Yugoslavya traduction Espagnol
328 traduction parallèle
Yugoslavya.
Yugoslavia.
Yugoslavya'nın endişelendirdiği kadar endişelendiriyor mu?
¿ Te preocupa tanto como Yugoslavia?
1926 senesinde İtalya ve Yugoslavya arasındaki ilişkiler gerilmişti.
La relaciones entre Italia y Yugoslavia in 1926 eran un poco tensas.
Görevim, Yugoslavya'nın mayınladığı arazinin plânını ele geçirmekti.
Mi misión era conseguir una copia del plano de los campos de minas yugoslavos.
Yugoslavya da var. O ülkenin Polisleri, Dimitrios Talat'ın nerede olduğunu bilmek ister.
La policía de ese país se alegraría de conocer el paradero de Dimitrios Talat.
Kocam mimardı, Alman işgali sırasında öldü. Ardından, Yugoslavya'ya göç ettim.
Estaba casada con un arquitecto que murió durante la ocupación alemana.
Burada, Avrupa'da, eski Yugoslavya'da.
Se encuentra aquí, en Europa, en la antigua Yugoslavia.
Ben Yugoslavya Kralıyım.
Soy el rey de Yugoslavia.
Şimdi, General MacKenzie-Smith kısa bir süre sonra ikinci cephenin gerçekten başlayacağı Yugoslavya'ya uçacak.
El general MacKenzie-Smith dentro de poco despegará hacia Yugoslavia. El 2º frente está listo allí.
İkinci bir cephe açmak için Yugoslavya'ya gidiyor.
Oh, no, no, no. Él está en Yugoslavia, abriendo el segundo frente.
Tüm İngiliz askerleri Yugoslavya'ya gidecek çünkü bana dedi ki o Yugoslavya'ya gittiğinde tüm İngiliz askerlerinin Tuna'nın arkasına saldırabilmeleri mümkün olacakmış.
Todas las tropas inglesas van a Yugoslavia porque dicen que si van a Yugoslavia todas las tropas podrán atacar por detrás del... detrás del Danubio... ¿ Pichón muerto?
İddialara göre General MacKenzie-Smith'i Yugoslavya'ya götüren uçak Kent'teki işgal karargahına gidiyordu.
El avión que trasladaba supuestamente al general MacKenzie-Smith a Yugoslavia debía llevarle al cuartel general de las fuerzas de invasión en Kent.
Aslında bunları Yugoslavya Halk Cumhuriyeti Büyükelçisi ısmarlamıştı.
En realidad los pedimos... para el embajador de la República de Yugoslavia.
- Bir gezinin yöneticisi olarak Yugoslavya'ya gidiyorum.
- Iré a Yugoslavia de guía.
Yugoslavya ve Trieste arasında sınırı geçmek için yardıma ihtiyacım olacak.
Necesitaré ayuda para cruzar la frontera entre Yugoslavia y Trieste.
- Uzun zamandır mı Yugoslavya'dasın?
- ¿ Lleva mucho tiempo en Yugoslavia?
- Yugoslavya, değil mi?
- Yugoslavia, ¿ no es asi?
Hayır, Yugoslavya'da.
No, no está en Yugoslavia.
Yugoslavya sınırı - Trieste Sene 1941
Trieste en la frontera yugoslava año 1941
Yugoslavya'nın Ana Kraliçesine yapacağınız gezi iptal oldu, korkarım!
Su visita a la Reina Madre de Yugoslavia debe ser cancelada, me temo.
Ama Yugoslavya sınırlarına birlik yığdığı bildirildi.
Pero se dice que está concentrando tropas en la frontera yugoslava.
Affedersiniz, Teminki sohbetinize istemeden kulak Misafiri oldum, Sanırım Bayan Millett Yugoslavya'ya gitmeli
Disculpe, no he podido evitar oír su conversación Creo que la señora Millett debe ir a Yugoslavia.
Yugoslavya!
Yugoslavia.
Yugoslavya'da beni mi duydunuz?
¿ Ha oído hablar de mí en Yugoslavia?
Üzgünüm, Ama Yugoslavya sınırı çok yakında ve havlayan köpeğiniz beni tanıyan bir beyefendi tarafından duyulursa, Muhtemelen beni vurur
Lo siento, pero la frontera yugoslava está cerca y los ladridos de su perro pueden oírlos ciertos señores que, si me reconocen, me dispararían.
- Yugoslavya sınırlarının ötesine bile mi?
- ¿ Ni para pasar la frontera yugoslava?
Muhteşem Bayan Millett bir Yugoslavya hapishanesinde?
¿ La fabulosa señora Millett en una cárcel yugoslava?
- Yugoslavya'da mıyız?
- ¿ Estamos en Yugoslavia?
O burada, Yugoslavya'da
ÉI está aquí en Yugoslavia.
Yugoslavya'nın ulusları.
Las naciones de Yugoslavia.
Yugoslavya.
Autogestión.
Halk demokrasisiyle yönetilen yerlere sık sık gidiyordum. Polonya'da Domoulka'yla Yugoslavya'da Tito ve faşistleriyle Macaristan'da Rajk'la ve Bulgaristan'da Kosto'yla temaslarım oluyordu.
Él viajaba a menudo a las democracias populares y tenía contactos aquí conmigo, con Gomulka en Polonia en Yugoslavia con Tito y sus fascistas,... en Hungría con Rajk, en Bulgaria con Kosto.
Komplocular ve yöneticileri Parti'de ve Devletimizde önemli görevlere yükselmiş olsalar dahi Yugoslavya'daki Tito misali başarılı olamamışlar ne iktidara gelebilmiş, ne de menfur emellerine ulaşabilmişlerdir.
Aunque los conspiradores y su jefe hayan edificado posiciones importantes en el Partido y el Estado, no lograron, como Tito en Yugoslavia, usurpar el poder ni alcanzar su meta criminal.
1 MAYIS 1971 BELGRAD, YUGOSLAVYA
1 MAYO, 1971, BELGRADO, YUGOSLAVIA
Şimdi Yugoslavya ve Yunanistan üzerinden Almanya'ya saldırı ihtimali doğmuştu.
parecía existir la posibilidad de atrapar al principal enemigo, Alemania A través de Yugoeslavia y Grecia.
Müttefiklere katılan Yugoslavya da.
Quedaba Yugoeslavia que se había unido a los Aliados.
Keza Yugoslavya bir Alman uydu devleti görünümündeydi. Ancak İngiliz istihbaratınca desteklenen isyan hareketi sonrası Nazi kuklaları temizlenmişti.
Yugoslavia también parecía convertido en un satélite de Alemania, hasta que, alentado por Inteligencia Británica una acción de clase en Belgrado logró expulsar a los nazis.
Anlaşmanın akabinde Hitler, Yugoslavya'ya saldırdı.
Al día siguiente, Hitler atacó Yugoslavia.
Yugoslavya veya Yunanistan olabilir.
Podría ser Yugoslavia, Grecia.
1942'de paraşütle Yugoslavya'ya indirilmiş.
Cayó en paracaídas sobre Yugoslavia en 1942.
Köyler ve şehirler aynı Polonya, Fransa, Rusya, Yugoslavya ve Yunanistan'da olduğu gibi yanıp kül olmuştu.
Ciudades y pueblos que se quemaron como las ciudades y pueblos de Polonia, Francia, Rusia, Yugoslavia y Grecia habían quemado.
Romanya teslim olmuş Bulgaristan istilâ edilmiş Yunanistan koparılmış ve Yugoslavya'da, Tito'nun partizanlarıyla bağlantı tesis edilmişti.
Rumania había capitulado, Bulgaria había sido invadida, Grecia cortó muchas veces, y un enlace en marcha eftected con los partisanos de Tito en Yugoslavia.
Yugoslavya'dan.
Ella es de Yugoslavia.
- Yugoslavya.
- En Yugoslavia.
Şimdi de Yugoslavya Güzeli geliyor adeta mükemmel sıhhatin bir yansıması.
Ahora, aquí viene la Srta. Yugoslavia, un cuadro de salud radiante.
Birleşik Devletlerde San Andreas Fay hattı boyunca, Yugoslavya ve Güney Fransa'da da büyük depremlere yol açarak, çok ciddi can ve mal kayıplarına yol açtı.
La disyunción de la gravedad, los terremotos en los Estados Unidos a lo largo de la falla de San Andrés y en Yugoslavia, así como en el Sur de Francia ha causado enormes daños en vidas y propiedades.
Yugoslavya'ya gideceğim.
Iré a Yugoslavia.
Fransa ve Yugoslavya'da yaşamış senin gibi biri için bu garip değil mi?
¿ No es inusual que alguien como usted haya pasado varios años en Francia y Yugoslavia?
Muhtemelen burada, Yugoslavya'da bir iki şirketi vardır.
Sin duda posee una o dos compañías aquí en Yugoslavia.
- Yugoslavya Kralı.
El rey de Yugoslavia.
Yugoslavya'da kapitalizmin restorasyonu kamu isletmeleri nedeniyle ortaya çikti bu yapilar Yugoslav ekonomisinde onemli rol oynadilar dejenere oldular ve değistiler.
- Hay que aplaudir... - Y después los otros... La restauración del capitalismo en Yugoslavia.