Yemis traduction Espagnol
4,187 traduction parallèle
Benim vurulmamamın tek sebebi onun benim için kurşun yemiş olması.
Y si no me dieron fue porque él me cubrió con su cuerpo.
Kafayı mı yemiş bu herif?
¿ Se ha vuelto loco?
Pankek yemiş!
¿ Tortitas?
Sanki mideme bir yumruk yemiş gibi hissediyorum.
Siento como si me hubieran golpeado en el estomago.
Şimdi de tamamen boku yemiş durumdayım çünkü Vivian Scully bakireymiş.
Porque resulta ser que Vivian Scully es... Era virgen.
Şimdi de kafasına kurşun mu yemiş?
¿ y ahora acaba con una bala en la nuca?
Kafayı mı yemiş?
¿ Está loco?
Beş kurşun yemiş.
Le dispararon cinco veces.
Fail saçmayı yemiş.
Y el asesino uso toda la carga.
Hapları içersen naneli şeker yemiş gibi olurmuşsun.
Sí. Tomar estas pastillas te haría lo mismo que unas mentas.
köstebek zehrini yemiş mi?
¿ Ingirió el veneno para topos?
Aman Tanrım, Burt köstebek zehri mi yemiş?
Dios mío, ¿ Burt comió veneno para topos?
Larson birader olmadan önce Daniel Larson a'dan z'ye her haltı yemiş bir dolandırıcı
Antes de que fuera el Hermano Larson, Daniel Larson era un estafador callejero que trabajaba el alfabeto.
Anjali, oğlunun kızartmalarını yemiş.
Anjali se comió la masa de las patatas fritas de su hijo.
Herhangi biri de yemiş olabilir, değil mi?
Cualquiera se lo podría haber comido, ¿ cierto?
Bu adam kafayı yemiş!
¡ Este tío está herido!
Son zamanlarda biraz kafayı yemiş durumdayım.
Últimamente, me he vuelto un poco loca.
Aslında bıldırcını yemiş olmasına inanıyoruz.
Tenemos motivos para creer que comió la codorniz.
"Tabii hemen işe koyulmuş, " ve hepsini yemiş.
Así que claro, se puso a trabajar, y se lo comió todo.
- Güney amerikada bazı dosyalar vardı insan uyanıyor dayak yemiş, soyulmuş, ve kurbanlar bişey hatırlamıyor.
Hay casos en Sudamérica donde la gente se despierta y le han dado una paliza, sin nada de valor, y la víctima no recuerda nada.
- Kafayı yemiş de ondan.
Porque está loco.
Kafayı yemiş.
Está loco.
Annesi kafasına kurşunu yemiş.
Su mamá se disparó en la boca.
- Kurşun yemiş gibi davranabilir misiniz?
¿ Alguna de ustedes puede actuar como si les dispararan?
Belki bu yüzden adamın gözlerini yemiş olabilirim.
Así que pensé en mi madre...
Peki, o zaman... bu haltı kim yemiş olabilir?
Bueno, así... ¿ alguna idea de quién puede haberlo robado?
Silahlarımızı yemiş bulunmakta!
¡ Se comió nuestras armas!
Nolan 5 yıl yemiş.
Nolan recibió 5 años.
Ölü adamın biri tüm fıstık ezmesini yemiş!
Quien se ha llevado la mantequilla de cacahuete es hombre muerto.
Daha önce alkollü araba kullanmaktan ceza yemiş ve resmi sınırın 2 katı üzerinde alkol almış olan, arabanın sahibi erkek yolcu.
- Accidente de un solo vehículo en el que está involucrado el propietario de un coche con dos antecedentes por conducir ebrio y un nivel de alcohol en sangre que doblaba el límite legal.
- Kurşun yemiş bir adamın burada yattığına eminim.
Estoy seguro de que hay un hombre con una bala. Acabo de decirte que no lo vi.
Karnına iki kurşun yemiş meçhul bir yabancı sadece.
Es un completo extraño con dos balas en su cuerpo.
Herkes kafayı yemiş durumda.
Es un desastre absoluto,
Bu şerefsiz kafayı yemiş.
_ _
Neyse, en azında Sebze yemiş oldun.
Bueno, al menos estás comiendo verduras.
Bu orospu çocuğu kafayı yemiş.
Este hijo de puta está loco.
Josh adındaki bir çocuk şuradaki Katie ile kahvaltı yapıyormuş. Sonra birden kafayı yemiş.
Un chico llamado Josh estaba desayunando con Katie ahí, y de repente se volvió como loco, como si le hubiesen dado a un interruptor.
Ve seni Karen'ın olduğu dışarıya bırakacağımı sanıyorsan kafayı yemiş olmalısın.
Y si crees que voy a permitirte ir a donde está Karen, estás loco.
O herif manevi açıdan boku yemiş.
Ese tipo tiene jodida la moral.
Bunu Gianopolous'dan sille yemiş olarak kabul ediyorum.
No fracasé.
Sanki kurşun yemiş gibiler.
Es como si le hubieran disparado en la cara.
Burada hepsi kafayı yemiş.
Se cuenta que todos enloquecieron aquí
Adam uyluğundan iki kurşun yemiş.
El tío se llevó dos disparos en los muslos.
Bazılarımızın aklına mantarları düzgünce pişirmeden yemiş olabileceği geldi. Eğer öyleyse zehirlenmiş olabilir.
Alguno de nosotros suponía que quizá se había comido alguna de las setas antes de cocinarlas correctamente, ya que podían envenenar a una persona.
Miljan tamamen kafayı yemiş.
Miljan es... Esta fuera de sus cabales. Él... está loco.
Bir browni yemiş ama çikolata alerjileri çok nadir görülür.
Se comió un brownie, pero las muertes por chocolate son muy raras.
Sanırım öğle yemeğinin de hepsini yemiş.
Y creo que se comió todo su almuerzo.
-... kurşun yemiş.
- ¿ Le hemos identificado?
Krep yemiş.
Comió un crepe.
Bir ihbar aldık çünkü bir adam dün gece bayağı bir dayak yemiş, ve eee Walt, biraz bilemiyorum karışık bir durum var.
Recibimos una llamada porque un tipo fue apaleado de lo lindo anoche, y... Walt, hay algo un poco... no lo sé... delicado sobre esta situación.
Kiliseye götürdüğün güve yemiş şeyden daha iyi duruyor.
Parece mejor que la apolillada que usabas en la iglesia.