun.
Generado del Amo, el séptimo strix original.
Evet, o annemin alnına tohum ekti ve sonra yumurta büyüdü ve tohumu yedi...
- Si.