English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ Y ] / Yılmaz

Yılmaz traduction Espagnol

6,325 traduction parallèle
Benimleyken, bu kumar sayılmaz çünkü bilimsel bir sistem kurdum ve bunu sana göstermekten memnuniyet duyarım.
Conmigo ni siquiera es apostar porque he estado trabajando en un método muy científico, y estaría encantado de enseñártelo.
Fuhuş suçundan ve 30 kişiyi tutukladım. Bu bir suç sayılmaz.
He hecho una redada de con los de antivicio y he detenido a 30 tipos por solicitar los servicios de prostitutas.
Kayıp kedileri bulup, onları ışıkla kutsamak pek kahramanlık sayılmaz Şafak Yıldızı.
Rastreando gatos perdidos y bendecirlos con luz no cuenta como heroicidad, Dawnstar.
Dinle, Andy, beni birçok sebepten dolayı sevdiğini biliyorum ve benim Vikan olmam pek de o sebeplerden sayılmaz ama sezgilerimin güçlü olduğuna inanıyor musun?
Escucha, Andy, sé que me amas por muchas razones y sé que ser una Wiccan no es lo primero en la lista pero, ¿ crees que soy una persona intuitiva?
Ve ister inan ister inanma Ama her dizayn... Fikrin o kadar da harika sayılmaz.
Y lo creas a o no, no todas las decisiones de diseño que haces son geniales.
Sizi suçlaması çok da sürpriz sayılmaz.
Y no es una sorpresa que lo culpe.
Sen ve Lena inanılmaz annelersiniz.
Lena y tú sois unas madres increíbles.
- Pek sayılmaz. Hayır.
Me he comido un brownie de hierba y estoy asustado.
Biliyorum ki ikiniz de babama ihanet etmeyi onu öldürmeyi, kaçınılmaz bir trajedi olarak görüyordunuz ama ben öyle görmüyorum, ve hiç görmeyeceğim de.
fue una tragedia inevitable, pero yo no lo veo de esa manera, y nunca lo haré.
Bu ayrıca bir dönüm noktası ve klaytronikler kadar inanılmaz, akıl almaz olduğu düşünülüyor.
La cual también fue un avance y también fue considerada tan inconcebible como Claytronics.
Evet ve ben de ona yakınım ve 35 yaşından sonra hamile kalabilme ihtimalinin inanılmaz azaldığını biliyorsun.
Sí, y yo... tengo una edad similar, y después de los 35, las probabilidades de anomalías aumentan dramáticamente.
Biliyorsunuz, Michael Bolton beni hamile bıraktığında eski arkadaşı Kenny G'den bir iyilik istedi ve Kenny yatağımızın ayakucunda soprano saksafonunu çalarken Michael ipeksi yumuşaklıktaki inanılmaz sesiyle beni öylesine rahatlattı ki ancak dinsel olarak tanımlanabilirdi.
tú sabes, cuando Michael Bolton me embarazó, llamó para pedir un favor a su viejo amigo Kenny G, que estaba a los pies de nuestra cama y nos dió una serenata con un saxofón soprano. mientras Michael usaba cada centímetro de su enorme, sedoso y suave rango vocal para calmarme hasta un estado de relajación tan profundo que que solo podría ser descrito como religioso.
O zaman en sonunda gerçek aşkı bulmuş olmanın tadını çıkaralım ve bu yolculukta bize katılmaz isteyecek küçük, sihirli ruhu bekleyelim.
Entonces disfrutemos el hecho de que finalmente encontramos nuestro unico verdadero amor y ver que pequeño y magico espiritu quiere unirse a nosotros en este viaje.
Janus, adı bu ve bir protein, ve de inanılmaz bir şey.
Jano, se llama Jano, y... es una proteína y es increíble.
Ve bu kaçınılmaz, öyle değil mi?
Y eso es inevitable, ¿ no?
Çizelgeler, grafikler ve anlaşılmaz şemalar.
Las tablas y los gráficos y los diagramas incomprensibles.
Tüm bunlar inanılmaz bir zaman kaybıydı.
Qué absoluta y total pérdida de mi tiempo.
Yeniden yönlendirmeleri ve şifrelendirmeleri inanılmaz karışık.
La están redireccionando y la encriptación es increíblemente sofisticada.
Ben de inanılmaz kısa yada ne bileyim çok kısa ayakları olduğunu düşünmüştüm.
Creía que era increíblemente bajito y con los pies muy pequeños.
Yapmamız gereken şey de bu kaçınılmaz son için herkesi hazırlamak.
Y lo que nosotros tenemos que hacer es preparar a todos para lo inevitable.
Her yıl Jübile'yi bize geçmişi hatırlatması için ve ayrıca ileriye bakmamız içinde kullanıyoruz. Bu ileriye bakmanın ruhu içinde inanılmaz derecede önemli bir duyuruyu sevgili şehrimiz Vega'ya yapmak istiyorum.
Cada año nosotros usamos esto, nuestro Jubileo, para recordar el pasado, pero también para mirar hacia delante, y con este espíritu de mirar hacia delante tengo un anuncio que hacer de increíble importancia para esta, nuestra querida ciudad,
ve öğrendiğinde kaçınılmaz sonun sizi bulmaması için dua edin.
Y cuando eso suceda recen por que la perdición no caiga sobre sus cabezas.
Dersleri, yaptıkları... Matematikte ve fende inanılmaz bir zekası var. Okul hiç de zorlayıcı değil onun için.
Sus estudios, lo que ella hace- okay, ella tiene una mente increible para las matematicas y ciencia, y esta escuela, no le presenta ningun desafio para nada.
Bak biliyorum. Sarayın duvarlarının ötesine geç güven bana Cherlene, inanılmaz fakir.
Pero sal de los muros del palacio, y créeme que son muy pobres.
Ashes of Rome'a inanılmaz bir umut bağladık...
Y hemos puesto una increíble cantidad de fe en Ashes of Rome...
Seninle kardeş olarak çalışıyoruz ve bana göre inanılmaz olan Brian'la daha yeni görüşmeye başladım ve bunu istiyorsam Benny'ye benzer miyim?
Solo que... me gusta esto que estamos teniendo tú y yo de ser hermano y hermana... y justo ahora que acabo de empezar a salir con Brian que es un chico increíble conmigo y... si quiero eso... ¿ estoy haciendo un Benny?
Senle Farrow ayrılmaz ikiliydiniz.
Tú y Farrow eráis uña y carne.
Sona ereceğini ne kadar ümit edersem, durumumu o kadar dayanılmaz yapıyor.
Y cuanto más siga deseando que haya uno... más intolerable se hará mi situación.
Yıllarca hakkında ders verdiğin bir şeyin tam ortasında durmak gerçekten inanılmaz bir şey.
Es realmente increíble haber estudiado un lugar durante tantos años y que por fin pueda estar en su interior.
Gizemli, anlaşılmaz, karmakarışık ve güzelsin.
Eres tan misteriosa, imprecisa y complicada... Y hermosa.
Bu anlaşılmaz ve tam anlamıyla rahatsız ediciydi.
Saben, esto ha sido totalmente confuso y completamente inquietante.
Biz her neysek. Ayrıca işleri inanılmaz derecede...
Lo que sea que seamos... y luego te gusta hacer las cosas
Siz ve ekibiniz inanılmaz iş çıkardınız.
Ud. y su equipo estuvieron brillantes.
İnanılmaz bir çıkış yaptın ve artık Çikolata Prensisin.
Te volviste increíble, y ahora eres el príncipe del chocolate, ¿ no?
H.G Wells ve Buck Rogers'ın keskin hayal güçleri bile New Jersey, Belmar'daki laboratuvardaki kara ordusu mühendislerinden daha inanılmaz bir deneyim tahayyül edemezdi.
EL EJÉRCITO DE EE.UU. CONTACTA POR RADAR A LA LUNA La creatividad de H.G. Wells y Buck Rogers nunca habían creado una experiencia más fantástica que la de los ingenieros del Ejército en su laboratorio en Belmar, Nueva Jersey.
Askeri fethi yüceltirken kaçınılmaz olarak onun kurbanı oldular.
Glorificaban la conquista militar y finalmente se convirtieron en víctimas de la misma.
Bitkiler ve hayvanlar torpik bölgelerde bile inanılmaz sayılarla ölmeye başladı. Ancak yaşam güçlüydü.
Las plantas y animales se congelaron, hasta en el trópico muriendo en cantidades enormes.
Bu kozmik ışınları geriye doğru inanılmaz şiddette bir ölüme kadar takip etmek onlarca yıl sürer.
Tomaría tres décadas para rastrear de vuelta esos rayos cósmicos a una muerte de violencia inimaginable.
Bu çok ama, çok özel bir karışımdır, çok yavaş tesir eder ve inanılmaz acı verir.
Este es un compuesto muy especial, pero será lento y doloroso.
Bunlar kadın olmanın tamamen doğal ve kaçınılmaz kısımları.
Todo eso es perfectamente naturay y una parte necesaria en el proceso de convertirse en una mujer.
Annemi ve Bruce'u inanılmaz derecede rahatsız ettim.
Puedo poner a mi madre y a Bruce terriblemente incómodos.
Zannediyorum ki ben inanılmaz havalı bir dayıyım.
Supongo que soy un tío supercojonudo.
Sonradan Jason ile konuştum o bana Bill ile senin ne kadar yakın olduğunuzu anlattı. Sonradan anladım ki, belki de annemin zamanının doluyor olduğunu bilememek benim için küçük bir hediye gibiydi. Böylece oturup da kaçınılmaz son hakkında düşünüp durmak zorunda kalmadım.
Y luego hablé con Jason y me contó lo unidos que son tú y Bill y me pareció que tal vez el no saber que mi mamá moriría fue sentarme y pensar en lo inevitable.
İnanmayabilirsiniz ama bu iki minik kurabiye bir zamanlar bunu doldurabiliyordu. Ve son zamanlarda iki insana bu inanılmaz sonuçları alabilmesi için yardım ettim.
No lo creeréis, pero este prieto par de nalgas era antes capaz de rellenar estos. Y recientemente he ayudado a otras dos personas a conseguir los mismos sorprendentes resultados.
Yıllardır buraya geliyoruz ve ilk defa inanılmaz sonuçlarınızı birebir olarak görebiliyoruz.
Hemos estado viniendo aquí durante años, y por primera vez hemos sido capaces de ver los asombrosos resultados de primera mano.
Ama masa muhabbeti açılır açılmaz, birbirimizin boğazına yapıştık.
Pero empezamos a hablar de una mesa y de repente nos estamos degollando.
- Hayır, bütün gerçekler değil. Demek istediğim, Kahve dükkanı önünde Justin'e bağırdığını biliyoruz cinayeti itiraf etti ve cinayet ile ilgili inanılmaz fazla bilgisi var.
Bueno, sabemos que abordó a Justin afuera de la cafetería... confesó el asesinato, y lo sabía todo sobre el crimen.
Ve bence Leslie Knope inanılmaz bir iş yaptı.
Y creo que Leslie Knope hizo un trabajo extraordinario.
İnsanlar konusunda asla yanılmaz ve oldukça korumacıdır.
Es un sagaz juez del carácter y muy protector.
Birkaç antibiyotikle uzun ve inanılmaz verimsiz bir hayat geçireceksin.
Un simple tratamiento con antibióticos, y estoy seguro que tendrás una vida muy larga e increíblemente improductiva.
Penny ve Leonard, ikiniz de inanılmaz başarılı oldunuz ve New York'ta yaşıyorsunuz.
Penny y Leonard, los dos tortolitos tienen mucho éxito y viven en Nueva York.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]