Zek traduction Espagnol
101 traduction parallèle
Sevgili hanımefendi, bir kalem alıp, peşinizden gitmekten zek duyarım.
Querida señora, será un placer seguirla con un lápiz.
Yüce Nagus Zek'in kişisel altuzay frekansı.
Es la frecuencia subespacial del Gran Nagus Zek.
Başka bir deyişle Zek, ister Yüce Nagus ol ister olma,... burada bu görüşmeyi yapmanıza izin verirsek ve Dosi'leri aldattığınızı anlarsak bir daha bu istasyona adım atamazsınız.
En otras palabras, Zek si llevas a cabo esas negociaciones aquí y embaucas a los dosi no dejaré que vuelvas a poner pie en esta estación.
Gergin olması gereken Zek çünkü Quark baş müzakereci.
Con Quark como negociador, Zek debería estar nervioso.
Bu zaman kaybı. Zek'in kendisiyle konuşmalıydık.
Esto es una pérdida de tiempo.
Ben Zek'le konuştuğumuzu sanıyordum.
Deberíamos discutir esto con Zek.
Zek'in bizimle pazarlık etmeyecek kadar çok önemli birisi olduğunu mu ima ediyorsun? Asla bu tür bir şey ima etmek istemedik.
¿ Insinúas que Zek es demasiado importante para hablar con nosotros?
İstemediniz çünkü sizi öldürürsek Zek bizimle konuşmak zorunda kalır.
Si te matamos Zek va a tener que hablar con nosotros.
Zek gerçekten bir şey elde edebileceğini mi sandı?
¿ Pensará Zek que con esto va a conseguir algo?
Diğer Ferengiler Zek'in onu acımasızca eleştirmesine izin verirdi.
Otro Ferengi habría dejado que Zek lo dejara por los suelos.
Zek buna, Ferengi tarihinin en karlı fırsatı demişti.
"La mejor oportunidad de la historia ferengi".
Fakat tula çileğini kastetmemişti.
A Zek no le importaba el tulaberry.
Zek'e senin söylemen gerektiğini düşündüm.
Debes decírselo a Zek tú mismo.
Kimse Zek'e bir şey söylemeyecek. Anladın mı? - Fakat o bir kadın.
- Nadie va a decirle nada a Zek.
Zek bir kadın tarafından oyuna getirildiğimi öğrenirse mahvolurum. Bir daha bana asla güvenmez.
Si Zek se entera de que una hembra me ha engañado, será mi ruina.
Ben Krax ve bu babam, Yüce Nagus Zek.
Tardaste en comprender, ¿ eh? - Busco a Quark. - Lo acabas de encontrar.
- Ben Gral, senin yeni en iyi arkadaşınım.
Pero, por favor, llámame Zek.
Devam et. Zek?
Eres mi socio más cercano, mi amigo, mi hermano.
Yüce Nagus yabancılardan yardım dilenmez.
¿ Seguro que todos los socios de Zek estaban en el funeral?
Üstelik, Gral ve Krax bomba patladığında cenaze törenindeydiler, bu da ikisinin de bombayı ayarlamadıkları anlamına gelir.
Me resulta muy exraño que Maihar'du no estuviera en el funeral de Zek.
- Peki ya Zek'in uşağını? - Maihar'duyu mu kastediyorsun?
Me distraje con unas cosas.
Maihar'du için Zek'in cenaze töreninde gözükmemesi gerçekten çok garip.
¿ Privado? Tengo que irme.
Söylesene bana, Nava, Zek onun halefi olduğumu açıkladığı zaman, memnun oldun mu?
Que estoy dispuesto a compartir contigo... ¿ al 50 %?
"Üçüncü uydu, " onda... "
Zek nunca mencionó que hubiera viajado al cuadrante Gamma, ni que hubiera iniciado negociaciones en uno de sus mundos.
Yüce Nagus Zek'in en çılgın düşlerinden bile daha büyük bir ekonomik imparatorluk kuracağız ve ben hepsini kontrol edeceğim.
Crearemos un imperio que no se imaginaría ni el Gran Nagus y yo lo controlaré todo.
- Yüce Nagus Zek.
- El Gran Nagus Zek.
Zek benden ne istiyor?
¿ Qué quiere Zek de mí?
Zek beni sever.
Yo le caigo bien a Zek.
Zek'in bilgeliğinden ilk faydalanan Ferengiler biz olacağız demek.
Seremos los primeros ferengi en aprovecharnos de esa sabiduría.
Zek, Kutsal Pazar Yüce Girişimi üzerine yeni Kazanç Kurallarını açıklarken biz de orada olacağız. "
Tú y yo estaremos allí cuando Zek anuncie personalmente las "Nuevas Reglas de Adquisición" en la Gran Escalinata del Mercado Sagrado.
Zek'in davranışlarını, yeni Kuralları,... Ferengi Yardımseverler Derneğini, her şeyi.
El comportamiento de Zek, las nuevas Reglas la Asociación Benéfica Ferengi... todo.
- Belki de Zek onlara sadece kutuyu verecek.
Quizá Zek solo les dé la caja.
Zek yeni kuralların bir hediye olduğunu söyledi.
Zek ha dicho que las Nuevas Reglas eran un regalo.
Zek'ten Ferengi halkına bir hediye.
Un regalo de Zek a los ferengi.
Onlardan Zek'e bir hediye.
Un regalo de ellos a Zek.
Yeni kuralları Zek'in kafasına onlar soktu.
Fueron ellos. Pusieron la idea de las Nuevas Reglas en la cabeza de Zek.
Ben Zek'in kişisel kayıtlarını kırmaya gidiyorum.
Trataré de introducirme en el diario personal de Zek.
Zek'in kişisel kayıtlarına göre,... Küreyi, Kardasya 3 ile yaptığı temasların birinde almış.
Según el diario de Zen adquirió el orbe de uno de sus contactos en Cardassia 3.
Kişisel kayıtlarında Zek,... geleceğin çok parlak göründüğünü söylüyor.
En su diario personal, Zek dijo que el futuro era muy prometedor.
Zek'ten haberimiz var.
Conocemos al Zek.
Oyun oynanmadan önce sonucunu öğrenmek istiyordu.
Quería conocer el futuro. El Zek quería saber el resultado del partido antes de jugarlo.
- Öyleyse Zek'i getir.
- Tráenos a Zek.
Ve lütfen, bana Zek de.
Sí.
- Benim tatilim için!
¿ Zek?
İlki 85 yaşımdaydı.
¿ Zek?
Zek?
Pero yo pensaba... que como estarías tan ocupado siendo el Gran Nagus, yo me encargaría del bar.
Yüce Nagus olduktan sonra çok meşgul olacağın için, barın idaresini devralabilirim.
- ¿ Qué es esto? - Mi trozo de Zek.
- Benim Zek parçam.
Entonces, ¿ qué?
Bazı şüphelerin olmalı.
Esto no nos lleva a ninguna parte. - ¿ Qué hay del criado de Zek?
Zek'in ortaklarının cenaze törenine katıldığına emin misin? Evet, hepsi oradaydı.
Anoche estuviste fuera hasta muy tarde.
Zek Gama Çeyreğini dolaştığından hiç bahsetmemişti, yada oradaki dünyalardan birisiyle görüşmelere başladığından.
Que es justo como debe ser.